ağustos 14, yıl 2011. ev taşıyacağız nakliye şirketi ayarladık. yeni evimiz dördüncü katta. çok eşya yok ama kaba eşyalar mevcut tabi. adamlar geldiler, birinci kattan indirecekler eşyaları. üç kişi gelmiş. bende taşınmayı halledip işe geçeceğim. saat sabahın sekizi. adam sayısını gördüm dedim yok. öğlene kadar bitmez bu.. neyse adamlar eve girdiler, biri buzdolabını yüklendi, öteki koltuğu. her biri tek parça taşıyor, parçanın boyutunu ağırlığını hesap etmeden. yaşları da hafiften geçkin. 40-45 gibi. arı gibi indirip kamyona yüklediler. yeni eve gittik.. aynı hızda, aynı adamlar yine tek parçalar halinde eşyaları uçuruyorlar.. taa dördüncü kat.. ama adamlarda ter değil bildiğin su akıyor.. annemle ben kitlendik adamları izliyoruz. yardım falan da ettirmiyorlar.. işimiz bu deyip.
neyse efendim, yazın ortasında sırılsıklam bir halde eşyaları taşıdı bu adamlar. ramazan olduğundan dolayı sormaya da çekiniyor annem, su ayran falan verecek. sonra ben dedim, " ağabeyler, oruçlu değilseniz su vereyim.." bir yandan da vicdan yapıyorum.. niyetim belli.. ramazan ayı diye onlar isteyemiyordur belki diye düşünüyorum.. insaflarına sığınıp sordum.. "niyetliyiz, sağ olasın.." dedi..
bizim evi taşıdıktan sonra, kim bilir kaç parça eşyayı kaçıncı katlara götürdüler.. bir yudum su içmeden.. saygılar..