sınav sonucuna göre(aslında sınav sonucu falan yok, ihtiyaca göre, torpiline göre, keyfe göre atama var, sınav mınav formalite...) kısa dönem olacakların 12 günlük izin(her ay 2 günden 6 ay toplam 12 gün) ve en az 1 günlük yol iznini de koyduğunuzda yaklaşık 16 mayıs en geç 17 mayıs 2010 gibi tezkere alacakları, sınav veya herneyse sonucuna göre asteğmen olacakların da yaklaşık 1 aylık izinleri çıktığında 2010 Ekim'in sonu en geç kasım'ın başı tezkere alacağı sözlük yazarlarından oluşan grup.
313. ksd jandarma çavuşu olarak askerliğini yapmış biri olarak tavsiyem, "aman ben uzun dönem falan uğraşamam, 6 ayda olsun bitsin" şeklinde düşünenler ilk günden sınava gitmesinler, çünkü ilk gün daha çok asteğmen kontenjanları dolmakta, ama eğer "1 sene de olsa paraya ihitiyacım var, hem komutanlık yapmak da istiyorum" diyenler ilk günden gitsinler, yanlız asteğmenlerin acemilik eğitimleri çok ama çok zor, bazıları komando olacağından bu eğitim bazılarına çok zor gelebilir, evet 3 aydan sonra komutansınız ama o çileyi çektikten sonra.
o yüzden uzun dönem istemeyenler ilk gün gitmesinler, işlerini son güne de bırakmasınlar lakin son gün bazı asteğmen kadrolarını da boş bırakıyorlar özellikle son gün bilerek geç gelip işlerini son dakikada halletmeye bakan uyanıklar için böyle bir sürpriz hazırlayabilirler, bence en iyisi 2. gün gitmektir.
sınav mınav hikaye, orada daha çok tipinize, davranışlarınıza, giyim kuşamınıza bakıyorlar, bir sağlık kontrolü var, eğer bir raporunuz falan varsa doktora veriyorsunuz, oradaki görevliler rahatsızlığınız konusunda sizlere sorular soruyorlar, ancak bir raporunuz yoksa oradaki doktor sağlığınızdan çok tipinize bakıyor, konuşmanıza, davranışlarınızı inceliyor. eğer herhangibir saygısızlık yaparsanız veya tipiniz çok ofsaytsa(saç-sakal karışmış halde ise, üzerinizdeki elbise çok absürt ise gibi), doktor "yaz komando olabilir" diyebilir, işte o zaman % 90 ihtimalle komandosunuzdur (ayvayı yediniz demektir geçmiş olsun), ancak tipiniz düzgün, davranışlarınız saygılı ise doktor "yaz sağlam" diyecektir, o zaman % 90 ihtimalle kısa dönemsiniz. O yüzden gitmeden traşınızı olun, saçınızı tarayın, çok da abartmadan güzel elbiseler giyin ve davranışlarınıza dikkat etmeye çalışın, ne deniyorsa onu yapın, devamlı etraftan duyulacak şekilde "üff" "püf" deme, isyan eder gibi davranma, oradaki görevli askeri personelle tartışma gibi şeyler sizin alehinize olacaktır.
331. dönemlere şimdiden hayırlı tezkereler, valla askerlik olayı bambaşka bir olay, üniversite ortamına benzemiyor, "vatan borcu" diyorlar da ben inanmıyorum, asıl vatan borcu bu ülkeye faydalı şeyler yaparak ödenir, ne bileyim insanlığa faydalı bir bilimsel bir yayın veya buluş, bir sanat eserine imza etme, insanlara faydalı bir girişimde bulunma, bir hizmet yapmadır bence, yoksa belli bir dönem bir yerde nöbet tutarak veya bazı rütbelilerin emirlerini yerine getirerek vatan borcu falan ödenmez(burada doğuda terörist ile çarpışan er ve erbaşları saymıyorum, ancak neden yıllarca profesyonel ordu kurulmadı da, terörü bu acemi askerler tarafından bitirilmesi umuldu anlamak mümkün değil, neyse o da başka bir konu...)
şimdi üniversite mezunu adamız bizi çatışmanın göbeğine atacaklarını pek sanmıyorum. ancak yıllardır counter strike, half life, quake, cod, unreal tournament falan oynadık biz. hani bir çatışma çıksa, vurulsam bi dahaki el canlancakmışım gibi geliyor. zaten need for speed'den arabaya bir şey olmuyor mantığına alışmışız ilk araba kullanmaya başladığımda sigortacı abilerle baya muhabettim olmuştu. ancak bu canlanma olaylarını benim bünye pek kaldıramaz gibi geliyo...
sabah 6 da başlayıp akşamüstü 4 gibi sona eren bakırköy askerlik şubesi maceram sonrası sarı zarfımı ve 8,91 tl mi alarak dahil olduğum gruptur. o parayla da bi paket sigara aldım 2 de kaşarlı tost yedim, cepten de biraz ekledim bi ayran içtim.
devlet babadan da ufak da olsa bir nasibimiz varmış bu hayatta demek ki. şimdi tuzla yolları taştan var mı büyük beşiktaştan...
şunları, şimdiden öğrenip şok geçirmemesi gereken arkadaşlardır:
-taşak basmak (heç bir iş yapmamak. ipimle kuşağım sitimle döşeğim modudur.)
-şafak patlatmak (bilmem nereden kalktı tren, bilmem nerede durdu tren, bilmem ne devremin şafağı x olmuş, alkışlamayan ya ibine ya dötveren)
-ben mi yapayım (1 yıldır askerlik yapıyorum, bu saatten sonra ben mi çalışacam, yeni gelenler çalışsın. taşak basmak ile ilintilidir.)
-beraber mi bot bağladık (senden eskiyim, belanı sigerim.)
-dede torun muhabbeti (önce gelen, sonra gelen.)
-alt devre, üst devre, piç torun, has torun (sözlükteki nesil muhabbeti gibi...)
-boru gibi ya da boru vaziyeti almak (iyi ve rahat durumda olmak anlamındadır. askerlik kebap lafının bir türevidir.)
-zoruna gidenin, borusuna gitsin (askerliğinin bitmesine az kalanların, şafağı çok olanlara verdiği ayardır.)
-şafak aydınlık (askerlik bitti bitecek.)
-şafak karanlık (bu askerlik bitmez.)
-mehtap (izin dönemine verilen addır.)
-bir de dinlemek zorunda kalınan şarkıcılar vardır. tek bir isim aklımda kaldı. yusuf harputlu, bu isme aşina olun. (bkz: le le)
5 ay 5 gün, acemilikti, dağıtımdı filan derken 1.5 ay zaten gidiyor. geriye ne kaldı, 3,5 ay. haydi kolay gelsin şimdiden.
327. donem askere giden biri olarak simdiden hayirli teskeler diledigim yazarlar. simdiden soylim zaman kavrami cok farklidir orda. dunyanin kendi etrafinda donusunu 24 saatte tamamladigindan suphe edebilirsiniz..
