celtic'le juventus bu sezon şampiyonlar ligi'nde birbirine rakip olunca, hatta yarım saat kadar sonra son 16 eşleşmesindeki ilk maçları başlayacakken bir an aklıma düşen maç. celtic park'ta oynanan uefa şampiyonlar ligi 2001-2002 sezonu e grubu son hafta maçıydı. celtic o sezon evinde atarlı bir görüntü çizmiş, velhasıl deplasmanlarda oynadığı maçlarının tamamını kaybetmişti. deplasmanlarda eline aldığı bu üç maça sırasıyla bakarsak:
-juventus'a nicola amoruso'nun son dakikada attığı penaltı golüyle yenilmişlerdi, henrik larsson'un da bu maçtaki derin çabası sonuçsuzdu.
-fc porto deplasmanında ki dragao'da yoktu o zaman, estadio das antas'ta 3-0'la dağıldılar ki bu maçta mario da silva'nın kaleciyi öldürmeye yönelik müthiş füzesi ve bu golün ardından hüngür hüngür ağlayan bir celtic taraftarının görüntüsü akıllardan çıkmamıştır.
-rosenborg deplasmanında aldıkları 2-0'lık yenilgi de esasen zamanında celtic park'ta itin götüne sokulmuş harald martin brattbakk'ın iki gol atıp eski takımından aldığı çok acı rövanşına tekabul eder. hey gidi koca norveçli...
sempatik martin o'neill yönetimindeki celtic'in bu maça çıkarken das antas'ta rosenborg'un portekizlileri marizlemesini bekleyecekti. martin o'neill futbolcuyken nottingham forest formasıyla iki kere o zamanki adıyla şampiyon kulüpler kupası şampiyonluğu yaşamıştı hali hazırda, bilirdi yukarısının nasıl bir yer olduğunu.
celtic park'a keltler klasik enlemesine yeşil-beyaz şeritli formasıyla çıkarken juventus kapkara deplasman formasıyla ve grup liderliğini garantilemiş olmanın nefis rahatlığıyla ayak bastı. celtic ise gruptan çıkmak için savaşacaktı, galibiyet yetmez bir de porto'nun tökezlemesi bekleniyordu glasgow semalarında. hatırlatayım, bu maçta juve kalesini gianluigi buffon yerine parlak çocuk fabian carini korumuştur. bu maçı bana esas hatırlatan ise efsaneler efsanesi alessandro del piero'nun, nam-ı diğer grande alex'in muhteşem serbest vuruş golüydü. perdeyi açan goldü bu. böyle sağ çaprazdan uzak sol köşeye fena astıydı. hala saygılarımla anarım alex ağabeyimi.
hemen ardından belçikalı valgaeren'in ve chelsea kariyeri hala büyük taşak konusu olan chris sutton'ın kafa golleri ilk yarıda celtic'i bir anda 2-1 öne geçirdi yenik durumdan. ikinci yarında grande alex geldi kenara, oyuna giren david trezeguet hemen ikinci yarının başında skoru 2-2 yapıp maçtaki tansiyonu epey yükseltmiştir ama sonrasında bir kornerde chris sutton'ı indiren mark iuliano penaltıya sebep olunca büyük fedai larsson torino'da uyguladığı tarifeyi celtic park'ta da uygulayarak skoru 3-2'ye getirmiş ve martin o'neill'i havalara fırlatmıştır. hatırlatalım torino'daki 3-2'lik maçta da larsson penaltıdan bir gol atmıştı, şimdi de skor aynıydı ve celtic lehineydi şimdi. diğer maçta ise porto rosenborg karşısında 1-0'lık üstünlüğünü sürdürdüğünden diken üstünde bir sevinçti bu. daha sonrasında maçın kahramanlarından sutton beyefendinin bir gol daha atmasıyla maçı bir anda 4-2'ye getiren celtic gözünü das antas'a çevirmişti haliyle. bu bölümde celtic müthiş oynamış, 5. hatta 6. golü bulabileceği pozisyonları bulmasına rağmen kazmalık baş göstermişti. akabinde arsız trezeguet'nin ayağından gelen golle yusuf yusuf olunsa da zeval gelmemiş, maçın skoru tayin edilmiş, 4-3'lük heyecan fırtınasının ardından rosenborg'un porto'ya gücü yetmeyince 3 iç saha galibiyeti, 3 deplasman mağlubiyeti ile 9 puanda kalan iskoçlar şampiyonlar ligi'ne veda ediyor, fc porto ikinci tur grup maçlarında yer almaya hak kazanıyordu. o değil ben fc porto'nun revigres reklamlı formalarına hastaydım, neyse.
o gece benim aklımda kalan tabi ki ilkin galatasaray'ın 2-0'lık psv galibiyeti ile beraber gruptan çıkmasıydı ama diğeri de kesinlikle martin o'neill'in celtic'i ile marcelo lippi'nin juve'si arasında gol yağmuru şeklinde geçen bu amansız kapışma ve celtic'in taraftarına umut tacirliği yaptırdığı bu galibiyet idi, güzel geceydi vesselam. celtic'le juventus arasında o sezon oynanan 2 maçta 12 gol atılmış, seyirci gole ve kahıra doymuştu. bu maçtan 2 gün sonra da galatasaray bursaspor'a deplasmanda 5-0 yenildi elhamdilüllah, golleri de ömer kılıç, murat sözkesen(2) ve okan yılmaz(2) atmıştı, bir masal daha böyle bitmişti...