galatasaray'ın keyif vermediği maç olup, ankaraspor'un eğer duran toptan yediği golle çözülmeseydi galatasaray'ın başını baya bir ağrıtacağı maç olacaktı. net skorla galip gelip lider olmak güzel şey de ankaraspor'lular ayağa top yaparken seyreden mor formalı adamlara ne demeli? neyse içimdeki hikmet karaman'ı gizli tutuyorum, frank rijkaard zaten kör değilse bu tutuk oyunu farketmiştir ve futbolculara gereken uyarıları yapacaktır. hadi gene iyisin cimbom...
galatasarayın galibiyetle sonuçlandırdığı maçlardan biridir. takımın tutuk oyununa ikinci yarı müdahale eden rijkard yerinde değişiklikler yapmış sonradan oyuna dahil olan kewell ve nonda golü atarak taraftarına güzel bir galibiyet hediye etmiştir. *
galatasaray'ın taraftarlarını 70 dakika endişelendiren karşılaşmadır. maç boyu atak yapan galatasaray bir türlü golü bulamıyordu. buna karşılık tehlikeli pozisyonlar vermesi herkesi endişelendirmişti.
ama rijkaard'ın oyuna müdahelesi her şeyi unutturdu. oyuna giren üç kişinin de galibiyette payı var. kewell ardanın köşe vuruşuyla harika bir kafa golü attı, aydın gol pası verdi ve nonda gol attı. bu üç oyuncu oyuna sonradan girdi. rijkaardı kutlamak gerek. elanoyu tam zamanında çıkardı. çok yorulmuştu. tebrikler galatasaray.
galatasaray' ın ilk yarıyı vasat bir performansla bitirdiği, ikinci yarıda da ilk golü bulmasıyla rahatladığı maç olmuştur. bu arada, atılan iki gol tüm maç boyunca bu sezonki alışıldık galatasaray performansının çok altında oynandığı gerçeğini değiştirmemiştir ne yazık ki.
ve şimdi genel bir değerlendirme yapılması gerekirse aşağıda anlatacaklarımın yaşandığı/yapıldığı maçtır:
sabah saat 10 sularında gözlerimi yeni güne açarak 12 sularında kızılay' a geçtim. kızılay' da 3-3,5 saat playstation başında zaman geçirdikten sonra yeni maltepe pazarının karşısına geçtik 3 kişi olarak ve stada geçecek olan, ankaralı aslanlarca kiralanmış olan otobüsü beklemeye başladık. saat altıya doğru gelen otobüse yerleşilerek çeyrek geçe yola çıkıldı ve uzun bir yolculuktan sonra dağın başındaki güzel stada ulaşıldı.
ardından kimilerinin iftarı beklemesi, kimilerinin tezahüratlarla takımı karşılaması ile geçen bir maç öncesi yaşandı stadın önünde. saat sekize doğru ise stada giriş yapılmak üzere girişlere geçildi.
fakat burada birdenbire cereyan eden olaylar sonucu çok değişik şeyler vuku buldu. bileti hazır üç kişi olarak ufak bir kapıdan geçerek turnikelere doğru ilerlerken birden herkes koşmaya başladı ve küfürler, çığlıklar, bağırtılar ile kalabalık hareketlendi. ileriye bakıldığında ise kapıda durmakta olan güvenlik görevlilerinin kaçmakta olduğu gözlendi. bu sırada galatasaray taraftarı küfürlerle ve sinirle turnikelerin tepesine tırmanıp atlamaya ve sonunda bir turnikeyi bozarak ve kırarak giriş yapmaya başladı. bu sırada biletini vererek sakin sakin maça giriş yapmaya 19 mayıs stadyumundan alışık olan biz üç kişi de bu karışıklığın ortasında bulduk kendimizi ve tereddütle geçmiş dakikalardan sonra zorlanarak döndürülen turnikeden giriş yaptık. içeride öğrenilen bilgi ve ayrıntılar sonucu olan biten şu ki; istanbul' dan gelen taraftar topluluğu yaklaşık 250 kişiydi ve bunların sadece 100 tanesinin bileti bulunmaktaydı. çoğu stadın önünden bilet alacak bu topluluk biletin 45 lira olduğunu öğrendiğinde haklı olarak delirdi ve sonunda böyle bir tepkiye başvurarak içeri girdi ve yerleşti. ve hemen ardından tribünde yerini aldıktan sonra melih gökçek isimli belediye başkanına methiyeler, sevgi dolu tezahüratlar düzdü. *
maç boyunca sürecek olan melih gökçek' e sevgi sunma gösterileri arasıra tekrarlanarak maç öncesi tezahüratlar başladı. bu arada ankaraspor tribününde bir sataşma olayı oldu fakat kısa ve net bir biçimde sonlandırıldı. girişte sorun çıkması sebebiyle turnikelere yerleşen takviye birlikler duruma hakim olunca stat içinde olan biletler toplandı ve dışarıda kalanlara ulaştırıldı. bir karışıklık sürecinden sonra ankaralı aslanlar yerleşti yerinde sonunda maç başladı.
alıştığımız galatasaray değil, ankaraspor karşısında saçma ve abuk bir basitlik ve hatalarla dolu bir oyun sergileyen bir galatasaray vardı. kayda değer pozisyonlar olmadı pek ve elano' nun yaptığı hareket de tezahüratlar arasında kaynadı. görebilenlere ne mutlu. fakat elano' nun yaptığı hareket kendisinin vasat bir performans sergilemesi sonucu fos çıktığının düşünülmesine engel olmadı ne yazık ki. ilk yarı bir belirsizlikle ve kötü bir performans ile tamamlandı. bu sırada çatallanmış olan bir ses kaldı geriye ve sigara yasağına rağmen sigaralar yakıldı ve bitirildi. bu sırada sigara yasağı sebebiyle birkaç kişiye polis uyarı yaptı fakat önemli derecede bir sorun ve tepki oluşmadı.
ikinci yarı ise tribünlerin iyice coşması ve deli gibi bağırılması sonucu güzel bir atmosfer yakalandı ve istanbul ile ankara' nın tatlı bir kontra-tezahürat dizisi oluşturması da güzel oldu arada. en sonunda 'istanbul ankara omuz omuza' denerek tatlı bir sona bağlanıldı ve tek ağızdan tezahürat ile galatasarayımız desteklenmeye devam etti. bu arada ankaraspor' un önemli kurtarışlar yapan kalecisi de tribünden bayağı sevgi(evet) yedi. gollerin bulunması ile rahatlandı. yine de gollerin geç gelmesi galatasaray' dan bu sene beklenen performansı bozabilirdi bu yüzden dikkat edilmesini ve sadece bu maçlık bir hata olmasını diliyorum.
ilk golden sonra biraz rahatlamış tribün yine desteğe tam gaz devam etti ve özellikle 'gerçekleri tarih yazar'ın stadın her tarafında söylenmesiyle ve karşı tarafla karşılıklı tezahürat edilmesi ile tribün tam anlamıyla coştu. yine de nevizade gecelerine geçilecek kadar rahatlanmamıştı ki birkaç sefer başlayan tezahüratlar söndü kısa sürede.
ve tam ikinci golden önce nevizade geceleri toplu bir şekilde söylenmeye başlandı ki gol geldi. gol sevinciyle üstümden alçak uçuş yapan insanlar ile biraz fiziki ve manevi zarara uğramış olsam da o coşku ile sevinildi, atlandı, uçuldu, sıçıldı ve yarım kalmış nevizade geceleri muhteşem bir şekilde tamamlandı.
maç sonunda ise çıkışlarda sorun yaşandı. maç esnasında meşale yakmış olan birkaç kişi ve çıkarılan birtakım huzursuzlukların sebebi sayılan birkaç kişi arandı ve ufak bir sorun çıktı. bu sırada stattan çıkış yaptığım için olayın sonucunu bilmiyorum.
ve sonunda stat dışına çıkılması ile feci bir manzara ile karşılaşıldı. muazzam bir trafik vardı. ve o trafikte dönüş için araba beklenirken maç öncesi 7.5 lira olan köfte-ekmeklerin 2 liraya satıldığı gözlendi. ayrıca bu karışıklığın bir sebebi olan melih gökçek yeniden sevgilerle selamlandı. *
nihayetinde, her tarafında(ankaraspor tarafı dahil) galatasaray taraftarı ile dolmuş olan asaş stadı' nda yapılan bu karşılaşmanın ardından uzun bir dönüş gerçekleşildi, eve ulaşıldı ve işbu entry girildi.
büyük maçlar için oynadığımız oyun bizi biraz korkutsa da küçük takımlarla oynanan maçlarda sonuca bir şekilde ulaşabileceğimiz gösteren maçtır. illa bir iki yıldız çıkıp bir şeyler yapıyor. geçen elano bombaladı, bugün kewell kafayı çaktı, yarın baros, öbür gün arda, keita. hepsinin birden kötü oynaması çok zor ihtimal.
herkes biliyor ki şampiyon olan takımlar büyük maçları kazananlar değil, küçük maçları en az kayıpla atlatan takımlardır.
kötü oynarken de kazanan takımın maçıdır.
ayrıca 3 küsür gol ortamasıyla oynayan bir takım da sonuçta deplasmanda biraz zorlanabilir. sonuçta bu futbol. her zaman sonuç aynı olsa ne zevki kalıcak.
ayrıca galatasaray yenilecek te, o zaman teknik ekibin istifasını falan mı bekleyeceğiz. böyle bir düşünce tarzı olamaz.
sezon başından beri umut vaadeden galatasaray, yavaş yavaş kendini gösteriyor. çok daha iyi de olacaktır. fakat biz de tepkilerimizi biraz mantıklı vermeliyiz.
ilk üç maça bakıp avrupa şampiyonu olur diyen şansal büyüka, tek maça bakıp evet biraz ümidim kırıldı diyorsa bu işte zaten bir dengesizlik vardır. ki adam duayen, kesin bir dengesizlik var.
neyse efendim, toparlarsak, asla bir hayalkırıklığı olmamış maçtır. evet, bugün galatasaray yenemese bu bir sorun olurdu. ama yenecekti, çünkü ankaraspor kendine inanmıyordu.
galatasaray'ın kalitesinin genel anlamda yükseldiğini gösteren maçtır. camia kendine çıta olarak "güzel oyun, güzel skor" felsefesini benimsediği için normal kaliteye göre daha vasat kalan maçtaki bu oyun homurdanmalara sebep olmuştur. geçen sene olsa...
ligi domine eden 2 takimdan biri olan takimin, tipki digeri gibi formasinin kazandigi mactir. ama onemli olan da budur zaten. onemli olmakla birlikte ayni zamanda klişedir lakin, kötü oynarken de kazanabilmek icin buyuk takim olmak gerektiği, yadsınamaz bir gerçektir.
sabaha kadar oynansaydı eğer yine galatasaray'ın kazanacağı maç.
galatasaray'ımız maça donuk başlaması, tempoyu bir türlü yakalayamaması ve ankaraspor'un katı defans anlayışı bir kaç net pozisyon haricinde sıkıcı bir ilk yarıya sebep olmuştur. ikinci yarı ise biraz daha hızlı başlamış devamında akıllıca yapılan oyuncu değişiklikleri ve arda turan'ın biraz hareketlenmesi galibiyeti getirmiştir.
elano blumer'in fizik-kondisyon olarak yüklemeye ihtiyacı olduğunu, -bu takımda çok şey başaracaktır-
milan baros'un formunu yakalayabilmesi için biraz daha zamanın gerektiğini,
arda turan'ın milli maçı düşündüğü için midir nedir gerekli performansı sergiyelemediği, -yine asist yaptı tabii-
sabri sarıoğlu'nun bu takımda yerinin olmadığını, -sabri ile dağlara taşlara-
hakan balta'nın, caner erkin'in gelişi ile birlikte daha iyi olacağını, -biraz sakatlığı vardı-
abdul kader keita'nın harika olduğunu gördüğümüz karşılaşma olmuştur.
Son olarakta; süper lig, uefa, türkiye kupası derken oynanacak tüm maçlarda elbet takım 4-5 gol atarak, rakibini ezemeyecektir. Zorlandığı, zorlanacağı, kötü oynadığı, oynayacağı maçlar olacaktır. O yüzden tek maç ile kimseyi idam etmenin gereği yoktur. sakin olalım çünkü bu takım güveni gerçekten hak ediyor.
sonuçta pek iyi oynamadığımız çok pozisyon verdiğimiz bir maçtır. frank r. işini bilen bir teknik adam olduğunu bu maçtada kanıtlamış yaptığı önemli değişikliklerle maçı getirmesini bilmiştir.
ayhanın galatasaray için ne kadar önemli olduğunu görmüş olduğumuz maç. topla ve sarp ikilisi birbirine benzer adamlar. hücum yönleri, pas yüzdeleri ayhan kadar iyi değiller. bu yüzden hücumda kıtlık yaşandı dün.
galatasaray ismine yakışır sonuçlar almaya devam ediyor,buna bir çeşit geçen seneden kalma hesapları kapatma serisi de diyebiliriz.eylülün ilk gününde kayıpsız zararsız liderlik koltuğuna kurulan aslan artık yavaş yavaş arayı açmaya başlayacaktır ilerleyen hatfalarda,ayrıca Guiza nın ''bizim kazanmamız yetmez galatasaray puan kaybetmeli'' tedirginliğinin haklı olduğunu da ekleyelim bu yoruma.ne diyelim iyi olan cimbom iyi olan hep kazanacak bu sefer nonda ve kewell ile oldu bir dahaki sefere kiminler olur allah kerim...
