yav o bu değil de, sparta'yı bizim ısparta'da zanneden herkes el kaldırsın. nasıl gaza gelmiştim, işte anadolu böyle medeniyetler çıkarıyor olm diyerek. hayallerimizi yıkan film.
kitabının görkemini yansıtabilmiş ve bence pek çok açıdan oldukça iyi olan film.özellikle o dönemin şartlarını(müneccimlere bağlılık,dinin önemi vs.) ve her dönem devletlerin başına bela olan iktidar entrikalarını çok iyi yansıtmış.gerard butler da şimdiye kadar ki en oyununu bence bu filmde oynamıştır.
bildigin vahseti sana doya doya izlettiren onun disinda ne bir braveheart ne de bir er ryan'in senaryo doyuruculugunun yanindan bile gecmeyen katliam filmi. hele hele fiskiran kanlarin havada daha yere bile düsmeden bilgisayar oyunlarindaki gibi yok olmasi yok mu!!
gerçek hikayesine kıyasla biraz daha fantastik olan, vakt-i zamanınca 300 sparta falanks yayasının 15000 pers süvarisine karşı kazandığı zaferini konu alan 2007 yapımı muhteşem bir filmdir...
300 tane body salonundan çıkma baklavacılar alınır. Arkaya siyah filtreli kamera kurulur. iyi bi görüntü yönetmeninin eline bu malzemeler verilir. Ortayada böle bişey çıkar.
ayrıca şunu gördüm ki filmi çok ince ele alanlar pek de eğlenememiş. ben ise tam tersi; filme sadece eğlenmek için gitmiştim. yok siyasi mesajmış yok sahte kahramanlık hikayesiymiş. bunları eleştirsem de değişmezdi hiçbir şey. zaten yapılmış film. ve izlediğimde çok güzel vakit geçirdim. bir filmden başka birşey bekleyemem, ne bir mesaj ne de propaganda. sadece bana iyi vakit geçirmesini ve aklımda yer etmesini isterim.
sparta'da her mevsimin yaz olduğunu gösteren filmdir. erkekler peştemalla, kadınlar yarı çıplak gezer. ayrıca kraliçeler asla üşümez ve teşhicidirler.
filmin en başında elçi kuyuya itilirken çok tanıdık bir görüntü mevcut, dikkatli izleyenler için. türk filmlerinde sıkça rastlar ve güleriz; "ulan şu rezilliğe bak" diyerek. görüntü, elçinin sağındaki adama sokulan kılıcın koltukaltına denk gelmesi. e normal tabi, adama ciddi ciddi sokacak değiller ama en azından doğru açı ile gizlenebilirdi. zamanında cüneyt abimizin eline bu filmin bütçesinin onda biri verilse harikalar yaratırdı. ne filmler çekerdi bize. adıda 300 spartans değil en fazla 30 turks olurdu. 30 bile fazla 3 yeter.
spartalı savaşçıların vücutları maşallah heykel gibi. gazetelerde 2 ay kampa girip, doğal yoldan yaptıkları anlatılıyordu o vücutları. pardon ama külahım şurada ona konuşun demek istiyorum. kralımız leonidas'ın göğüs uçlarında görünen jinekomasti epey ilerlemiş. çocuk verseler emzirir. o derece yani. kısacası vurmuşlar steroid'in gözüne.
persler belki barbar gibi gösterilmek istenmiş ama olmamış. onu da beceremişler. barbarlığın kralını spartalılar yapıyor. yaralıları çatır çatır kılıçtan geçiriyorlar. pers ordusu biraz avanak tasvir edilmiş o kadar. e o da olsun artık. nerede hilal taktiği ile osmanlı ordusu, nerede dar geçide saldıran pers ordusu. persler köpeksiz köye düşmüş elleri değneksiz geziyorlar. pers kralı da parlak bi delikanlı.*
film içi diyaloglar ciddiyetle alakasız. verilmek istenen mesaj belli; o kadar cesuruz ki ölüm umrumuzda değil! ama olmamış be spartalılar. hayatınız dalga dubara. azıcık akıllı olsanız eve sağlam dönerdiniz.
filmin sonlarına doğru kralın kraliçeye yolladığı ulak (tek gözü kör olan asker) kraliçeye kolyeyi verirken çalan müzik olmamış hiç. yönetmen koyacaktı oraya sari gelin'i bak bakalım duygu seli nasıl olurdu. ama nerede onlarda o akıl!
ama film bunlara rağmen izlenmeli. bazı sahnelerde insanın tüyleri diken diken oluyor, "adamlara bak yahu" diyerek. sonra da bunların efsane olduğu geliyor insanın aklına. kendi tarihimizdeki olayları düşünüp kızıyor insan kendi kendine, neden bizde yapamıyoruz böyle filmler diye!
başrolünde gerard butler 'ın oundaığı, geçtiğimiz kışın, türkiye de dahil olmak üzere pek çok ülkede en çok iş yapan filmlerinden biridir.
(evet tanımı yaptık yoruma geçelim)
--spoiler-- pers kralı kraldan başka her şeye benziyordu aslında. biraz daha deşersek belki travesti çıkar.
--spoiler--