300 madenci öldükten hemen sonrasındaki seçimlerde yakınlarının tekme tokat dayak yediği partiye yine oyvermiş olmalarından kaynaklanmaktadır. şahsen ben artık ne halleri varsa görsünler demişimdir.
Kozlu'yu, Soma'yı Torunlar'ı unutanların gerçekte kim olduğu ortaya çıkmıştır. Bu kafa Soma'ya sabotaj; Torunlar'a komplo diyebilmiştir. Bu enrty de bu olay darbe girişimi için tezgahlandı, hükümete yüklenmek için organize edildi diyebilmek için yapılan bir girizgahtır.
yine dengesiz bir yazar söylemi. soma'da 301 can gitti ulan. kimin yüzünden nasıl olduğunu hepimiz biliyoruz, onu tartışmayacağım. ama aklı olan adam, adam olan kişi veya yalnızca bir insan, 301 sayısını 300'e yuvarlayamaz. senin klavyende yapmaya üşendiğin ufak bir parmak hareketi şimdi toprak olmuş bir can demek. geride kalan eşlerin, anaların, babaların, anaların, kardeşlerin, oğulların, kızların ve hatta sevgililerin canı demek.
şunu düşünemeyecek kadar öküz olan kişi zaten genel başkanı sorumlu olduğu millete karşı konuşurken "ulan hepiniz oradaydınız be" gibi bayağı ve kaba bir söz kullanan partiden başkasına oy atmaz.
niye ölülerin tokuşturulmaya çalışıldığı merak konusudur. hepsi bu ülkedeki birtakım duyarsızlıkların ve ihmalin kurbanıdır. onu kaale almayalım, bunu kaale almayalım; ondan sonra da bir sonraki tecavüz ve cinayette yine aynı noktalara geri dönelim o zaman. bu ne saçmalıktır.
Ölüler üzerinden prim yapmaya yeltenen varlığın sözleridir.
300 madenci için de gözyaşı döktük. Özgecan'ın simge olduğunu da anlamadın demi gerizekalı yazar bozuntusu. Kadınlara bugüne kadar uygulanan şiddet protesto ediliyor. Aynı şey madenciler için geçerliydi. O güne kadar hayatlarını kaybedenler için yürüdü insanlar. Bu hep böyle olur. Olaylar olur toplumsal tepki birikir birikir patlar ama nerde sizin gibi ölü sevicilerde bu anlayacak zeka.
Siktirip gidip yatması gereken hatta yok olması gereken zihniyet soma olaylarında ''şehitler bu kadar konuşulmadı söz konusu eleştiri olunca hepiniz prim yapıyorsunuz'' diyen zihniyet şimdi de soma konuşulmadı bu kadar diye aynı boktan düşüncesini tazeliyor.
bir insanlık suçuna gösterilen tepkiden sıkılan kişi beyanı. Bahsi geçen insanlık suçunda, taciz, tecavüz, bıçaklama, yakma ve daha bilmediğimiz kim bilir ne vahşetler var. Ama fazla uzatmışız tepkiyi.
Bu tepkiyi verenlerden, maden faciası olduğunda da soma holding merkez binasını korumaya çalışıyordu polis hem de dönemin başbakanı madenci yakınlarını tokatlarken. Şimdi bu düşünceye sahip olanlar, o gün de abartıldığını söylüyorlardı tepkinin.
Böyle bir durumdan nasıl olur da prim yapılabilir? Nasıl bir getiri sağlanabilir anlayabilmiş değilim, iki gündür prim muhabbeti sürüyor. el insaf diyorum. El insaf!
Şu yazarın annesinin suçu ne ulan demekten yoruldum artık.
Koyverdim aga, iliklerimdeki öfkeyi tamamen saçtım ve yine annesini tenzih ederek. Büyük ihtimal yazdıklarını kendi de onaylamıyordur ama bunu bir eğlence (!) Olarak görüyordur bu yazar. Ben senin yetiştirilme tarzını sikeyim be.
Allah aşkına, bildiginiz kutsallar, sevdiğiniz insanlar aşkına çocuklarınıza diyalektik öğretin, enpati öğretin. Edebiyat öğretin farklı hissetmeyi öğretin.
Yoksa bu arkadaş gibi olur. Bu insan sıçmığına kızdığım konu soma gibi içimizi yakan bir olayla, özgecan adlı rahmetli olmuş bir diğer can yakan olayı karşılaştırmasıdır yani bunu goygoy malzemesi yapmaya çalışmasıdır.
Ha söyleyeyim bu arada dangalak yazar; islam hukukunda kendini savunamayıp ölen de Şehittir, rızık peşinde koşarken ölen de. Pardon şehitler ölü değildir.
Sen bu komik gelen laflarınla götünü yayarak eğleniyorsun ya, yarın o Şaşmaz adalet Terazisi kurulduğunda o kızdan da o işçilerden de af dileyeceksin, en rezil en sefih halde.
Şahit olun ahali; ben şahidim
Tepki verme potansiyeline sahip olanlar iki duruma da tepki verdiler. Asıl problemi olanlar tepki vermeyip tepkileri yapıştırma peşinde olanlar.
Olaylar gittikçe daha çok can sıkıcı oluyor ve tepkiler de haliyle artıyor. Yani madencileri kimse mi umursamadı ? Böyle şeylere takılıp zihninizdeki tepki yoğunluğunu bölmeyin. Zaten bunu istiyorlar. Nihat doğan ortaya atıldı tepkiler kadına şiddete olan bir uyanıştan nihat doğana düşmanlığa dönüştü.
insanlığın en çok tiksinilmesi gereken yanıdır. ne kadar korkunç ne kadar iğrenç olursa olsun kimlerin canı yanarsa yansın üç beş güne unutuluyor. bunun ne siyasetle ne de başka bir şeyle ilgisi var. bu sadece insanlığımız ne seviyede olduğunu gösterir.
özgecan'ın başına gelenler tarif edilemez bir olay ama ilk kez olmuyor. üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen hala unutamadığım ve bazı geceler uyumama engel olacak kadar beni rahatsız eden üç olayı hatırlatayım size.
hatırlar mısınız bir zamanlar iki bayan bisikletle dünya turuna çıkmıştı ve ne yazık ki yollar bu iki bayanı türkiye'ye getirdi. o kadar yer gezip sorunsuzca devam ettiler ve bizim ülkemize girince ne oldu? ikisine de tecavüz edip öldürdü insanlıktan habersiz iki köpek. bu da yetmezmiş gibi bir türk dizisinde dört erkek bir kıza tecavüz ettiği bir sahneden dört erkek "bunu bizde yapabiliriz!" diyerek gerçek hayata taşıdı ve bir kız tecavüz ettiler. aslında bu dizi yüzünden aynı olay farklı kişilerce iki kez yaşandı. şimdi sonuncu örneğim ve çok ciddiyim bu olay ne zaman aklıma gelse ne iştahım kalıyor ne de uyuyabiliyorum. 15-16 yaşlarında bir kız (yaşını tam hatırlamıyorum) başı kapalı bir kocakarı tarafından ortalama babası yaşlarında 56 erkekle seks yapmaya zorlandı ve kocakarı erkekleri tembihledi "kızlığına dokunmayın." diye. ben o kızı tanımıyordum ama bir türlü unutamadım. onunla her ilişkiye giren adamın "benim senin yaşlarında kızım var. ramazan ayında gel yemek veririz." demesini ya da kıza üç beş lira para bırakmalarını unutamadım. o kız mahkemede oturabilmek için üç ameliyat geçirdi ve hiç utanmadan "kızın niyeti vardı." dediler. küfür yasaktı burada ama o 50 küsür o***** çocuklarının nerelerde tanıdıkları vardı da böyle bir söz o adaletin mekanı sayılan yerde söylenebildi. yalan olmasın bunu öğrendikten sonra mahkeme ne oldu bilmiyorum bakamadım... ama bu yazıyı atar atmaz hemen bakacağım.
bu ülke gereğinden fazla şehit verdi. bu millet konuşarak çözülebilecek sorunları kan dökerek çözdü. sanırım buna verilebilecek en güncel örnek beşiktaş maçı olurdu. ben gerçekten bu durumdan sıkıldım. sürekli kötü olaylar yaşanıyor ve ne zaman kötü bir olay olsa tüm türkiye bağırıp, çağırıp, lanetler yağdırıp küfrediyoruz ama küfürlerimiz bitince, yürüyüşümüzü tamamladığımızda sanki işe yarar bir b*k yapmışız gibi "ben yapmam gerekeni yaptım." deyip normal hayatlarımıza dönüp birkaç gün yaptığımız şeyle gururlanıp sonra unutuyoruz. yani dünyadaki en kötü ülke değiliz çok şükür ama düzgün bir ülke olmaktan da çok uzağız.
yukarıda size anlattığım olayları merak ediyorum kaçınız hatırlıyor?
tayyop'un da dediği gibi "bu mesleğin fıtratında ölüm var". bir akp'li olarak bu ifadeyi sindir, sonra tecavüz edilip yakılarak öldürülen ama chp'li kızların arkasından "ama fazla üzüldünüz" diye çemkir. matem üçle beşle ölçülmez.
Tipik Türkiye tepkisidir.barış akarsu öldüğünde de "o kadar şehit ölüyor da nerdeydiniz" demişti o kafalar. Ne alaka lan? Sanki kendin ayrı bir tepki koydun bizden gayrı.
öncelikle "senin bu yazıyı yazamana vesile olan parmaklarının amıngoyuyum yavşak". lan soma felaketi ve sonrası neredeydi acaba bu başlığı açan sokup çıkarttığım merak etmekteyim, başka ülkede mi göt gezdiyordu hiç mi tv izlemedi? ülkede 2 ay eylem yapıldı senin uzun çıkıp saçmaladı bir de utanmadan "bunlar abartıp, maden kazasını bahane edip hükümete vuruyorlar" diye. sizin ağzınızın yayını siker atarım amına koduğumun goygoycu köpekleri ya. "ema chpli aleviymiş de bik bik..." sus amın feryadı sus bugün sus hep sus...
