30'da karışıyor akıl. insan hesaplamalara giriyor kendince.
Niyeyse hep korkulur 30 olmaktan. Halbuki yaşadığım, kendimi bildiğim, kendimi en çok sevdiğim yaşlar 30 başları oldu.
Ne öyle yaşlı oluyorsun, ne de aklın 5 karış havada oluyor.
Özgürleşiyor insanın ruhu, ne istediğini biliyor. Evetse evet, hayırsa hayır diyebiliyor.
42 yasinda olmak değildir. Evet bu gun 41 bitti 42'den gün almaya başladım. Oyle yaşlı olmak falan degildir 30 ve üstü yaşlar. Insan omrunun zirve yaslaridir hatta.
Gün itibariyle elime kazma kürek alıp uygun bir yere iki metrelik derin bir çukur kazmama sebep olan şey. zaten çüküm de küçük. Artık gitme vaktim geldi sanırım.
her yaşın ayrı güzelliği var.
tartışılır tabi ki.
ama 30 yaşında olmak güzel. sonuçta daha olgun oluyor insan.
20'li yaşlarda yapılan abukluklar, saçma sapan düşüncelerin yerini daha yere basan tavırlar alıyor.
haliyle evlenmek, çoluk çocuğa karışmak olmasa bile düzgün bir şeyler yapma isteği artıyor.
kariyer planları şekilleniyor. en azından 5 yıllık kalkınma planları daha da sağlıklı bir şekilde yapılabiliyor.
en azından benim için öyle oluyor.
velhasılı kelam güzeldir 30 yaş.
Yaş 35 yolun yarısı denmiş ya. Aksine 30 yaş yolun tamamıdır bence. Dünyayla ilgili eğri doğru aşağı yukarı bir çok şeyi görmüşsündür. 30 yaşından sonra dünya pek bir ekstra marifet gösteremez. Dünya yapacağı Numaralarının büyük çoğunluğunu yapmıştır zaten.
29 yaşındayım. Lütfen burda kalabilir miyim? Ama 30da güzeldir sanki bence güzeldir yani güzel olmayıp ne olucaktı mecburen mecburennn gelicek o yaş, neyse herseyin başı sağlık. Rakamlara takılmayalım dimi
31´den sonra kac yasinda oldugunuzu saymayi birakabiliyorsunuz. hayatin tanimadiginiz güzellikleriyle karsilasmaya basliyorsunuz. hani "mutluyum, huzurluyum, gencim oh" dediginiz yillar akliniza geliyor, bu özellikle bel veya eklem yerleriniz agrimaya basladiginda akliniza geliyor. bununla birlikte artan is, hayat, es, dost, aile, vs. vs. gibi sorumluluklar oluyor. tek düsmaninizin stres oldugunu anliyor ve stresten kacmaya calisiyorsunuz. kisaca; mutlusunuz ama gercek huzurun pesinden kosuyorsunuz. sirf kafa dinlemek icin en yakin arkadasinizin dügününe bile gitmek istemiyorsunuz. hayatin ve yasamin güzellikleri bambaska oluyor. kimisi hic yaslanmak istemiyor. merak etmeyin güzel oluyor. yeni deneyimler, yeni yeni güzellikleri kesfediyorsunuz. kendinizi nasil egitti iseniz öyle devam ediyor. ya duyarli bir insan olabiliyorsunuz, ya da cok gaddar ve sevilmeyen birisi. daha cok kimseye muhtac olmamak icin ugrasiyor ve kendi sinirlariniz icerisinde yasayarak "agrisiz basim bir tas asim" diyorsunuz.
4 yıl sonra içlerinde bulanacağım yaş. hala inanamıyorum nasıl lise üniversite bitti iş hayatı goy goy derken yaş 26 27 oldu. tek korkum 30 lu yaşlarıma da tek tabanca girmektir ay allah korusun. millet kütür kütür evlenip çatır çatır cocuk doğururken ben onlara çeyrek altın takmakla yetinemem. bir şey değil zarara girerim yani o altınların geri dönüşümü için düğün şart!
eş ve çocuk haricinde artık anne ve babanın da sorumluluğu üzerinizdedir. çünkü onlar da artık yaşlı sınıfındadır ve hem sağlık sorunları oluşacak hem de çocuklaşarak duygusal sorunları ortaya çıkacaktır. velhasıl 30 yaşına gelince şöyle yapacağım planlarının hiçbiri gerçek olmayacaktır. yüksekten uçmayın, gerçekçi olun tavsiyesi verip kaçıyorum.