toplumda ana kuzusu diye adlandırılan kişi veya hayatı tek başına omuzlamak konusunda cesaretsiz olmaktır. kendi ayakları üzerinde durmasını sağlayacak bir işi olmasına rağmen bu konumda yaşamak için ısrar eden veya sakatlık, felç gibi sürekli bir kişinin bakımına ve yardımına ihtiyaç gösteren bir sağlık problemi olmayan kişiler bu gruba dahil ise onlar için söylenecek tek şey evden ayrılmaya ve hayat ile yüzleşmeye cesaretlerinin olmadığıdır. cesaret kazanmak için yapılacak en kolay şey kendi başına yaşayan bir arkadaşının yanında bir süre kalmak ve aile yanında olmadan yaşamanın nasıl bir şey olduğunu öğrenmektir. gerçekten istiyorsa gerisi gelecektir.
tam tersidir. ailenle yaşıyorsan istediğin gibi gezersin, tozarsın, içersin, sıçarsın akşam eve gelmesen de problem olmaz. ertesi gün geldiğinde anacığın seni hasretle öper, hal hatır sorar, karnını doyurur, temiz elbise verir kirlilerini yıkar. küçük çocuk muamelesi yapar sana. ne zaman evlenirsin işte o zaman nah gezersin. akşam eve geç gelince seni güler yüzle bekleyen annen yoktur. asık suratla bekleyen eşin vardır. iki saat kafanı siker nerdeydin? kimleydin? bıdı bıdı bıdı bıdı... karnım aç bi yemek koy dersin. git kimlerle takıldıysan onlar doyursun seni der. kafan bi dünya yatarsın sabah kalkarsın akşam ki surat yine devam eder. seni anacığın gibi güler yüzle öperek değil, asık suratla kovar gibi işe gönderir. kısaca yarraklara gelirsin evlenince. hayatın ev ve iş arasında geçer gider. sonuçta çocuklarının anasıdır başının üstünde yeri vardır. evlenip balayına gideceğine bekar kalıp alayına gitmek her zaman iyidir.
memleketimizde,30 yaşında aile yanında yaşamak, kadınsanız gayet doğaldır. kimse kimsenine eşeğine çüş demez, hatun kişi olmadık gururlar yapmaz, babasının anasının canından bezdirmez, işine gider gelir oturur akşam dizisini izler işte daha az yemek ve temizlik yapar, yaşını da birileri sorana kadar hatırlamaz çünkü malum anne baba yanında olma psikolojisi, "prenses"...
erkek evlat. evde. 30 yaşında. yiyeceği her türlü naneyi legal kılar bu nedense. her fırsatta "30 yaşındayım hala babamın evinde yaşıyorum" diye hem kendisine hem ailesine eziyet eder, çemkirir, eve gelmez bu sefer merak edilince "size hesap mı vericem 30 yaşındayım ben" der, "evlen oğlum, öyle çık yeni eve" diyen anneyi çağın dışında kalmakla, bayağılıkla suçlar. az para kazansa da çok para kazansa da kendi evine çıkıp her gece bir hatun her akşam alem hayalleri kurar...vs.
velhasıl-ı kelam bu "zorunluluk" sadece erkekler için geçerlidir, hatun kişilerin zaten bu tarz kompleksleri yoktur. babasının evi, sıcacık ne güzel.
parayla veya asosyallikle alakası olmayan durumdur.
ben kendim bizzat, 20 yaşında evimden "asiyim özgürüm lo lo hehe bobo nobre" diye çıktım, gemici oldum. gezmediğim yer kalmadı, üniversitelerden üniversite beğendim zevzekliğimden belki belki de idealist oluşumdan. yaş 26 ve evimdeyim 1 yıldır adam gibi çıkmıyorum dışarı akşamları. evde hasta bi anne var, maceracı ruhumu sikip atıp oturtuyorum annemin yanında. başka eve çıkmak veya coşmak sorun değil, için rahat etmiyor arkadaş. gidemiyorsun bazen evden.
30 yaşında ve bekarsan ve bekarlığa belli bir süre mahkum olduğunu düşünüyorsan* yapabileceğin en iyi iştir. ev kirası olmuş 400 liradan 500-600.doğal gaza bilmem yüzde kaç zam gelmiş. gıda desen uçtu gitti fiyat olarak. hocam bırak bu şartlarda ev bark geçindirmeyi elizabethi bile zor geçindirir insan. en iyisi anne baba yanı. hem hasta olduğunda bir sıcak çorba yapanın olur değil mi sözlük?
Postmodern yaşam tarzının oluşturduğu her birey tek başına bir bireydir teranesinin uzantısı düşüncedir...Daha çok ben yalnız kalırsam eve rahatça kız atar sevişirimin yalın hali...Bu nasıl bir id'e bağlı komplextir...Sevişmek sadece yalnız başına yaşamakla olsaydı ellerimiz bu kadar yorulmazdı...
Postmodern yaşam tarzının oluşturduğu her birey tek başına bir bireydir teranesinin uzantısı düşüncedir...Daha çok ben yalnız kalırsam eve rahatça kız atar sevişirimin yalın hali...Bu nasıl bir id'e bağlı komplextir...Sevişmek sadece yalnız başına yaşamakla olsaydı ellerimiz bu kadar yorulmazdı...
evlenip yuva kurulmadığı müddetçe sorun olmaması gereken bilakis olması gereken en tabii durum.Yaşantımızın her zamanın da fazla ve eksik olmamak koşulu ile bir kural ve kaide olmalıdır, bir düzen olmalıdır ayrıca ailelerimiz bizim yaşam grafiğimizin bir sigortası oldukları da asla unutulmamalıdır.
30 yaşında değilim ama yükseklisans bittikten sonra 1 yıldır evde olan şahsım bezdirmiş durumda. işsiz olduğumdan ötürü mecbur katlanıyoruz işte.
mesela sevgililerimle gönül rahatlığıyla gezemiyorum, şehir dışına gidince bir sürü izin almam gerekiyor. vücut geliştirdiğim için herşeyi yemek istemiyorum ama mecbur yiyorum (rahatlık batıyor .d) sürekli bir kız bulup getirmeleri akabinde benim sevgilim var lafını bir türlü anlatamamam.
küçükkende mi bu kadar hayatıma müdahale ediyorlardı yoksa ben yıllardır özgür olduktan sonra herşey batıyor anlamadım.
bide ailenin yıllardır bizden uzaktın biraz bizle yaşa hevesini de anlıyorum ama olmuyo anne, baba. yani belli bir yaştan sonra aileler çocukları evden şutlamalı. evde kalacaksa kira falan almalı.