insanları yaftalamak çok kolay. yaşamadan yorum yapmak, kınamak...
bu kadının o yaşa gelene kadar nelerle uğraştığını bilemeyiz. belki kendi tercihi evlenmemektir. hayatını birine bağlanarak geçirmek istemiyor, özgürlüğünün tadını çıkartıyordur.
belki uzun seneler boyunca ömrünü adadığı biri olmuştur. sonra o kişi onda öyle büyük bir yara açmıştır ki aşka, sevgiye, güvene olan inancını yitirmiştir. evlilik olsun diye evleneceğine hiç olmamasını tercih ediyordur.
belki kariyer yapmak, kendi ayakları üzerinde durmak istemiştir. hayatını düzene soktuktan sonra böyle bir düşünce içine girecektir.
belki farklı sorumlulukları vardır. örneğin büyütmesi gereken kardeşi vardır, bakması gereken, ondan ekmek bekleyen birileri vardır. hayatını hiç yaşayamadan onlar için varolmuştur. bu nedenle evlenmek değil belki flört edecek zamanı dahi bulamamış olabilir.
ya da o en çok hoşunuza giden cevap da olabilir. cinsel yönelimi farklıdır.
hayatın ne getireceği belli olmuyor ne yazık ki. planlar, hayaller, gelecek düşleri gerçekleşmiyor, gerçekleşemeyebiliyor. böyle durumlarda yapacak bir şey olmuyor. önüne gelen hayatı yaşamak zorundasın. yani bu kız ne çirkin olmak zorunda ne başka bir şey. genellemeler yapmak, insanlar hakkında atıp tutmak o kadar kolay değil, tıpkı hayatın da o kadar kolay olmadığı gibi.
Akademisyendir. Akademik camiada yasam enerjisini tukettigi icin hayatina girip kendisini yonetmeye calisacak bir adama tahammulu yoktur. Ayrica atalarimizin soyledigi gibi davul bile dengi denginedir. Yanlis anlasilmasin bir tarafi yuceltip digerini asagilayan bir soylem degildir bu. dengine rastlamamistir. Kendisinin yasadigi hayati, bulundugu konumu ve gereklerini ancak kendisi gibi yasayan bir adam anlayabilir. Yoksa hanim kizimiz akademik hayatta cektigi zorluklar yetmiyormus gibi ozel yasantisinda da surekli neyi neden yaptigini kapasitesi geregi asla anlayamayacak bir adama anlatmaya calismak zorunda kalir ki cekilir dert degildir.
En onemli sebep ise kendisine bu olumsuzluklari unutturacak kadar asik olacagi ve evlenmeye "evet" dedirtecek kadar inanabilecegi biriyle karsilasmamis olmasidir.
bütün gülleri kopardıktan sonra ardına baktığında hiçbir şeyinin kalmadığını gören, önüne baktığında da koparıp attığı güllerin dikenlerinin kaldığını gören kızdır.
candır. hayatta belli bir görgüye sahip, sosyal ortamlarda bulunmuş, bir ilişki nasıl yürütülür iyi bilen ve bu yüzden karşısına çıkan erkekleri ince eleyip sık dokuyan kızdır. kariyerli olanı da vardır bunların, sadece üniversite bitirip iş hayatına atılanları da.
hayatta en büyük başarı mutlu olmaktır' a inanan bir adam olarak başka hiçbir şeyi başarı kriteri olarak kabul etmediğimden, buradaki yorumların çoğuna muhtelif organlarımla gülüyorum.
kim evlenir kim evlenmez herkesin kendi bileceği iş ama ben sadece şunu biliyorum ki; evli ya da bekar , mutlu olan kadın çok az. çünkü ne istediklerini biliyorlar ve bunun yeterli olduğuna inanıyorlar. oysa ne istediğin değil istediğin şeyin sana uyup uymadığı önemlidir.
sen birinin hayatını kurtarmak için beynine matkapla delik açacak özgüvene sahip değilsen beyin cerrahı olmayı istemenin bir manası yok. sen icraya gittiğin ilk evde oturup ağlayacaksan sırf cübbe sana yakışıyor ve baban seni erkek gibi yetiştirdi diye avukat olmanın manası yok. sen iki aylık flörtünün bile altından kalkamıyorken, hala ilişkide en önemli şey güven sevgi saygı zırvalıklarına inanıyorken evlenmenin manası yok. dokunduğunda ürpermediğin, konuşurken sıkıldığın adamla sırf üç yıl çıktın ve herkes sizi birbirine yakıştırıyor diye evleniyorsan, evlendiğinde ayda bir kez rol icabı sevişmek de, birinizin eve geç gelmek için bahane üretmesi de, diğeriniz de bilmem hangi londra üniversitesinde master yaparsa yapsın muhteşem yüzyıl izleyerek gecelerinizi doldurmanız da gayet normal ve müstehak.
evlen ya da evlenme, kadın ruhuna sahip değilsen, sana heyecan duyan birine kızacağın yerde ruhunun okşanmasına izin veremiyorsan, ten uyumunun, biriyle konuşacak şeylerinin olmasının, konuşmadan bile anlaşabilmenin büyüsünün ne anlama geldiğinden habersizsen, tanıdığın her adama herkesmiş gibi davranıp ay ben kimseye güvenmiyorum eikiki demeyi vazife sayıp herkesten kendisini kanıtlamasını bekliyorsan, cinselliği erkeğe verilen bir mücadele sonu armağanı olarak görüyorsan, güçlü olmayı mutlu olmaktan daha önemli sayıyorsan, yenilgilerinle, geçmişinle, zaaflarınla, hissettiklerinle barışık değilsen, yani kadınlıkla alakan yoksa , makineleşmişsen, maskeler öğretilmişlikler ruhunu ele geçirmişse ister harem kur kendine ister örümcek ağıyla kaplat hem kalbini hem rahmini sana kimsenin bir şey anlatması mümkün olmaz.
Lisede platonik aşığı olan erkekleri arar bulur. Tabi bizim gençler mal hemen kanarlar. Maalesef bir çok yaşı geçmiş zamanın güzel kızı evliliği ülkemizde böyle am salakları yüzünden olmaktadır.
8-10 yıl sonra aralarında olacağım fedakar sempatik grup. Bu ablalarımızın sorumlulukları vardır kendisinden önce sevdiklerine ve kariyerine öncelik vermiştir bencil değildir iyi kalplidirler.