okumaya üşenenler için, kısa özet: vapurlar falan, hayat çok garip
Ofiste işe başlayan yeni hatuna hava atıp, gözüne girerek, ilerleyen zamanlarda ayaklarımı yıkatabileceğim bir ilişkinin hayalini kurarken öğle yemeğini kuş yemi kadar yemek yiyerek geçirdiğim için açlıktan ölüyordum.
Afrikadaki açların halini iyice anlayıp, aklım başıma gelip ve akabinde 21 yaşındaki hatunun 5 yıllık ilişkisi olduğunu öğrendiğim için efkarımdan kebap yemeğe çıkmak için işten erken kaçtım. Sokaklarda hem bira içebileceğim hemde kebap yiyebileceğim arkasından da iki duble rakı parlatabileceğim bir yer ararken uzun zamandan beri görmediğim bir bayan arkadaşıma rastladığımdan bu dediklerimin hiç birisini yapamadan, bir tabak makarna ve bir kadeh şarabın yalı taksidi fiyatına satıldığı bir cafeye girdik.
Arkadaşım çok dertliydi.
Nedense şu aralar, zannedersem içinde bulunduğum halet i ruhiye sebebiyle sadece erkeklerin sap olduğunu zannederken, arkadaşımın da sap olduğunu fark etmem bende Hiçbir fiziksel ve ruhsal değişikliğe yol açmadı.
Bahsettiği şeylerden, ilk başta karşı masada oturan mini etekliye bakmamdan dolayı dinlemesemde, mini eteklinin hesabı ödeyip kalkması nedeniyle konuşmaya odaklandım.
Bahsettiği şey anladığım ve hatırladığım kadarıyla, öncelikle, benim gibi, efendi erkeklerin genelde sıkıcı, gündelik şeylerden bahseden, pasif gülücü olduğunu için acıdığını söyledi.
bu benim gibi erkekler çok sevilir, onlarla iyi arkadaş olunur ama heyecan vermediklerinden beraber olunamazmış. ama en güzeli, değerlisi, efendi olan erkeğin bir süre sonra açılıp saçılması, efendilik sınırları içinde karşıdakini eğlendirmesi, eğlenmesi, gülmesi, güldürmesi, güldürürken düşündürmesiymiş.
bu sebeple kızlar efendi erkeklere sanş tanırlarmış bi süre; benim gibi efendi erkekler ise bunu umut verme olarak algılarlarmış.
piçler ise kendilerine fazla güvendiklerinden çekicidirlermiş. ancak en kötü model kendini piç sanan erkekmiş.
Bu arkadaşları tanımak çok zor değilmiş. genelde gömlek yakalarını kaldıran ve esmer olan bu arkadaşlar kendilerini yakışıklı sanmalarının yanısıra hiç çekinmeden atağa geçerlermiş. işte bu model dayanılmazmış. ancak; sonuç olarak efendi erkeklerle evlenilmeliymiş; ancak bu durumda evlilik daha da sıkıcı oluyormuş; ancak en azından piçle evlenip zırt pırt aldatılmaktan iyiymiş
zaten bende diyordum neden benim gibi birisi hatun bulamıyor diye, bu sebeplerdenmiş. Zaten bu uzun konuşmanın sonunda hesabı kim ödeyecek gibi bir hesap yaptığım için gerisini dinleyemedim. Bu sebepten hatunun esas amacını anlayamadım, yani ne demek istiyordu.
Hesabı ufak bir strateji hatası yaptığımdan ben ödemek zorunda kalıp, sinirimden ve açlığımdan eve doğru yürürken, az önce bölük pörçük duyduğum şeyleri yorumlamaya başladım.
Ama aç ayının oynamadığından ve havanın sıcak olduğundan aklıma bir şey gelmedi. Ama karnımı doyurup, soğuk kolanın bardağımı göbeğime deydirdiğim anda, aklım başıma geldi ve fark ettim ki, halk arasındaki ögretilere göre evlenilecek erkek iş güç sahibi, efendi, bi' de tabiki maddi durumu iyi olmalı. karısına tapan, karısının ve ailesinin bilimum kaprislerine boyun eğen yani bi' nevi sağmalık inek kıvamında olmalıdır.
yine aynı halkın inanışlarına göre eğlenilecek erkek diye bi'şi yoktur. zira evlenilen erkek kadının ilk erkeği olmalıdır.
yani halkımızın bu inanışlarının toplucası zırvadır, ütopyadır. erkeklerin evlilikten korkma nedenidir ki haklıdırlar sonuna kadar.
bugün tanıştığım bu tanıma uyan bir kadının söylediğine göre, bir şekilde karşısına çıkan, tanıştırıldığı ya da tanıştığı her yakışıklı adama potansiyel damat gözüyle bakmaya başlayan kadındır, 30 yaş civarı kadının TDK sözlükteki karşılığı.
hatta "yalnız insan merdivendir, hiçbir yere ulaşmayan." diyerek zülfü livaneli, kendisini 7.000.000.000 insanın içinde yapayalnız hisseden bu kadınların seslerine tercüman olur.
aslında ister 2 kişi arasında, ister 7 milyar...ulaşacak kimse, dayanacak bir yer yoksa, yalnızsındır gerçeğide tam önümüzde dururken.