benimle aynı jenerasyonda olan bu kızları nedense hep bir panik havası içinde görüyorum. misal şu an çvremde olup 30 yaşını aşmış her kız hangi köşe başında bir erkek görse hemen evlilik dürtüleriyle yanına yanaşmakta. sanırım yaşla gelen bir durum olsa gerek başladıkları her ilişkiye evlilik olacak mı gözüyle bakarlar. en kötüsü ise ilişkide evlilik izleri görmüyolarsa oracıkta her şeyi bırakıyorlar öyle ki bu kirli düşüncelerinden dolayı aşkı, sevgiyi bile unutmuş durumdalar.
o halde ben sorarım bu yaşa kadar ne yaptın da şimdi aklına geldin. ha bir de bunlar düğünlere, konserlere, barlara, sokağa, okula bahçeye her yere ama her yere artık tek bir amaçla çıkıyorlar.
şöyle bir gerçek var ki, hayatını beraber geçireceğin birini bulamadıktan sonra evlenmenin bir anlamı yok. eskiden insanların bildiği çok şey yoktu, dertleri yoktu. o yüzden küçük yaşta evlenip çocuk yaparlar, hayata atılırlardı. ama bugün artık öyle değil. herkes birbirine kapılarını kapatmış. kimse kimseye güvenemiyor. ben güvenebileceğim birini bulsam, şimdi evlenirim sorun değil. (önemli not: ne kadınım ne de 30 yaşındayım.)
benim planım ise, 30 yaşıma geldiğimde* bir eşe ve çocuğa sahip olmak. bunu yapabilirsem kendimi şanslı göreceğim. ama 30 yaşındaki bekar kız illa ki kız kurusu/evde kalmış değildir. insanları böyle davranmaya iten sebepler var...
mala vurduramamış bahtsız hatundur. erkekler keraneydi nataşaydı neydi derken idare ediyorlarda . ah be vurdurtsa orospu derler garibime. halbuki onunkide can . oda istemezmi balta saplı bir oğlanla karyola kırmak.
bir faciadır bu. gittikçe sayıları artıyor bu kızların. onlara çok üzülüyorum; ama asıl suçlu bizleriz.
seks özgürlüğünün toplumu nasıl bir felakete götürdüğünü görmüyoruz. avrupa'dan da ders almıyoruz. her türlü sapıklık onun beraberinde geliyor. bir süre sonra toplumda genç nüfus yok oluyor, toplum bir darülacezeye dönüşüyor.
tek çaresi, piç nesillerin artması... evlilik karşıtlığının tek çıkar yolu, ondan bundan çocuk peydahlayıp neslin devamını sağlamak... yoksa iş kötüye varıyor.