15 yaşında bilgisayar oyunlarıydı. 20 yaşında diğer insanlardan zeki olmak. 25 yaşında dünyadaki tüm bilgiye sahip olmaya uğraşmak. 30 yaşında yaşama hevesim yine bilgisayar oyunları. güzel oyun bulunca geçiyor hayat, bitince o da yok.
Bu hayata bakışınız ile ilgilidir. Kimisi para der , kimisi aşk der. Ya da mesleğinde yükselmek. Anneler , babalar evlat der. Neye tutkunsanız onun için yaşarsınız.
lise zamanlarinda iyi bir universite hayali
universite zamanlarinda iyi bir is ve kariyer hayali
is hayatina girdigimde ise daha ileri kariyer hedefleriydi.
su and 30 yasini gecmis birisi olarak 40 yasima geldigimde hayalimdeki isi kurabilmek ve bunun yaninda bir takim yan hedefler tabiki.
mutluluk dedigimiz seyin surekliligi yok. Ebedi bir kavram degil. Mutlu olunan anlarin sayisini arttirmak ise kisinin kendi elinde olan birsey.
"Dogustan gelen tek bir yanilgi vardir. O da mutlu olmak icin burada oldugumuzu sandigimizdir."
uzun vadeli bir hedefiniz yoksa yasamak belli bir yastan sonra zulum olabilir. Genc arkadaslara nacizane tavsiyem kendinize uzun vadeli hedefler koyun.
mutlu eden anlar, akıllanmanın verdiği haz ve şükretme hissi, bir kapı kapanınca başka bir kapının açıldığını görmek ve bu yüzden mutlu olmak. kısaca olgunlaşmak.
30'u yeni geçmiş ve biraz da içi geçmiş bir uuser olarak eş, kariyer, dost, aile derim. 30'a gelince kişinin önündeki hayat birden uzuyor. 10 yıllık, 20 yıllık, hatta 30 yıllık planlar yapılıyor. Günler kısalıyor, iş ve sorumluluklardan arda kalan zamanda gerçekten istediği şeyleri yapabilmek için insan şu hayatta ne istediğini, neyi sevdiğini öğreniyor.