gözlerinde hapsoldu tüm sevinçlerim,
iki dudağının arasında çıkacak bir kelimeye takıldı gözlerim.
halbuki kaybedeli çok olmuş seni, bizi.
ama kahrolası bir umut işte sardı tüm benliğimi.
ben bu şiiri sana yazdım sevgilim
30 saniyemi aldı..
anla bende ne kadar azsın
30 saniyede siler atarım seni
senin ben var ya, neyse
süre doluyor..
görüşmek üzere..
bazen ağladığınızda,
kimse gözyaşlarınızı silmez.
Bazen içiniz yandığında,
kimse acınızı görmez.
bazen endişelendiğinizde,
kimse derdinizi bilmez.
bazen mutlu olduğunuzda,
kimse gülmenizi anlamaz.
duyguların artık kulaklardan, burun deliklerinden, hatta vücudun diğer deliklerinden fırlayacak seviyeye kadar gelmiş olması halinde kişinin kendini bir orhan veli, neşet ertaş, sezen aksu ve şehrazat karışımı bir şekilde hissetmesi halidir. masa, yumurta, peynir, ayakkabı, taksici, kedi, asansör ve kerata kelimelerinden bile duygusal bir şiiri 30 saniyede çıkarabilme halidir.
yazılanın şiir zannedildiği eylemdir. oysa, 30 saniyede şiirin ancak imgesi oluşturulabilir. kaldı ki, onun için bile kısa süredir bu.
kalemi alıp eline ve gözü karartıp, kağıdın üzerine kelimeler savurmak değildir çünkü şiir yazmak. en doğru kelimeyi, en doğru duyguyu verecek şekilde kullanabilmektir, imgeyi ince ince işleyebilmektir.
sevgiliden ayrılıp, yapılan duygusal masturbasyonun sonucunu kağıda dökmek, şiir yazmak değildir. olsa olsa, kağıdı bir tatmin aracı olarak kullanmaktır.
ilham adlı şeyin kısa süreli ama izleri itibariyle uzun soluklu cümleler kurdurması yada aşırı duygu yoğunluğu olan bir dönemde bir çeşit iç boşaltma yöntemi..
sevgilisinden yeni ayrilan ve seven bünyenin zorlanmadan yapabilecegi eylemdir. genelde ortaya güzel isler cikar, normal zamanda olsa kendini yirtsan öyle yazamazsin.