O kadar çok korktular ki öldürerek kurtulabileceklerini sandılar. Bir kurşuna ölür mü sandın? Sosyalizm ateşi hala yanıyor, harlanması gerekiyor belki ama hala yanıyor. Ne mahiri unuturum ne ulaşı ne hüdaiyi ne Sinan kazımı ne ertanı ne cihanı, Ömeri, saffet alpi, Sabahattini, nihatı, Ahmeti unutmam, unutturmam. Sosyalizm sönmeyecek bir ateştir.
ölmek istedikleri için ölen insanların kahramanlaştığı ve ancak onlara emellerni yaşatanların suçlandığı bir garip olay. kendi çapımızda bizler de eylemler yaptık, mücadeleler verdik ama hiç birimizin evinde el bombası olmadı, silah taşıma ihtiyacı duymadık. fakat sosyalist, marksist olunca el bombası da taşısan, teslim ol dense ve ateş de açsan seni kahraman ilan ederler.
12 Mart 1971 muhtırasından sonra yakalanan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin inan'ın idamlarını engellemek için 27 Mart 1972'de Ünye'deki NATO üssündeki yabancı görevlileri mahir çayan, Ertuğrul kürkçü gibi isimlerin bulunduğu bir grup insan kaçırmış.
Sonucunda Mahir Çayan, Hüdai Arıkan, Cihan Alptekin, Nihat Yılmaz, Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy, Sinan Kazım Özüdoğru, Sabahattin Kurt, Ömer Ayna, Saffet Alp isminde 10 militan ve Gordon Banner, Charles Turner ve John Law isminde 3 yabancı sivil ölmüş.
işte aradan şunca zaman geçti, yobazlar bugünlerde pek bir abd karşıtı takılıyorlar ama dertleri abd karşıtlığı olan kızılderedekiler anılınca yine kuduruyorlar. Aynen o günlerde ağababalarının yaptığı gibi...
Yobazlar gerçekten abd karşıtı olsalar, işte aradan şunca yıl geçmiş, kızılderede hayatını kaybedenleri hiç değilse biraz anlamaz mıydı?
Anlamazlar. Çünkü onlar yaşasaydı, daha sonra 12 eylülde sol ezilmeseydi, bugünkü güçlerine ulaşamayacaklarını gayet iyi biliyorlar.
Militanı oldukları yobaz hareketin daha en baştan beri bir abd eseri olduğunu gayet iyi biliyorlar.
Sonucunda öldürülen birey ya da bireyler gençler olduğu için; ne olursa olsun, aklımıza ne sol ideoloji, ne de sağ-sol ideolojik çatışmasının geldiği ve bu konularda (katliam gibi) Allah'ın yarattığı canlının kutsallık ilkesi ve de onun ne olursa olsun başka bir canlı(insan da demiyorum) tarafından öldürülmeyi haketmediği ilkesinin geldiği (insanlık hukukunun temel yasalarındandır) katliamdır.
Evren döneminde yasaktı Selda Bağcan ve bu şarkı. Ama bizde kaseti vardı. Ben ortaokul bebesiydim. Ve teybe kaseti koyup bu şarkıyı sonuna kadar açılmış sesle dinlemek benim baskı rejimine karşı haklı tepkimdi.
Baskıyla koyunları güdersin ama aslanlar ve kartallara yetişemezsiniz.
Katliamı kutlayanlar da kasap bıçağı yalayan kurbanlık koyunlardır.
Unutmayın sizi bizi yönetenler baskı kuruyorsa kesin bir bok yiyordur. Neden baskı kurasın ki, hı? Saklayacak bir şey yoksa baskı nedendir?
devrim şehitleri (!) nin gebertildiği temizlik harekatıdır. yapanların elleri dert görmesindir.
kan koksun buram buram kan kan kan. nasıl gelecek turan kan kan kan..
sadece Ertuğrul Kürkçü'nün sağ çıktığı köy baskını. köyün adı daha sonradan ataköy diye değiştirilmiştir. türkiye'nin önündeki 100 yıla yön verecek olaylar silsilesi sonucunda gerçekleşmiştir.
edit: imla.
çatışmalar sırasında bazıları arkadaşları ölürken samanlıkta saklanmış şimdilerde yüzsüzce milletvekilliği yapmaktadır. bilin bakalım bu kimdir ve nerede siyaset yapmaktadır.
ölüm onları apansız yakalamadı
ülkemizin uçsuz bucaksız sıradağlarında ve ovalarında
kentlerin yoksul mahallelerinde
ve uğuldayan meydanlarında
kuşatmalar altında ve barikatlar arkasından
sömürüye zulme boyun eğmemenin onuruyla
ölümün üstüne yürüdü onlar
tereddüt etmediler yok
"biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik" diyerek
türkülerle, marşlarla karşıladılar ölümü
özgür ve eşit bir gelecek için
canımızdan bir parça koparırcasına
en iyilerimizi verdik toprağa
onlar, yaratılan devrimci değerlerin
onurun, erdemin, inancın simgeleri olarak
yüreklerimizi dolduruyor
bilincimizi aydınlatıyor
bizi kopmaz bağlarla bağlıyor devrime...
bugün demokrasi havalisi kesilen azılı sosyalist milletvekili ertuğrul kürkçü'nün samanlığa saklanarak kıçını kurtardığı çatışmadır.
askerle, polisle çatışmayı göz önüne almışsın, üstelik silahlısın ve askerin sana yapmış olduğu " teslim ol." çağrısına uymuyorsun, çatışıp ölüyorsun, sonra üç beş devrimci denen çapulcu gelip " katliam" diyor. ne güzel istanbul aga...
size sevgim, sosyalist devrim için değil; askerin elinde esir, öldürülecekleri günü bekleyen 3 arkadaşınızı kurtarmak için o gün orada bilerek ölmeyi seçmenizden geliyor.
dostluk sevgi arkadaşlık içermeyen sosyalizmi bizde istemiyoruz.
Ne oldu?
KArşılıklı gövde gösterisi yapıldı.
Dev'rin gençleri bir şov yapmak istediler,
devrin kuvvetleri de şov öyle olmaz böyle olur dediler.
Sonuç?
Dev'rin gençleri natocuları bir güzel "öldürdü" yani "katletti".
devrin kuvvetleri de boş durmuyordu tabi o sırada.
---
Ne olmasını bekliyordunuz?
almışsın adamı dayamısşın kafasına silahı.
Ne olacaktı?
Genelkurmay başkanı bir paket lokum sardırıp gelin anlaşalım helalleşelim mi diyecekti?
--
Kızılay Filistine zaten düzenli yardım götürüyordu yıllardır.
ihh denen dernek gitti topladığı onca "yardımla" "bağışla" 1.8 milyon dolara gemi aldı (şimdi o gemi çürüyor) Mavi marmarayı Filistin'e gönderirken bilmiyorlar mıydı böyle olacağını?
Biliyorlardı..
Ne yapmak istediler?
Koca gemiyi israil namlularının önüne sürüp kan döktürüp kahramanlar yaratarak şov yapmak istediler.
---
Kafa aynı kafa işte..
Birini mermi diye namluya sürersin, sonra da bir güzel kahraman ilan edip üzerinden siyaset yaparsın. Millet de bir güzel yer bunu.