zafer bayramına denk gelen fenerbahçemin türkcell süper ligi ikinci hafta maçı. avrupa dönüşleri hep sorun olmuştur bizim için ama ben taraftar desteğiyle, güzel ve sağlam performanslarla, herşeyden öte düzgün bi dizilişle [önder turacı'nın önlibero olmadığı bi takımla mesela] kazanabileceğimizi düşünüyorum. umarım işler iyi gider bizim için.
teknik direktör luis aragones antep maçında yaptığı ilk 11 hatasını yapmazsa ve semih ile maça başlarsa güiza ile semih in oyununda gol ve goller bekliyorum. yani çıkacak kadroya bağlı birazda. yeni transferimiz josico da belki forma giyecek bu maçta onu da izleme fırsatı bulacağız. bol gollü bir maç seyredeceğimizi düşünüyorum.
fenerbahçemizin çok rahat kazanacağı karşılaşmadır. ayrıca maç öncesinde 4. geleneksel antu-fenerlist taraftar ödülleri sahiplerine takdim edilecektir. stadyumdaki yerimizi yine alacağız tabiki efem.
madem netten izleniliyor lig tv'yi ne sikime bağlattık lan dediğim karşılaşmadır.*
bir de sonuç tahmini yapmak bana ters, içimden geçen skoru kimseye söylemeyip totem deneyeceğim maçtır.
edit: ibb'nin 9 kişi tamamladığı, guiza'nın "gol nasıl kaçırılır" dersi verdiği, kazım kazım'ın gol attıktan sonra iğrenç şekilde dans ettiği* ve fenerbahçe'nin geçen seneyle alakasının olmadığı maçtır, 2-0 fenerbahçe üstünlüğüyle tamamlanmıştır, maldonado asist yapmıştır, semih guiza'nın asistiyle fenerbahçe'nin 2. golünü kaydetmiştir. ayrıca bir daha totem denemeyeceğim amına koyim. bu da bi totem ama olsun.
mustafa denizli'nin yorumladığı maç. melih şendil: ilyas'ın ara pası bebbe koşuyor, ofsaaayt! mustafa denizli: melih, bu pozisyonları büyükşehir çok deneyecek. biliyorlar çünkü edu ile lugano arasından çok top geçiyor. bu toplarda edu ile lugano arasında sorun var. melih şendil: hocam edu oynamıyor. edu'nun yerine yasin var. mustafa deniz: fark etmez, fark etmez, edu'yla bile olduğuna göre, yasin'le daha büyük sorun olur.
şeklinde dansöz gibi kıvırmıştır kendisi. gerçek diyalogtur.
maçın ilk 15 dakikasında fenerbahçe'nin etkili olup yüzde yüzlük goller kaçırdığı, ama giderek ibb'nin oyunda ağırlık olarak eşitliği sağlamaya başladığı maç.
ayrıca fenerbahçeli taraftarlar çoluk çombalak tribünleri doldurmuşlar, şenlik havasında, güzel görüntüler var.
derken metin kırmız kartla oyun dışı, uzun topa koşan guiza'yı indirdi, yanında başka bir ibb'li oyuncu daha vardı gerçi, guiza henüz teke tek değildi, sanki tartışılır gibi kırmızı kart. gerçi mustafa denizli doğru karar olarak yorumladı.
artık ibb 10 kişi, savunmadan bir adam kaybetti, fener zaten nisbeten daha baskılı, alır bu maçı artık.
ibb'nin 10 kişi kalmasına rağmen daha etkili top oynadığı maçtır. bu özveri bütün takımlara ders olmalıdır, adamlar isteyerek oynuyor, büyük takımlar sanki zordan oynuyormuş gibi.
fenerbahçe'nin üstünde çok fena bir cenabetlik olduğunu söyleyebileceğimiz maç. ulan kaçar mı o goller? aynı zamanda ibb'nin gereksiz sert oynadığı maç.
edit: gereksiz sertlik kimse sert oynamasın manasına gelmemekle birlikte okuduğumuzu anladık mı derslerinin başlangıcı yakındır.
gene bombok bir oyun oynadığımız maç. ne sistem var, ne bi kombinasyon. bi iki bireysel çabayla bişiler yapmaya çalışıyolar o kadar. güiza bomboş topu dışarı attı. burası la liga'dan daha zor olmalı kaçırdığı gole bakıcak olursak! ayrıca şu uğur boral'ı allah aşkına uyarsın biri artık futbolcu olmadığı konusunda. gökhan gönül ise tel kadayıf kıvamında, sapır sapır dökülüyo. çok karanlık bi tablo çizmek istemezdim ama ne yazık ki öyle! 10 kişi kalan takım daha iyi top çevirmeye başladı!
lugano'nun şoparlıklarına devam ettiğini gördüğümüz maç. kötü niyetli bir oyuncu bu. rakibinin ikinci sarı karttan attırabilmek için basit bir faul pozisyonunda sirk cambazlarının gösterilerini aratmayan taklaları ile yaptığı gösteriyi hakem yedi, ya da yemek istedi. yazık. hayır ayağına darbe aldın, ki karambol bir pozisyondu tam bir darbe de yoktu da, yüzünü tutup taklalar atmanın manası ne?
giderek tarzını geliştiriyor, aferin!