başbakanımız allah rızkını verir diyor da, asgari ücreti allah belirlemiyor ne yazık ki hükümet belirliyor. bu yüzden de bunun hesabını allah katında bizzat kendileri verecektir.
kimsenin cebine giremediği için bol bol doğuranların, hastanelerin enfeksiyon servislerinde çocuklarını eskittikleri kesin olan aylık gelir.
ya nerede bol çocuklu bir anne görsem çocuğunda kimsede görülmeyen mikroplar parazitler var. aşağılamak için söylemiyorum ama bazen gördüklerimi midem almıyor. gelirine bakmıyor üstüne başına bakmıyor çocukları büyüttüğü eve bakmıyor çocuk yapıyor. o kadarcık hijyende mikrop kapan çocuklar, aşıları tam yapılamayacak kadar bireysel ilgilenilememiş bebekler... daha neler neler... doğurmakla bitmiyor işte...
Çocuklara bağlı bir durumdur aslında. Ne kadar versen o kadar harcıyorlar. Ben hayatım boyunca azla yetinmeyi bilen, gereksiz masraf çıkarmayan bir evlat oldum. Belirli bir denge her zaman vardı.
Bakmaktan kasıt geçinmek ise 1500 tl ile 3 boğaza bakan aileler gördüm. Ama kasıt rahat bir yaşam ise bunun minumum ölçütünü belirtmek gereksizdir.
bakmaktan kasıt ölmemelerini sağlamaksa şu anki asgari ücret gayet yeterlidir.
çalışma koşulları, beslenme, çevresel etkiler tabi ki uzun süre sonucunda ölüm sebeplerinde etkili rol oynayacaktır ama akut sebepleri sayalım ve kötü koşullarda çalışırken gerçekleşecek kazalar sonucu ölümleri de dışarıda bırakalım.
şimdi biz 4 kardeşiz ve benim istanbul içi masrafım aylık ortlama 700 tl.
bir adam 3 öğrenci okutsa götü bir daha doğrultamaz birkaç binle.
o yüzden amcamızın borçlanmaması ve kredi çekmemesi için maaşının asgari 3 bini geçmesi gerekiyor.
peki kim alıyor 3 bin tl'yi. öğretmenlerin, polislerin, memurların, işçilerin almadığı kesin.
e naapsın adam, alması kolay vermesi olay kredi çeksin. ölene kadar borçlan.