herkesin başından en az bikere geçmiş acı hadise ayrıca ebevynler bu hadiseyi belgelemekten çok hoşlanır ki bundandır o papyonlu kravatlı fotoğraflar.
+ agucuk bugucuk ne kadar tatlı olmauş bu annesi, sünnetinide görürüz inşallah
- gel gel bekleriz.
düğün gibi ciddiyet gerektiren ve çocukların uzak durması gereken durumlarda ortaya çıkan anne.
istenmiyor işte düğünlerde çocuklar! ah bir anlasalar.
o kocaman insanların tanıtım numuneleri gibi duruyor çocukcağızlar ancak..
özellikle gömlekçilik yapan bendenizin, bursa uzun çarşı boyunca pek bir denk eldiğim durumdur. zira, o anneler ufacık çocuklara allah'ın sıcağında takım elbise giydirmekten ne zevk alıyorlarsa da, bir de bu annelerin gömlek alırken, 3 yaşında dünyadan habersiz biçimde, babasının kucağını doldurmak görevini yapan çocuklarına, ''beğendin mi bebişim, hangi rengini alıyım sana bu gömleklerin? '' diye ciddi ciddi soru yöneltenleri de yok değildir. bizlere de, o esnada ''allah'ım sen bana akıl fikir ver'' demek düşer efendim.
çocuğunu sevimsizleştirmek adına elinden gelen tüm çabayı gösteren, takım elbiseye mahkum bir toplumda çocuğun dünyasını daha küçücükken karartan zalim anne.
kardeşinin düğününde her açıdan caka satmak isteyen annedir.
kendisi de türk sanat musikisi sanatçıları gibi giyinmiştir. sanırsınız ki musiki korosunun önden 2. sırasında nihavent makamından şarkı seslendirecek.
o el kadar çocuğa aldığınız takım elbisenin fiyatına, babaya iki tane takım elbise yanına da kol düğmesi alırsınız. ama şöyle bir gerçek var ki, takım elbise babasında şirin durmaz; o bıcırıkta ise öyle sevimlidir ki, gelen geçenin öpesi, mıncıklıyası gelir. öyledir yani.
(bkz: yerler onu yer)