yapılan teklifleri kesin kanunmuş gibi buraya taşyan ibneler tarafından desteklenen darbe. bu ibnelere sorarım isviçre'de ensesti serbest bırakma konusunda taslak hazırlandı. almanya belçika ve hollanda da zoofili serbest. neyse evet mübarek darbe'yle gitti lakin kendisi de darbeciydi.
bir önceki yazıda bunun bir operasyon olduğunu söylemiştim. evet. mesele sadece mursi'yi göndermekten ibaret değil. mesele ortadoğu'daki değişim dalgalarının önünü kesme projesidir. ihvan hareketi'ne karşı oluşturulan ulusal kurtuluş cephesi projesi ile mursi'ye yapılan darbenin benzerlerini tunus, libya ve birçok arap ülkesinde yapmak isteyeceklerdir mutlaka. mısır'da sandıktan çıkan ihvan hareketine karşı amerika, rusya, israil ve körfez krallıkları yeni bir format geliştiriyorlar. örneğin yahudi ve amerikan köpeği olan arabistan yönetimi ihvan iktidarından ve bu etkinin suriye'den körfeze kadar ulaşmasından duyduğu endişeden dolayı mursi'nin ayağını kaydırmak için elinden geleni yaptı. bunu başardı da. darbeden sonra zil takıp oynayan ilk ülke arabistan oldu dikkat ederseniz. dışarıdaki bu ayakların devrim sürecini çözümsüzlüğe mahkum etmesi ile mısır'da mursi'ye yapılan darbe birbiriyle çok bağlantılıdır. geçici ulusal mutabakat koalisyonları ile sandıkta kazanamayan liberal, sol ve diğer laik grupları iktidara taşıma senaryoları oluşturulmakta şu an. ama ihvan hareketi boş durmayacak. bu projeye karşı muhakkak kendisine yeni bir yol haritası çizecektir. mursi'yi görevden alan heyete baktığımızda içerdeki vesayetçi dinamikler açık seçik şekilde karşımıza çıkıyor. ezher şeyhi ve mübarek'in partisinin ileri gelenlerinden ahmet tayyip ile nur partisinden celal murre'nin yanında batı'yı temsilen muhammed ali baradey ve kıpti kilisesi patriğini görüyoruz. bu iğrenç koalisyon üyeleri yol haritasını birlikte yaptılar. bu darbe sayesinde referans sistemi bitti ve anayasa askıya alındı. mısır hukuken boşlukta yüzüyor şu an. mısır ordusu temerrüt hareketinin emrine girmiştir artık. temerrüt hareketi sisi'yi kontrol ediyor. bu koalisyon islami kesimlerin demokrasi ile olan ilişkilerini yeniden gözden geçirmelerini istiyor. müslüman aynı yerden ikinci defa sokulmaz meselesi. arap baharı yaşanırken bunun arkasında amerika var diyenler darbenin arkasında da amerika'yı görebilecekler mi acaba? gösterelim o zaman. pansilvanya'da bir yıl askeri eğitim alan sisi efendi, darbe öncesinde amerikan savunma bakanı chuck hagel ile iki defa görüşüp demli çaylar eşliğinde sabaha kadar zikir çekmişler. tabi bunlar tesadüf eseri şeyler. zaten sırf bu pilavlı sohbetlerin hatrından dolayı iki taraf da darbeye darbe demiyor. zaten mübarek iktidarının gölgesi ve sistemin önemli bir parçası sayılan mısır ordusu manhattan bankerleri gibi elinde tutmaya çalıştığı ekonomik gücü büyük ölçüde halkın gücü önünde kalkan gibi kullanarak mursi iktidarı döneminde de bu konuda mevzi kaybetmeden inisiyatif sahibi olmayı sürdürmeye çalışıyor. yani o kadar mübarek bir ordudur bu ordu. neo conservatives ve yahudi lobisi tarafından beslenen bir ordudur bu. askeri yatırımlar ve yardımlar nerden geliyor sanıyorsunuz. mübarek kimlerin kuklasıydı sanıyorsunuz. yahudi lobisi onay vermezse mısır ordusu amerika'dan bir allah kuruşu yardım alamaz. bu yüzden bu darbeyi siyonistlerden bağımsız düşünmesin kimse. mısır ordusunun tek rolü var. o da israil ile savaşmamak. uluslararası sistemde gerçek demokrasiyi savunanlar ile militarist ve kukla iktidarları savunan güçler arasında çok ciddi bir mücadele yaşanıyor. kukla ve militarist demokrasiler isteyenlerin başında neo-conlar ve israil var. bunlar soğuk savaş döneminde olduğu gibi askerlere dayalı kukla yönetimler istiyorlar. çünkü o bölgeye gerçek demokrasi hakim olursa israil'in çıkarları ciddi derecede zarar görür. yani ne yazık ki parayı veren düdüğü çalıyor. mursi talep edilen çizgide yer almadığı için başına geldi bütün bunlar. hiçbir şey bitmedi ama. herkes gökteki güneş kadar emin olsun bundan.
tabii ki demokratik ülkelerde yapılan hiçbir askeri darbeyi destekleyemem, desteklemiyorum. ama ordunun da kendine göre haklı sebepleri var bu olayda. direk "darbe yaptılaaar darbeeeğğ darbeeeğğğ" deyip ortalığı yaygaraya vermemek lazım.
şimdi nedir ordunun haklı sebepleri?
tahrir'de toplanmış bir muhalif cephe var. bununla beraber ülkenin çeşitli bölgelerinde toplanmış mursi yandaşları. bu bir iç savaş işareti değil midir? sizi bilmem bence öyle.
tahrir'de toplanmış bu azgın, örgütlü kalabalık ve onları arkadan ittiren liderleri, bir süre sonra kalabalığın gücüne güvenip darbeyi orduya bırakmadan, kendileri yapmaya kalkabilirlerdi.
ordu ne dedi; "anlaşın"
mursi ne dedi; "canım pahasına savaşırım."
yani mursi bugüne dek yaptığı hatalardan daha da büyük bir hata yapıp böyle saçma bir laf edene kadar ordu herhangi bir cepheye bağlı değildi.
yani mursi halkla savaşacağını söyledi. mursi'nin yaptığı bu 'örtülü' savaş çağrısı, halkı ciddiye almadığının göstergesiydi. bu çağrıdan sonra işler kızışacaktı, ülkede çok büyük bir iç savaş çıkacaktı. bu çok belliydi. ve ordu bu iç savaşa müsade etmedi.
yani ordu tamamen haksız değil. peki ne yaparsa haksız olur?
2 ay içinde tekrar seçim yapıp mursi'yi ve tutukladıkları müslüman kardeşler liderlerini de serbest bırakmazlarsa haksız olur ve bunun adına da açıkça darbe denir.
zaten bunu yapmazsa bu sefer müslüman kardeşler ve mursi yanlıları intikam peşine düşecektir. ve ülke daha fazla karışacaktır.
ama ister kızın, ister sövün, ister dövün. ben açıkça söyleyeyim; şu ana kadar bir darbe göremedim. ordunun amacını anlamadan buna darbe demek de doğru olmaz. bu yüzden önümüzdeki günlerde neler olacağını bekleyip, bunun adını ona göre koymak gerekir.
destekleyenlerin ölü sikmeyi ve 9 yaşındaki çocuğa tecavü bahane ettiği hadise.
ordunun müdehale nedenlerine bakın, bir tanesi bile "ya şu ölüleri de sikmeyiverin" ya da "9 yaş çok küçük lan?" değildir.
darbe yönetimindede isteyen 9 yaşındaki çocuğa da hallenecek, ölüye de hallenecek.
mursi tüm yıl mısırda terör estirip diktatörlük yapmıştır. demokrasiyi kendi çıkarları için kullanmıştır ve bu halkın canına tak etmiştir. milyonlar ayaklanınca ne yapılabilir diye düşünen dış güçler müslüman kardeşler iktidarını kaybetmemek için darbe ile madur yapalım seçimde güçlü çıksın şeklinde düşünerek bu planı hazırlamıştır.
seneye yapılacak olan seçimde madur siyaseti yapacak olan örgüt üyesi (belki de tekrardan mursi olur) iktidarı ele alacaktır. bu sefer akıllanıp direk diktatörlük yapmayıp demokrat görünecektir. askeri, yargıyı ve diğer kurumları itibarsızlaştıracaktır. daha sonra mısır yeni diktatörüne hoşgeldin diyecektir.
olay bu kadar basit görüyorum ki herkes duygusal düşünüyor senaryolar ortada. bu yazımı seneye tekrar okuduğunuzda eminim bana hak vereceksiniz.
merak etmeyin, gezi parkında asker göreve diye bağıran kitle ikinci gün kaçtı ordan zaten. işin takibinde olan gerçek gezi park eylemcilere, sizin gibi asker yada polise sırt dayamaz.
Ülkede polise askere sırt dayayanlar belli. hatta bakın çok sevdiğiniz gözü yaşlı akpli ne demiş.
hüsnü mübareke karşı yapılan da darbe değil mi idi?
eğer darbelere karşı isek, her türlü darbelere kaşı olmalıyız. demokrasi için darbelere hayır diyecek isek, hüsnü mübarek için insanların tercihini yok sayamayız.
darbe ile gelen darbe ile gitmiştir.
ney savunuluyor veya karşı çıkılıyor?
aptallık etmeyiniz.
türkiyedeki darbe çanakcıları, postal yalıyıcıları tarafından desteklenen darbedir. bu destek demokrasi ve cumhuriyete bağlı, insan haklarına önem verenleri hiç şaşırtmamıştır.
müslüman kardeşler aynı bugünkü gibi laik insanlara zulümler ediyor, sapkınlıklar yapıyor, abuk sabuk fetvalar çıkartıp islami
diktatörlüğün zirvesini yaşatıyordu..
erdoğan zaten ihvanın adamı ve görevi türkiyeyi bölmek,
plan belli, ulusalcılar bile tehlikenin farkında değil, bu iş saddam yada kaddafi olayına benzemez,
başkanlığı ele aldıktan sonra neototaliter rejim gelecek ve laikler baskı altına alınacak, cumhuriyetin yapı taşlarıyla oynayan hükümet şimdiden başlamış zaten selefi şeriatçıların önünü açmaya,
meydanlarda hilafet çağrıları, atatürkçüleri ve muhalifleri terörist ilan etmeler falan..
trump 2 gün önce ''radikal islamcıların kökünü kazıyacağız'' dedi, gayet normal bir beyanat, islam demiyor dikkat ederseniz islamı savunduğunu zanneden radikal islamcılar diyor..
bayram değil seyran değil erdoğan bu lafı üzerine almış olsa gerek '' kulağımıza hiç de hoş olmayan şeyler geliyor '' dedi.
daha önce flynn 15 temmuz darbesini desteklemişti, ancak darbenin kontrollü olduğundan haberi yoktu..
mike pompeo ise erdoğan hükümeti için için islami diktatörlük demişti.. o tweet hala duruyor..
sözümona işler karışırsa erdoğana içerden değilde tam tersi beklenilenin dışında bir nato müdahalesi gelebilir..
çünkü abd nin suriye ve ırak petrolüne konmak için yarattığı ısıs görevini tamamladı,
bundan sonra hedef avrupayı bile tehdit eden radikalizmin etkisini kırmak..
abd tonlarca petrolü çekti kuyulardan, avrupa ise palmira gibi yerlerdeki tarihi zenginlikleri kendi müzelerine kaçırdı..
sonuç.
petrol alındı, silahlar satıldı yağma bitti.
abd elini yıkayıp gitmeyecek hemen, güvenli bölgeler ayağına suriyeyi bölmeye çalışacak israilin güvenliği için..
türkiye ye yapacağı dayatmalar ve mevcut otoriterlik yüzünden mağdur olanların açacağı davalar, ısıs a destek, bm deki yolsuzluk dosyaları ayağına uzuna dalabilirler,
iki ihtimal var, ya dayatma yapacaklar uzun bunlarla anlaşmak zorunda kalacak,
yada erdoğan rejimine askeri müdahale masaya konacak..
Mısır halkı sadece aynı kişiden artık sıkıldığı için mübarek'i devirdi.
Zira halk dikta rejime alışkın olduğu için bu biraz hoşlarına bile gidiyor. Sıkıyönetim sevdalısılar.
Celladına aşık bu millet.
Hristiyan bir lideri olan Müslüman bir ülke. Normal olarak devletini satıyor. Halk ayaklanmaz ise normaldir müstehaktır. Şüphesiz balikesirli sinirlendi.
