gülsem mi ağlasam mı bir türlü karar veremediğim, trajikomik durum. elin çinlisi, belçikalısı almanı bile olimpiyatlarda, yüzmenin değişik kollarında madalya kovalarken bizim bu dalda yetiştirebildiğimiz en büyük değer derya büyükuncu!
sokağa çıkıp sorsan kimse yüzme bilmiyorum demeyi gururuna yediremez ama iş pratiğe gelince halimiz ortada.
3 tarafı deniz olan bir ülkede deniz bakanlığının olmamasından daha üzücü değildir. Çok değişik projeler üretilebilir denizler türkiye için çok daha büyük bir avantaja cevirilebilir.
Yemin ederim sabahtan beri olimpiyatları izlerken 'vay amk Allah'ın ingilizi, Kanadalısı, Danimarkalısı, Filandiyalısı nasıl katılır yüzme dalında adamların denizi soğuktan donuyor. Türkler dünyanın yüzme sporu için en güzel ülkesine sahip bizim adımızın yüzme şampiyonlarının çıktığı ülke olması lazım' demekten kendim sıkıldım.
türkiyede spor futboldan ibarettir arkadaş, basketbol bile 2. sınıf muamelesi görürken diğer spor dallarının ciddiye alınmamasından yakınıyoruz birde yüzümüz kızarmadan.
Yazar antremanların denizde yapıldığını değil üç tarafı deniz olan ülkede yüzmeye yatkınlığı olanların diğer ülkelere göre çok daha fazla olduğunu fakat ona rağmen doğru düzgün sporcu yetistirilemedigini söylüyor.
bizim milletin yüzmekten çok dalmayı sevmesi ile alakalıdır. mesela bir yasemin dalkılıç vardı bir vakitler. dalmaya o denli gönül vermiş bir milletizdir ki her sene bir kaç birey denizin içindeki kayalara kafayı patlatarak telef olur bu konudaki derecelerimiz de diğer ülkelerin madalya umutlarını azaltmaktadır.
Daha önce olimpiyatları televizyondan bile takip etmeyen bir nesilden gelen ülkemiz için sabredilmesi gereken durumdur.
Ayrıca (bkz: burda entry kasacağına sen yüzsene lan it)
kimi oksimoronların yanlış anlamak için inat ettiği hadise.
ulen ben demiyorum ki adam karadenizin hırçın algalarında, giyip şortunu açılarak olimpiyata hazırlık yapsın. bahsedilen deniz sevgisi, yüzmeye olan ilgi, bunu bir profesyonel spor olarak yapmak için duyulan istek. velhasıl profesyonel yüzücü olmak için gereken ilham kaynakları ülkede mevcut fakat ilgi sıfır. olay bu!
Yüzme sporunun denizle ilintili olmadığı gerçeğini bilmemekten dolayı ortaya çıkan yakınmadır.
Hatta yüzmeye denizde başlamak kimi insanın yüzmeye karşı olan hevesini bile azaltabilir.
Ege veya akdeniz'de yüzmeye uygun koylar olsa da, Karadeniz'de yüzmek demek eğer yüzme iyi bilinmiyorsa ve kondisyon yoksa kıyıdan maksimum 50 metre açılmak, o 50 metrede maksimum göğsüne kadar gelen suda "ulan deniz beni içeri çeker mi?" çekingenliğiyle dalgalar arasında dikkatle davranmaktır. normalde bir havuzda 1000 m yüzsen harcayacağın enerjiyi 100 metrede harcamak, haliyle yüzmekten soğumaktır.
Ha sahil kasabalarında büyümüş balıkçı çocukları nesli canavar gibi yüzer karadeniz'de (ki onların 2. kuşaklarından biriyim) lakin iş, aş derdindeki bir köylü çocuğuna hadi seni yüzme takımına alalım demek biraz garip kaçar, Yazın sonuna doğru sabah palamut avına çıkarsın, sonra döner yemeğini yersin, biraz uyursun, akabinde çekeğe çektiğin trol varsa eğer onun tamirine koşarsın, sonra zamanın kalırsa terini atmak için denize atlarsın. Büyük şehirlerde ise durum daha farklıdır. En yakın olimpik havuz büyük ihtimal kmlerce uzaktadır, çocuğunu yüzmeye vermek demek kurs parasının yanında servis parası vs de demektir. Okullar Tayyip sağolsun tekrardan sabahçı öğlenci mantığına yoğun bir şekilde çevrilmiştir, ödev mödev derken çocuk için zaman da kalmaz. Bu yüzden ülkede sporla ilgilenen çocukların yüzde 90ı eğer profesyonel sporcu olamadıysa başarısız birer öğrenci olup armut üniversitesi, sapı mühendisliğini bitirirler.
sportif anlamda ülkemizden üst düzey sporcuların yetişmemesi, sportif faaliyetlerin alt yapılarının ve bu alanlara yatırımların az olmasından kaynaklanmaktadır. bu sebepten ötürüdür ki lisanslı sporcularımız yoktur. ülkemizde belki olimpiyatlarda madalya alan sporculardan çok daha iyi yüzücüler vardır ancak lisanslarının olmayışı, uluslararası yarışmalara katılmak için ellerindeki belgelerin yetersizliği ve devletin bu konuya ödenek ayırmaması olimpiyatlarda ülkemizin başarılı olamamasına sebep olur. nitekim hep sporcu ihraç ederiz bizi temsil eden sporcular bile türk değildir. alt yapı oluşturmak başlarda maliyetli gelir çünkü ancak uzun vadede tabii ki olumlu sonuçlar alınır. bu sadece yüzme için geçerli değildir. bütün spor branşlarında bu sorunla karşı karşıyayız.
Alakaya maydonoz bir durumdur. Havuz diye bişey icat edildi her toplum yüzebiliyor. Jamaika'da her yer koşu pisti ondan adamlar rüzgardan hızlı. Yoruma dikiz.