Pm'den Gelen yoğun istek üzerine, iki hafta sonra devam etmek zorunda kaldığım hikayedidir.
Bölüm 7:
Zeynep gaza basmış ilerliyorduk. Bir ara yanlışlıkla silgeçleri çalıştırsa da fena sürmüyordu. Büşra:
+ gece gece sözlükten bir erkek kaçıracağımız aklımıza gelmezdi.
- benimde arabamı ehliyeti olmayan bir Kıza vereceğim aklıma gelmezdi.
işte böyle sohbet ederken ileride jandarmayı gördük. Hepimiz bir anlık gerilim yaşamış olsakta bizi çevirmediler. Uğraştıkları bir araç vardı. Bizde derin bir nefes aldık.
Esma:
+ ya biz bir kahve içmelim derken şehir dışına çıkacağız galiba.
- neye niyet niye kısmet esmacım.
Ben böyle deyince Zeynep:
+ oooo esmacım haaa. Nikah ne zaman gençler?
Esma bana şöyle dedi:
+ Kelimelere biraz dikkat edersek iyi olur.
- pardon Esma hanım. Lafın gelişi.
Büşra:
+ ya çocuklar onu bunu bırakın da gecenin bu saati ne yapacağız burada?
Ben:
- artık geceyi burada geçirip sabah kahvaltısı yaparız.
Bunu söyleyince kızlar aynı anda: neeee! diye bağırdı.
Merak etmeyin dedim. Yakın akrabanın butik oteli var. Güzel bir yerdir.
2 oda ayarlatırım ona. Zaten geldik sayılır. Şuradan sağa dön...dedim.
Ve otelin önüne gelmiştik. Sokak dar olduğu için Zeynep düzgün park edemedi. Böyle kalsın sonra hallederim ben dedim. Arabadan inip içeriye girdik. Büşra pek bir istekliydi. Resepsiyona herkesten önce gelip zili çaldı.
Bizim akraba arka tarafta uyuyormuş. Sersem bir şekilde geldi. Biraz hal hatır soruştuktan sonra, elinde sadece bir tane King oda kaldığını söyledi. Bu, dördümüzün aynı oda da kalacağı anlamına geliyordu...
kontağı çalıştırmak için anahtarı çevirmiştim fakat araba çalışmadı! tekrar denedim yine çalıştıramadım. ardından tekrar tekrar... yine olmadı.
büşra:
+++ araba bozuldu deme sakın bu dağ başında!
--- bakımını daha yeni yaptırdım. anlamadım ki valla.
biz esnada üst tavandan bir ses geldi. takkk diye bizleri gerçekten ürperten bir ses!
Kızlar aynı anda çığlığı bastı. itiraf etmeliyim ki bende korkmuştum. Ama bunu belli etmemeye çalışıyordum...
Kızları sakinleştirmek ve onlara cesaret vermek için arabadan inmeye karar verdim. Amacım hiçbir şey olmadığını ifade edebilmekti. Ama içten içe tuhaf bir ürperti de kaplamıştı.
Sol aynayı kontrol ederek kapıyı açtık ve dışarı çıktım. Bu Sırada kızlar: dikkatli ol... Diye bağırıyorlardı. Arabanın üstünde baktım birşey göremedim. Yalnız yerlerde çam kozalakları vardı. Sanırım kozalaklardan biri düşmüştü.
Elime bir tanesini aldım ve eğilip kızlara gösterdim.
Sanırım sizi korkutan şey bunlardı. Kızların hepsi arabadan indiler. Bir rahatlık çöktü üzerilerine sanki.
Hepimiz dışarıda sohbet etmeye başlamıştık. Manzara gerçekten güzeldi. Birlikte selfie çekindik. Daha sonra ben üçünü birlikte çekmek istedim. Daha doğrusu onlar tekif etti. Bende tamam deyip Büşra'nın uzattığı telefonu aldım.
Kızlar arabanın yan tarafına sıralanmıştı.
Yavaş yavaş geriye adım attım. işte tam bu sırada ayağım kaydı. Bariyerlerin arkası uçurum ve denizdi...
işte tam bu anda Esma çok atik bir şekilde adım attı. Ve t-shirt'ümü pençeler gibi tuttu. Beni kendine doğru çekti. Kızın üzerine yapışacağımı düşünmüştüm saliseler içerisinde.
Bu sefer ben oowwwww... diye bağırıyordum ki, Esma yine ani bir hamle ile beni arabanın kaputunun üzerine yapıştırdı!!!
Bacaklarımın arasına girmişti iki bacağıda...
Bizi o halde görseler muhtemelen sevişiyor olduğumuzu falan düşünürdü insanlar. Benim ellerim Esma'nın omuzlarındaydı. Karşıdan gelen arabanın korna seslerini duymuştuk.
Göz göze bakıştık. Ellerim istemsizce aşağıya, kalçasına doğru sürttürerek iniyordu ki, Esma kendini geri çekti!
Sonra sağ elini uzattı bana. Bende ona uzattım. Beni doğrultu ve:
+++ iyi misin? Az kalsın denize uçuyordun!
--- sağol ya. Ama biraz kibar olsaydın keşke!
+++ alışlanlık işte yhaa. Pardon.
--- ne alışkanlığı?
+++ judo.
--- nasıl yani? Sen judo mu biliyorsun?
+++ ehh az biraz.
Biz böyle konuşurken Zeynep girdi araya:
+++ 5 altın 2 gümüş madalya alacak kadar.
--- ciddi misin sen?
Esma tebessüm ederek gözlerimin içine baktı tekrar.
Ben:
+++ bir ara bana da öğretir misin judo?
--- bilmem, belki, olabiliirrrrr...
Derken Büşra:
+ çocuklar başka bir kaza yaşamadan gitsek artık diyorum. Birde ben deneyeyim şunu. Otomatik zaten...
Deyip sürücü koltuğuna geçip oturdu. Anahtar üzerindeydi. Ve ilginç bir şekilde araba çalıştı.
Biz şaşkınlık içinde Büşra'ya bakıyorduk. Büşra kornaya bastı ve camdan:
+ demek ki bir kadın eli değmesi gerekiyormuş. Hadi atlayın.
Zeynep gülerek hemen ön koltuğa zıpladı. Bizde Esma ile mecburen arka koltuğa geçtik.
Ben arkaya baktım, yol serbest çık... Dedim.
Büşra'da gaza bastı. yolculuk kaldığı yerden devam ediyordu.
Ben:
+++ ehliyetin olduğunu bilmiyordum.
Büşra:
--- var demedim ki zaten!
+++ nasıl yani ya? Şaka mı yapıyorsun.
--- yoo, ama otomatik araba sürebiliyorum.
+++ polis falan çevirirse ne olacak?
--- bu yola jandarma baktığını polis olmadığını söylemiştin.
+++ şey orası öyle ama jandarma da ehliyet sorabilir.
--- senin az önce ölümden döndüğünü ve mecburen benim kullandığımı söyleriz.
+++ nasıl bir gece yaşıyoruz ya!
Diye konuşup yola devam ediyorduk.
Macera daha yeni başlıyordu...
mudanya'dan çıkmış ve trilye yoluna girmiştik. oldukça keskin virajlı, tek şerit gidiş - dönüş ve karanlık bir yoldu...
zeynep anlatmaya başladı:
+ kyk'da kaldığım dönemde spa - masaj salonunda part time işe başlamıştım. yalnız öyle biryer olduğunu tahmin edememiştim!
- nasıl bir yer?
+ bence anladın! senin gibi birinin yolu mutlaka düşmüştür (gülümseyerek)
+ benim gibi mi?
- gecenin bu saatinde üç kızı arabana alıp, kahve içmeye ikna edecek kadar çapkın biri.
+ aslında eskiden gitmiştim bir kaç kez. gençlik zamanları işte.
sen şimdi beni bırakta, sonra ne oldu da bu kekolar peşine takıldı?
- kekolar işte. bir kez masaja gelmişlerdi. beni ve esma'nın no'sunu aldılar ısrar edip.
bu laftan sonra çok şaşırdım ve arabayı sağa çektim. virajın olduğu yerde bir topraklık yer vardı. oraya stop ettim ve aracın dörtlülerini yaktım! kızlar noluyor yhaa? falan dediler...
beni şaşırtan esma'nın da masaj salonunda çalışmış olmasıydı. çünkü kendisi türbanlı ve hanım hanımcık bir kızdı. evlerinden aldığım andan itibaren de pek az konuşmuştu. hadi büşra olsa neyse derdim. ama esma beni gerçekten hayret içinde bırakmıştı...
+++ esma salonda çalışırken de böyle kapalı mıydın?
--- tabi ki hayır. sen neden bu kadar şaşırdın ki hem? kapalı kızlarla ilgili nasıl bir profil vardı ki kafanda acaba?
+++ şey yani seni ilk gördüğüm andan itibaren çok uslu ve hanım hanım bir kız diye geçirdim içimden.
--- öyleyim ya da değilim. bunu bir bakışta anlayamazsın.
+++ galiba haklısın.
--- hiçbir şey göründüğü gibi değildir. bugün hayat veren su yarın seni boğabilir.
+++ mevlana sözüydü galiba bu.
--- evet, konya'ya hiç geldin mi?
+++ hayır.
--- ben konya'dan geldim okumaya. babanın işleri kötüydü. bende kyk borcu için çalışmak zorundaydım.
masaj salonunda kısmi süreli ile başladık zeynep ile. iyi de kazandık. ama ileriki dönemde seks yapmaya zorlandık.
+++ sizde kabul etmeniniz ve ayrıldınız.
--- aynen öyle.
+++ peki bu serseriler ne istiyor sizden?
--- yaa onlar süzme salak.
müsait olursak bir akşam masajdan sonra kahve içmeye gideriz... falan diye muhabbet ediyorduk. ama hiç gitmedik. onlar da her masaj sonrası iyi bahşiş bıraktılar. (gülerek)
+++ ya sizde az şeytan değilsiniz.
büşra hanım siz masaj falan yapmıyor musunuz?
--- ben ev arkadaşımın yanından ayrılmıştım. kendime yeni ev arkadaşları lazımdı kira ve diğer masraflar için. kyk'dan atılmış iki cadı buldu beni.
+++ bende dördüncü olarak katıldım ekibe.
hafif bir gülüşme olurken bir anda zeynep çığlık attı. kendisi sağ arka koltukta oturuyordu. kapıyı açmış sigara içiyordu. ben araba içinde sigara içilmesine izin vermemiştim.
her neyse, ne oldu zeynep diye sorduk... o şeyi görmediniz mi?
+++ neyi görmedik mi?
--- uçan bir varlıktı. büyük gözleri vardı. ben bağırınca kayboldu.
büşra:
+++ efes'i fazla kaçırdın galiba bu akşam.
--- hayır ya, valla hi gördüm. hayal değildi.
kızlar birazcık aralarında böyle tartıştıktan sonra ben araya girdim:
+++ sakin olun kızlar. bakın bulunduğumuz yerde eskiden rumlar yaşarmış. çok sayıda define olayları çıktı burada. cinlerin sahiplendiği defineler olduğu söylenir.
--- abi sen nasıl bir yere getirdin bizi ya? gidelim buradan artık.
+++ peki peki, zeynep sende sakin ol.
Tekrar arabaya bindik. Hepimiz de minik bir gerginlik vardı.
Ama cesur bir erkek olarak, kızları sakinleştirmek benim görevimdi.
müziği açtım ve: buranın havası bozuldu biraz.
Trilye'ye gidiyoruz kızlar... Dedim.
Zeynep:
+ bu yol trilye'ye gitmiyor ki!
Ben:
- maşallah her yolu da biliyorsun Zeynep hanım. Çok gittiniz galiba?
+ yaa eski sevgilimle gitmiştik.
- şu arkamızdakiler de sizin sevgilileriniz sanırım? Mahalleden ayrıldığımızdan beri peşimizdeler.
Bu esnada kızların hepsi arkaya dönüp baktı.
Bende sokak arasına ani şekilde bir manevrayla girip, bir sitenin otoparkına daldım. Farları kapattım. Bizi takip eden araç geçince hemen çıktım oradan. Ve trilye yoluna doğru sürmeye başladım.
Bu aksiyondan sonra Büşra:
+ vaayyyy güzel hareket.
- daha görecekleriniz yeni başlıyor.
Evet Zeynep hanım, sizde şu olayı bir anlatın bakalım...
Bölüm 3:
Görükle'den yola çıkıp mudanya'ya doğru gidiyorduk.
Arka koltuktan Zeynep:
+ bizi nereye kaçırıyorsun ya? Mahallede kahve içecez sanıyorduk.
- Deniz havası iyi gelir. Dalgaların sesini dinlemeyi severim.
Büşra hemen araya girdi:
+ kızlar kendisi yüzücü olur.
Evet, birlikte tatile çıkarsak hepinize öğretebilirim... Diye cevap verdim.
Ve Arabanın içinde bir alkış koptu.
Bu laflardan sonra gaza biraz daha bastım ve ibre 130 u gösteriyordu.
Esma: yavaş biraz yaa.. Diye tepki verdi.
+ Tamam tamam, sakin ol dedim. Yalnız merak ettiğim bir şey var. Gecenin bu saatinde sözlükte tanıştığınız bir adamın arabasına nasıl güvenip bindiniz siz?
Büşra cevap verdi:
+ çoğu entryini okudum pm atmadan önce. Zararsız bir tipe benziyorsun. Zaten yengeç burcusun. Ayrıca tek başıma olsam gelemezdim belki. Ama üç kişiyiz... Deyip tebessüm etti.
- yani sizden korkmalı mıyım?
+ belki tanıdıkça korkarsın.
Anlamadım dedim... Anlamasan belki daha iyi olur deyince içime kurt düşmüştü...
Ve bizde mudanya'ya varmış sahilde yavaş yavaş geziniyorduk. Dondurma aldık, laflıyorduk yine.
Esma ve Zeynep selfie peşindeydi. Bu Sırada 2 tane serserinin bize doğru baktığını farkettim. Bu adamlar ben kapının önünde kızları beklerken, apartmanın içine giren o adamlardı.
Büşra'ya dönüp dedim.
+ sağ omzunun üzerinden bak. Bu adamları tanıyor musun?
- off Zeynep bunlar hep senin yüzünden.
Ne oldu? ne var bu adamlarla aranızda?
+ gidelim buradan ya.
Peki dedim. Hadi kızlar gidiyoruz. Ve Otaparka doğru yürümeye başladık...
Saat 00:30 u biraz geçiyordu ki, Kızların verdiği apartmanın önüne gelmiştim. El frenini çekip kontağı ve farları kapattım. Kapılar kilitliydi!
Sonuçta başıma her iş gelebilirdi. Hatunlar Uludağ üniversitesinde öğrencisi oldukları söylemişti. Ama belki escort falan da olabilirlerdi. Temkinli olmalıydım. Hafiften müzik dinliyordum. Ardından arkama bir araba park etti. iki tane serseri tipli adam inip apartmana girdiler.
Beni biraz gerginlik basmıştı açıkçası. Büşra'ya mesaj attım bu sırada. Benim sözlükte tanıştığım kız yani.
3 dakika sonra falan bu iki adam çıktı apartmandan. Biraz sinirli bir tavırla arabalarına bindiler.
Benim araba da cam filmi olduğundan yanımdan geçtikleri halde beni fark etmediler. Koltuğu da geriye kadar yaslamıştım. Böyle kurnaz hareketler yaparım ara sıra.
Her neyse Büşra'dan mesaj geldi bu sırada.
+ iniyoruz...
Yaklaşık 5 dk sonra üç kız gayet rahat ve neşeli bir şekilde arabaya doğru yürümeye başladı. Bende kızlardan aldığım enerjiyle arabadan indim ve onları selamladım.
+ çok bekletmedim değil mi yazar bey?
- kadınlar işte, alışkınız.
+ oooo
- hadi atlayın bakalım kızlar.
Büşra yanıma oturdu. Diğer ikisi arkaya. Ve yolculuk başladı...
Telif hakkı gina caranoya ait olan, macera ve şehvet dolu, yarı kurgu bir hikayedir.
Bölüm 1:
Sözlüğe yeni üye olmuştum. Haziran ayının sonuydu.
Burçlarla ilgili girdiğim bir entry'e karşılık:
+ hmmm gerçekten öyle misiniz acaba?
Diye bir pm geldi! Saatler 23:00'ü gösteriyordu. Hafiften sohbet başladı. Bunlar 3 kız, öğrenci evinde kalıyorlar. Ve bana da yakın bir semtte ikamet ediyorlar. Yaklaşık 45 dk pm'leştikten sonra no'sunu aldım kızın. Ve gece kahvesi içmeye davet ettim.
+ Arkadaşlarım da gelirse olur... Dedi. Bende hay hay diyerek karşılık verdim. Ve arabama atlayıp kızların verdiği adrese doğru yola çıktım.
