görev teslimi olmadığı için henüz hala bush'un eseridir denilebilir. yani obama hükümetinin dış siyaseti henüz hala meçhuldür...diyoruz ve ana konuya geliyoruz; öncelikle (bkz: #4425379)
zamanında fikir teatisi yapma maksatlı kastırmış bir şeyler yazmıştım. evet, vurgulamak istediğim konu şudur; ortada bir cephe ve cephenin etrafında iki taraf mevcut. ve bugün bu iki taraf çatışmakta bir kere daha. bir kere uluslar arası siyase tbilgim harikulade olmasa bile, bize vatandaşlık bilgisi derslerinden öğretilenler doğrultusunda bir devletin ordusu, o devletin savunmasından ve güvenliğinden sorumludur. burada israil bir devlettir, ve ordusunun adı israil ordusudur. öte yandan filistin tam olarak bir devlet olsa bile bir ordusu bulunmayan ve milis kuvvetlerce ** savunulan bir ülkedir.
genel olarak basit bilgiyi verdikten sonra bugüne gelebiliriz. bugün yaşananlar herkesin bildiği üzere, israil ordusunun gazze'ye girmesidir. peki bu gazzeye girişin nedeni nedir? sanırım gerçek sorun bundan kaynaklıdır. bir kere ilk paragrafta referans olarak verdiğim entryde yer alan iki adet link var. görüldüğü üzere, ateşkesin sona erdiği tarihten hemen önce ve hemen sonra israil topraklarına düzenlenen saldırılar var. şimdi bu konuda ama onlardan kimse ölmedi diye komik bir savunma yapılamaz zira adamı tefe alırlar. buradaki amaç sivil halka zarar vermek ve terör yaratmaktır ülkede. ve hatta bunun masumane olduğunu savunmak, eve giren hırsızın size fiziksel zarar vermeden evinizi ve bulunduğunuz odayı yakıp yıkmasının masumane olduğunu savunmak gibidir. kısa kesip şunu anlatmak istiyorum, hamas olsun, islami cihad olsun, bu tür örgütlerin açıklamaları doğrultusunda bu örgütlerin zaten barış yanlısı olmadıkları görülebilir. kanla beslenen bir siyasetten yana olmak da yapılanları görmezden gelmek kadar körce bir davranıştır. ve bu örgütler ateşkes anlaşması bitmeden karşı tarafa füze yolluyor, terör yaratıyorsa, karşı tarafın da insaf göstermesi beklenemez.
burada şu noktaya geliyoruz, israil'in kendini savunması ve bunun limiti. israilli yetkililer dün geceden beri operasyonun tek amacının füzeleri ele geçirmek olduğunu belirttiler. lakin daha önce yaşandığı üzere israil adil davranmayacak, kendisini dünya kamuoyunda haklıyken haksız konuma getirmek için elinden geleni ardına koymayacaktır. olması gereken tepki de buna olmalıdır. zira israil'in dünya kamuoyuna verdiği bir güven duygusu yok. sadece kendi topraklarını savunacak diyemiyor insanlar. ve ne yazıkki sonuçlar çok belli; kan, gözyaşı, çamur, açlık, hastalık ve onlarca insan hayatının refahını düşüren etken.
velhasıl kelam her insanın ne kadar değerli olduğu bilinmeli, bilinmeliydi. bugün 'hamas oley' diyenler bilmelidir ki olayların temelinde israil kadar hamas da yatar. zira hamas'In ateşkesi bozması dün geceki harekatın nedenidir. bu da demek oluyor ki, hamas filistin halkının bağımsızlığından çok, kendi stratejik hamlelerini oynamakta. işte bu sebepten dolayı bu savaşın adı hamas israil savaşı olmuş, kaybedeni insanlık olmuştur. yazıktır, günahtır.
meşruiyetini hamas'ın saldırılarından alan, ancak ne hikmetse hamas'a hiçkimsenin toz kondurmadığı olaydır.
haziran ayında, iki taraf biraraya gelip masaya oturup, ateşkes imzaladılar.bu ateşkes, 6 aylık bir süreci kapsıyordu. ve hamaslı liderlerin, aslında o zamanlar yaptıkları açıklamalar bugünün habercisi gibiydi: "barış yok, siyonistler topraklarımızı terkedecekler" bunun meali, ateşkeste gücümüzü toplayacağız, sonra da vurmaya devam. ve evet, ateşkes süresi dolar dolmaz, hamas'ın yaptığı ilk icraat, israil'e füze sallamak oldu. eh tabi, bu da israil'in ekmeğine yağ vb ne varsa sürmüş oldu. israil, uluslararası hukukun kendisine verdiği,kendi topraklarına karşı saldırı olması konumunda kendisini savunma hakkına binaen ilk reaksiyonunu gösterdi.* ancak, "sorunu" tamamen çözmek için, bu sefer de kara harekatına girişti.
tabii ki, bu meşruiyet temeli dahi, israil'in yaptığı sivil katliamlara ve orantısız güç kullanımınına onay vermez ya da geçerli göstermez. fakat,ne olursa olsun, israil, dünya kamuoyuna kendisini haklı gösterebilecek bir neden bulmuştur: bakın,biz ateşkes şartlarına harfiyen uyduk ve ateşkesten sonra da ilk saldıran biz olmadık. ancak, bize saldırılıyorsa, biz de yanıt veririz diyeceklerdir, nitekim demektedirler.
yani, çuvaldızı israil'e sokarken, biraz da hamas'a batırmak lazım şu iğneyi.
Tanım: israil'in en büyük korkusunun yine çocuklar olacağını göreceğimiz ''harekat''.
Korkun onlardan! Gerçekten korkun. Çünkü onlar büyüdüklerinde tüm nefretleriyle sizin onlara yaptıklarınızın 10 mislini size yapacaklar. Korkun, hadi kırın kanatlarını! Nefretin tohumlarını ekin!
ps: Allah belanı versin israil. Kendi yarattığın kanın içinde boğul. Siktir git. Defol.
filistinli olmadan insan olamayacağımızı bize gösteren katliama teşebbüstür.biz evlerimizde sıcak sobanın karşısında entrylerimizi girerken israil de adım adım filistinli kardeşlerimizin kanına canına giriyor.
(bkz: yardım et ya Rab, elimizden birşey gelmiyor)
bir avuç israilli amerikanın ve ingilterenin destegiyle soykırım yapıyor, başta islam dünyası olmak üzere tüm dünya bu soykırıma gözlerini,kulaklarını kapatıyor.biz burda çocuklarımıza "aman bişey olmasın,aglamasın,hasta olmasın" diye üzerine titrerken orda çocukların üzerine evleri yıkılıyor,sag kalan çocuklar da yıkılmış,yerle bir olmuş evlere bakıp feryad figan aglıyorlar.dünyada müslümanlara bariz bir zulum var,biz bu zulmu destekliyoruz.israil ve destekçilerinin ürünlerini kullanıyoruz onlarla ticaret yapıyoruz. onlar da bizim paramızla müslümanları vuruyor.bugun flistin, yarın türkiye.hazırlıklı ol ey milletim.
israil gibi bir devletin gücü ancak sivil insanlara ve masum çocuklara yeter. belki bu duygusal bir cümle olarak algılanabilir fakat bu dünya israil'in hizbullahla olan savaşınıda gördü. peki o savaşta ne oldu? hani dünyanın en gelişmiş silahları ve istihbaratı hizbullahı bitirmeye yettimi ? gerilla savaşına dayanabilecek düzenli bir ordu yoktur. israil bu savaşta hamas'ı değil, eline alır gider.
"We must show the world the true face of this Murderous state" notu ile bana gelen kara harekatının sansürlenmemiş görüntüleridir. Pek hoş görüntüler değildir o yüzden dayanamayacakların bakmamasını tavsiye ediyorum.
israil ordusu açısından büyük bir stratejik ve askeri başarısızlık örneğidir çünkü hedef alınması gereken hamas güçleri belkide neredeyse hiç kayıp vermemiştir. merkava mark IV tanklarıyla filistinli çocukları öldürmek çok kolaydır.
aslında mantık açısından bakıldığı zaman türkiye nin kuzey ırak ı bombalaması gibi bir şey fakat, türkler sivilleri hedef almıyor . amacın soykırım olduğu aleni ortada olan adı üstünde tek taraflı savaş
vicdanın ortadoğuyu terkettiğini gösteren harekattır.gökte havai fişekler gibi patlayan bombalar ve o bombaların yaktığı insanlar ve onların duyduğu acı...düşünüyorumda bi insanı öldürmek mi daha ağır yoksa onun umutlarını yok etmek mi.umutlarını kaybeden insanların artmasına sebep olacak bu harekattan sonra israil toprakları daha güvenli olmayacak malesef.
''bütün savaşlar iç savaştır çünkü tüm insanlar kardeştir''diyor idi o veciz söz.ortadoğu halklarının da etnik akrabalıklarını da göz önüne alırsak ne kadar doğru olacağını anlarız galiba.
Hamas, islami cihad, ve el fetihin gazze kolunun direniş nasıl olunur dosta düşmana gösterdiği destan. Birde israil savaşmayı bilip çoluk çocuğu öldürmese.
bm sözcüsü chris gunness, tank mermisinin atıldığı okulda israil'in gazze şeridi'ne üç haftadır süren saldırılarından kaçarak sığınan 1600 kişinin bulunduğunu açıkladı.
israil'in elinde okulun koordinatlarının bulunduğunu ve okulun sığınak olarak kullanıldığını bildiğini vurgulayan gunness, savaş suçuna ilişkin bir soruşturma açılması gerektiğini söyledi. gunness, "Kim suçluysa adalet önüne çıkarılmalı" dedi.
olayın açıkcası şu; bm, sivillerin bulunduğu sığınağın koordinatlarını veriyor vurulmasın diye. israil ne yapıyor. koordinatları alıyor, sığınağı vuruyor. 2 kişi ölüyor, 14 kişi yaralanıyor. büyük bir olasıkla soruşturma falan da açılmayacak. 1600'de 2 fire uğraşmaya değmeyecek kadar küçük çünkü. birkaç yüz olacak ki şöyle kanlı kanlı, o da belki. halbuki rakamın boyutu olmamalı bu olayın üstüne gidilebilmesindeki gerekçe. tüm insanlığın endişe etmesi gereken olayın arkasındaki düşünce. yani bile bile sığınak vurmak halet-i ruhiyesi. üstelik vurulmaması için verilen koordinatları kullanarak. burası benim tıkandığım yer ey okur. bu hal nasıl açıklanır bilmiyorum? bu nasıl bir enaniyet boyutudur böyle tasvir edemiyorum?