öncelikle lütfen heyecanlanmayın, maç bitti. skoru söylemem ama. devamında...
sonralıkla, başlığın orijinal hali "3 nisan 2010 cardiff city afc swansea city afc maçı" olacaktı ama karakter sınırına takılacağını düşünerek hiç uğraşmadım, saymadım ama 50 karakter var mı diye. cityler birbirini götürdü, afc sadeleştirip matematik hocama selam çaktım. cardiff-swansea kaldı sonra.
efendim, ingiltere çempiyınçip 41. hafta mücadelesidir bu maç. saatlerce sövmüş idim, futbol smart maçı yayınlayarak beni çok pis göt etti. kendilerinden de özür diliyorum, futbol smart başlığında giydirdiklerim için de ayrıca entrymi yiyorum. ama silmeyeceğim, ibret olsun. bakıp bakıp utanayım. yahu yayın akışı yok, niye yayınlamayacaklar diye küfrediyorsun ki adamlara? eşeklik işte, hehe.
bu maçın anlam ve önemini belirten konuşmayı yapmak isterim. bildiğiniz gibi, cardiff, galler'in hırçın çocuğu. gece 2'den sonra insanların medeni bir şekilde cıbıldak kaçışabildikleri bir yer. şaka lan. yok o kadar. ama çok güzel şehir böyle. galler'de bi' de. insanları güzel, kendisi güzel. fakat futbol takımları, championship'te takılıyor. neymiş? galler'de takım yokmuş. neymiş? britanya'ya bağlıymış, ingiltere'de oynarmış bilmem ne... hadi lan ordan. galler'de efendi gibi oynayan llaneli'nin suçu ne? the new saints'in suçu ne? ha abertsywth town mu ne var, adını doğru yazdıysam hatta şampanya patlatacağım. onlar gelmesin abi ingiltere'ye. futbol kalitesi düşer lan, o nasıl isim? abetsvit tavn. öyle mi ha? hasiktir.
evet özetle, cardiff city championship'te oynuyor. diğer tarafta swansea var... bu şehir de, cardiff'in batısında ufak tefek bir yer. bu hayınlar da championship'te oynuyorlar ne hikmetse. üstelik sıralamada birbirlerine çok yakınlar. bildiğiniz gibi, championship'te ilk 2 direkt yükselir, 3-4-5-6 kendi arasında playoff oynar ve bunlardan biri üst lige çıkar. diğerleri de utanmadan o ligde oynamaya devam eder.
bu anlamda, önemli bir maçtı bu. 40 maçta 65 puanı bulunan cardiff 4. sırada bulunuyordu fakat kendileri maddi krizle boğuştuklarından pek iyi oynayamıyorlardı bu ara. rakip swansea ise 40 maçta 62 puanla cardiff'in bir sıra altında, evet evet, 5. sırada bulunuyordu! hemen arkalarından 61 puanlı leicester ve 60 puanlı blackpool geliyordu ki, bu da swansealilerin for whom the bell tolls diye haykırmalarına sebep oluyordu. işler sakattı.
güney galler derbisi, 19:30'da, sabri ugan'ın şen sesiyle başladı. maçın ilk dakikalarında her iki taraf da tutuktu. cardiff biraz gösterse de vermedi. hakemin fantastik kararları maçı eğlenceli kılan tek unsurdu. ta ki 29. dakikaya kadar...
topun tamamı çizgiyi geçmediği halde, hakem swansea adına korner verdi. sağ korner direğinin oradan bir yerden topu kalecisine atmıştı yanılmıyorsam cardiffli eleman, hatta capaldi'ydi galiba. topun %60-70 kadarı çıktı fakat sabri ugan'ın dediğine göre, topun tamamı çıkmadan korner verilmiyor. ben de öyle biliyorum. kaleci marshall topu aldı. aldıktan sonra da bir hışımla "eeh skerim" diyerek geri attı. "korner mi? ne korneri? korner ne arar la bazarda?" bakışıyla kilitlenen cardiffliler, orlandi'nin kornerden çaktığı golle kendilerine geldiler.
kornerlerde ilgili ilgisiz tüm toplara atlamak gibi bir kronik hastalığı bulunan marshall, yine çıktı, dokunamadı. ashley williams mıydı neydi, o lavuğun da hafif müdahalesi var. "faul verse bi şey diyemezsin yani" orada. hatta bu lavuk kafa vurmayı deneyip marshall'ın üzerine çıktı, sonra gol atmış gibi koştu, topu da tribünlere dikti. bu hareketinin sonucu sarı kart oldu, gol de orlandi'ye yazılınca göt oldu bu herif.
düşünmeye başladım. bu cardiff 40 maçta 65 puan almış, bristol'e deplasmanda 6 atmış, severnside derbisinin bütün karizmasını ayaklar altına almış, affedersiniz ligi sikertmiş bir takım. aklım almıyor. çok da seviyorum kerataları. bu kadar boş beleş oynayan ve adam gibi pozisyon yakalayamayan swansea'ye serseri korneriyle nasıl yenilirler? bekliyorum, ayağa paslarla kaleye giden cardiff'i. bir ara "cardiff'i dinliyorum gözlerim kapalı" tribine girdim ama olmuyor lan, izlemek lazım maçı. cardiff kıpırdanıyor. ben gözlerimi açana kadar mccormack öküzü 5 tane pozisyon yiyor zaten. gol bekliyorum ilk yarı bitmeden. yavaş yavaş top çevirmeye ve baskı kurmaya başlamış cardiff. ama bu adamların zaten pres yapma özelliği yok, korkmuyor da değilim hani yavşamalarından. ama yok abi, kazanmaları lazım.
43. dakikada faul çalınıyor swansea yarı alanının ortasından, sağda. top içeri ortalanıyor. orada birisi bothroyd'a çok fena çakıyor(ki bu müdahalenin ardından 5 dakika yerden kalkamadı bothroyd. kaçırdıklarına saysın eşşoleşşek) fekat top yere iniyor. sabri ugan'ın adını 8 dilde telaffuz ettiği ve o an "şopra" dediği michael chopra, ayağını topun altına sokup, altıpas içinden mi, hemen önünden mi ne, tavana asıyor golü.
"nasıl koyduk laaaan!" bakışıyla tribünlere koşuyor chopra. galler derbisi abi. koşacak tabi. o anda, kale arkasında bekleyen top toplayıcı çocuk da koşmaya başlıyor. chopra'yı, cardiffliler yakalamadan yakalıyor ve arkadan sarılıyor. chopra, diğer oyuncularla seviştikten sonra bu genç kardeşimize de sarılıyor, kafasına vurup "hadi siktir aslanım, aferin aferin iyi iyi" diyor. o görüntü harikaydı. sonra bothroyd'un tedavisi yapılırken bir cardiff seyircisi sahaya atlıyor fakat bunu hiçbirimiz görmüyoruz, sabri ugan söylüyor. sonra bothroyd formasını değiştiriyor, 3 dakikalık duraklama süresi oynanıyor ve ilk yarı sona eriyor.
***
ikinci yarı da ilk yarıdan farklı geçmiyor. swansea birkaç net pozisyondan yararlanamayıp cardiff saçmalayınca, maç 1-1 biter gibi oluyor. ama bitmiyor. adı bu sefer çopra'ya dönen muhterem, emektar abimiz, swansealilerin ofsayt beklediği bir pozisyonda(ki uzaktan yakından alakası yoktur ofsaytla, hatta ofsayt gösterilirken chopra'yı bulamadım ben kalabalıkta) ileri çıkıyor, cardiffli elemanın içeri kafayla indirdiği topa hayvan gibi çakıyor ve dakikalar 90'ı gösterirken cardiff'i 2-1 öne geçiriyor.
bu sefer, koştuğu köşenin tam çaprazındakine koşuyor. birkaç cardiff taraftarının tribünlerden atladığı ve güvenlik görevlilerince yakalandığı görülüyor. kimisi uçarak atlayıp yere çakılıyor ve müdahale anlamında, "lüzumsuz" görülüyorlar.
***
işte böyle bir maç oluyor. kazanan cardiff puanını 68'e yükseltip playoff yerini sağlamlaştırırken, evinde ipswich'le 0-0 berabere kaldıktan sonra galler'de kaybeden swansea, 4-2'lik scunthorpe galibiyetiyle gaza gelen blackpool'un ellerini poposunda hissediyor.
