mac hakkinda hicbir fenerbahcelinin bizi cagirmislar iste en buyuk biziz gibi birseyler yazmamasina veya ima etmemesine ragmen boyle yapilmis gibi cevaplarin verilmesine sebep olan mactir. 26. entry olacak ama hala bir tane taslama yok ezeli rakipler olan BJK ve GS ye. peki sorun ne arkadaslar? sorun kimin neresinde? sorun dillerdeyse kolay, tartisilir gecer, ama ya beyinlerdeyse? nasil cikacak beyinlerinizden Fenerbahce dusmanligi?
fenerbahçe'nin ülkemizi asya'da en iyi şekilde temsil edip, maçı kazandığı takdirde türkiye'yi sevince boğacağı maç. haydi çocuklar, yunanistan zaferinden sonra bir zaferde sizler yaşatın, ülkenin buna ihtiyacı var..
alınan son haberlere göre bu maçtan sonra fenerbahçe'nin nijerya ligi takımlarından olan eyimba ile maç yapacağı söylentileri ortalıkta dolaşmaya başlamıştır.
sesini afrika'da da duyurmak isteyen aziz yıldırım'ın "ligde zor bir maratona girdik ama yüzüncü yılımızda diğer ülkelerin takımlarıyla hazırlık maçı yaparak, şampiyon olamasakta her kıtada adımızı duyurmak istiyoruz. fenerbahçe çok büyüdü, yarın öbür gün neden bir real madrid gibi olmasın, neden dünyanın belli ülkelerinden maç teklifleri gelmesin? sonuçta şu an bizim de takımımızda bir ronaldo ayarında deivid, bir beckham ayarında alex var. onların genç yetenekleri raul ise bizimki de semih'tir. takım iskeletleri birbirine oldukça uyumlu. çalışmalarımız bu yönde devam ediyor." şeklinde açıklama yaptı.
kendisine yöneltilen "peki bu maçın tarihi belli mi?" şeklindeki soruya 11 nisan 2007'de beşiktaş ile yapacağımız fortis kupa maçından sonra, 4 günlük bir ara var. 15 nisan 2007'de yapacağımız vestel manisaspor maçı arasındaki boşlukta, afrika'ya gidip gelmeyi düşünüyoruz. muhtemelen maç 13 nisan'da olacaktır" şeklinde sorulara cevap verdikten sonra basın toplantısını bitirdi."
(bkz: fenerbahçe'nin dostluk maçı yapabileceği alternatif takımlar)
ayrıyeten bir suriye takımı ile yapılan maçtan sonra, kaza ile fenerbahçe'nin son şampiyonlar ligi şampiyonu barcelona ile oynadığı takdirde, alınan bir galibiyetten sonra bağdat caddesi'nde kutlamalar yapılabilir, allah muhafaza günahsız insanlar maganda kurşununa kurban gidebilir.. bu konuda herkes son derece dikkatli olmalıdır..
bir asya takımı olan fenerbahçe'nin bir asya ülkesinde real madrid yerine konulmasının gayet doğal olduğu maçtır. fenerbahçe'nin bu dev maçtan alnının akıyla çıkıp tüm türkiye'yi sokaklara dökmesi, asya ve suriye futboluna türkiye'nin adını altın harflerle yazdırması da en büyük temennimiz tabi.
(bkz: asya fatihi fenerbahçe) bir de şu var: (bkz: el ittihad kim lan)*
fenerbahçe'nin bir şekilde davetli olduğu karşılaşmadır. ancak maksat bok atmak olunca işler kolaylaşıyor.
madem fenerbahçe boktan bir takım, niçin fenerbahçe çağırılıyor? galatasaray, beşiktaş varken niçin fenerbahçe?
madem galatasaray, beşiktaş muazzam takımlar, niçin onlar çağırılmıyor?
haa, fenerbahçe ortadoğu, asya takımı da onun için çağırılıyorsa bizim avrupa takımlarımız şimdiye kadar kaç stad açılışına çağırıldı?
ya da asya'da bu kadar takım varken niçin yine fenerbahçe?
bu soruların cevabı belli aslında ama görmezden geliniyor. esad'ın fenerbahçe sempatizanı olması.
ya da bu stad açılışına çağırılmak büyük takım olmanın bir göstergesi mi? belki evet, belki hayır.
muhtemelen altında başka sebepler yatıyordur -ki tahmin edebiliyorum ben bazılarını- ancak bunları açıklama gereği duymuyorum. zira akılları fanatizimden başka bi boka çalışmayan insanların bunu kavraması imkansız. imkan dahilinde olsa zaten, maç hakkındaki yorumlar böyle yapılmazdı.
böylesine güzel bir stadın açılışına bir türk takımının çağırılmasından -o takımı tutmadığın için, ya da o takımdan nefret ettiğin için- gururu geçtim, mutluluk bile duyulmamasını anlayabilirim ama salak saçma bok atmalara kesinlikle anlam veremiyorum.
bir de son olarak şöyle bir durum var. yarın bir gün galatasaray'a ya da beşiktaş'a da bir ülkeden buna benzer bir teklif gelirse klüplerimiz tepkisi ne olacaktır? gitmeyecekler mi yoksa? yapılan jeste böyle bir hayvanlıkla, gitmemekle mi karşılık verecekler?
ya öyle bir durumda galatasaray veya beşiktaş taraftarları ne yapacak?
fenerbahçeliler sizin götünüze ip takıp oynatacaklar mı?
velhasılı, bazı dangalakların saçma sapan yorumlar yaptığı bir maçtır.
şüphesiz ki türkiye'nin sadece suriye ve asya'da değil tüm dünyada tanıtımını en iyi şekilde yapan futbol takımı olan fenerbahçe'nin yurdum insanını sevinç yumağı haline getireceği karşılaşma. *
hazırlık maçının sezon ortasında, şampiyonluk yarışının en heyecanlı yerinde üstelik de türkiye kupası maçına denk gelen bir zamanda yapılıyor olması sanırım işin garip tarafı... **
çok zevksiz geçen, son dakikalarında sinirden bıraktığım nadir fenerbahçe maçlarından biri. ha biri çıkıp dese "kardeşim dostluk kazandı." diye, ben de "sabahtan beri o stadta bekleyen 5 yaşındaki çocuğun ne günahı vardı?" derim.
volkan kendini özletmişti doğrusu, yediği golle yüreklere bir su serpti. serdar bi tanesin ,bi..
maç öncesinde ve sırasında tribünlerde siyasetin kol gezdiği maç olmuştur... maçtan önce tribünlerde her ne hikmetse akp flamaları dalgalanmıştır... muhtemelen son dönemlerde akp meclis grup toplantılarında sıkça futbol fanatiği tarzında (örneğin; re-cep tayyiiippp erdoğan, recep tayyip erdoğan...)tezahüratlarda bulunan akp gençlik kolları stada akın ettiğinden böyle bir tablo ortaya çıkmıştır... keza; suriye halkı beşar esad'ın yerine tayyip'i düşünmüyordur herhalde...
onun dışında; dostluk müsabakası şeklinde geçen maç olmuştur... ayrıca fenerbahçe'ye karşı çok büyük terbiyesizlik yapılmıştır... maçın başlama saati olarak 19:45 belirtilmesine rağmen, suriyeli ve türk siyasetçilerin "yoğun" programından ötürü maçın başlama saati neredeyse 2,5 saat gecikmiştir. sonuçta bu takım 2 gün önce bir maç yapmıştır, ona göre programı vardır... fenerbahçe, hafta sonu lig maçına çıkıp, haftaya çarşamba bir de beşiktaş maçına çıkacaktır... zaten yoğun olan programına bir de stad açılışına katılmayı federasyona bile danışmadan (!) kabul etmiştir... insan bir yandan işgüzarca, türkiye kupası maçlarının ertelenmesi pahasına böyle bir maçın oynanmasını içine sindiremeyip, aziz yıldırım'ı kendisini federasyondan bağımsız görmesini kaldıramıyor hatta, daha beter olsunlar diyor ama, sonuçta o sahaya çıkanlar da insan en nihayetinde...
sonuç olarak; gereksiz bir şekilde gündem işgal eden bir karşılaşma olmuştur... -gereksizlikten kasıt şu; tüm tv kanalları halep'e canlı bağladılar bunun bu derece gündem işgal etmesi sadece abartmaktır, aptallıktır- ayrıca rating olarak da milan-bayern münih maçının çok çok altında kalan karşılaşma olmuştur...
fenerbahçe'nin "el ittihad takımıyla olduğu gibi aynı kıtada bulunan başka bir asya takımı ile yaptığı mücadeleden bu maçın skoruna benzer bir şekilde 2-2 ayrıldığı vakit" tur için büyük avantaj sağlayacağını gösteren maç.
ayrıca fenerbahçe benzer bir asya takımı ile yaptığı mücadeleden 2-2 beraberlikle ayrıldığı takdirde, havaalanında sevinçle karşılanacak ve fenerbahçe taraftarı takımını bağrına basacaktır. kadıköy'de ki rövanş maçında stad şölen yerine dönüşebilir, fenerbahçe çin seddi'ne giden yolda emin adımlarla ilerlemeye devam edecektir.
"bu maçtaki gibi" maçtan 2-2lik bir skorla ayrıldıktan sonra, tur vizesi almış gibi olacaktır. lakin; asya ülkelerinden biri olan tayland'ta vize olayı yoktur. olası bir tayland takımıyla eşleşildiği takdirde, fenerbahçe'nin herhangi bir vize ihtiyacı olmayacaktır. ohh ne güzel vizesiz kupa mücadelesi, thai girl, kendin pişir kendin ye çekirgeleri falan filan...
"deplasmanda beraberlik de başarıdır" deyip avunduğumuz maçtır.** suriye'de yaşayan diyarbakır'lı, antep'li bir sürü insan da fenerbahçe formalarıyla geceye renk katmıştır, dünya kulübü olmak böyle birşey herhalde.
açılışa fenerbahçe' nin davet edilişindeki zamanlamayı, bu yüzden kupa maçının ertelen-
mesini doğru bulmadığım, hatta bu konuda yazdığım bir maçtır. dün de organizasyonda bir
çok aksaklıklar, tuhaflıklar vardı.
ancak sonuç itibarı ile bir beşiktaşlı olarak, türkiye' nin bir takımı olan fenerbahçe'
nin gördüğü ilgi ve sevgiden mutluluk duyduğum bir karşılaşma demeyeceğim zira bunu ön-
cesi, maç sırası ve sonrası halinde bir bütün olarak değerlendirmenin daha doğru olduğu-
nu düşünmekteyim, bir organizasyon olmuştur.
bir çok sözde dostluk maçı seyrettim, bu kadar halisane olanını görmedim. fener' in gol-
leri neredeyse ittihad' ınkiler kadar gürültü kopardı. talimat ile bu tezahürat olmaz,
efendim, orada türk asıllılar da çoktu gerekçesi de yetmez durumu açıklamaya. beşiktaş
veya galatasaray gitselerdi tastamam aynı muhabbeti görürler miydi, muhtemelen evet,bel-
ki de hayır.ancak fenerbahçe gitmiştir, iki ülke arasında hızla düzelen ilişkilere kalı-
cı olacağına inandığım bir katkıda bulunmuştur. bir beşiktaşlı olarak, hiç te derin
sevgi beslemediğim fenerbahçe' ye işte bu yüzden sempati duyduğum ve kendi adıma te-
şekkür ettiğim vesiledir.
fenerbahçenin uluslararası platformda ülkemizi gururla temsil ettiği, ülke sınırları dışında ne kadar başarılı olabileceğini kanıtladığı, göğsümüzü kabartan maçtır.
(bkz: asya fatihi)
not1: el ittihad başkanı skorun tesadüf olduğunu söylemiş.
boylesine iyi niyetli ozel bir musabakada bile uludag sozluk gibi nerdeyse tamami universite talebesi veya universite okumus insanlarin yaptigi amacsiz ve seviyesiz sidik yarisini gordukce, ne turk futbolunun ne de turkiyenin geleceginin hic de parlak olmadigini bana gosteren mac olmustur.
tesekkurler bizlerden degerli yorumunu(sidikli) esirgemeyen yazarlara.
volkan'ın acaip goller yediği, başbakan'ın bu gollerden sonra sanki içi kan ağlıyormuş gibi bakıp yenilen golleri alkışlamak zorunda kaldığı, fenerbahce'nin de iki organize atakta iki gol bulduğu dostluk maçı. aynı saatlerdeki diğer maç dururken pek ilgi çekmeyecek maçtı açıkcası. ayrıca adamları stat açılışında yenmekte ayıp olurdu şimdi. (bkz: swh)
bilmeyenler için yazalım da sidiğimiz daha uzağa gitsin;
öncelikle efendim, maç fikri aziz yıldırım dan falan çıkmamıştır. iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmek için iki başbakanın ortaya attıkları bir fikirden doğmuştur. fenerbahçe yönetimi de hükümetinden gelen bu isteği geri çevirmeyerek üzerine düşen görevi yapmıştır. akıl var, mantık var; fikstirün bu kadar sıkışık olduğu ve zor maçların biribiri ardına geldiği şu dönemde halep kalesi ni görmeye gitmedik herhalde biz. 50 yıl önce de gittiğimiz suriye de bir nevi tarihi görevimizi yerine getirdik. 50 yıllık bir özlemi gidermek için oradaydık, gurbetçilerimizin sadece avrupa da olmadığını göstermek için oradaydık, suriye nin dostu olduğumuzu göstermek için oradaydık. ricardinho ve inamoto sıcacık evindeyken alex o kadar yol gidip geldi. bunların hiçbir anlamı yok di mi?
yaşadığımız şu coğrafya daha da ısındığı vakit, savaş kapıya dayandığında belki anlarsınız bu karşılaşmanın değerini. o stadta omuzomuza maç izleyen arap la türk birbirine hiç kurşun sıkabilir mi bundan sonra?
