fenerbahçe adına belki de koca sezonun en iyi maçı olarak gösterilebilecek bir derbi maçı.. insanın aklına ister istemez ''be kardeşim madem oynayabiliyordunuz bu oyunu sene başından beri nerdesiniz?'' sorusunu da getirmektedir..
kaybeden taraftan bakacak olursak; bugünkü sivas mağlubiyeti beşiktaşlı oyuncuları inanılmaz germiş.. koca bir ilk yarı ben beşiktaş'ın çizgiden çıkan bir top dışında iki pas üst üste yapabildiğini görmedim.. elleri, ayakları bağlanmıştı sanki.. takımın en büyük kozu olarak addedilen ve artık iyiden iyiye gitmesi gerektiğine inandığım delgado yok, sol kanadın etkili ismi tello yok, golcü denen bobo yok! bir tek holosko bir şeyler yapmaya çabaladı ve neticesinde de muazzam bir gol attı.. ama yine de yetmedi beşiktaş'a.. bu maçla birlikye şu da gözler önüne serilmiştir ki; beşiktaş kadrosu yeterli değildir..
kazanan ekip fenerbahçe ise gerçekten de müthiş mücadele etti.. gökhan stoper, ali bilgin sağ bek oynadı ama ancak bu kadar oynanabilirdi herhalde.. çok başarılıydılar.. dünkü barca - real maçından sonra bunun çok az da olsa bir benzeri pas trafiğini görmek, hem de kendi takımımın bunu yaptığına şahit olmak beni ziyadesiyle memnun etti.. geç gelen deivid değişikliğinin gecikmesinin tek sebebi takımın pas trafiğindeki en etkili ismin deivid olmasıydı.. onun oyundaki varlığıyla fenerbahçe bu kadar başarılı paslar yapabildi.. ama maçın genelinde tabii ki performansı gene yetersizdi..
bir kelam da emre belözoğlu'na etmek istiyorum.. canım kardeşim, sen bu geceki maçın en iyi adamıydın.. geldiğin günden beri sürekli üstüne koyarak oynuyorsun ama şu sinirlerine azcık hakim ol lütfen.. sonuna kadar haklı olabilirsin, sen canını dişine takıp oynarken brezilyalı bir vatandaş yan gelip yatabilir buna da eyvallah ama bu sinir ve agresiflikle olmaz diye düşünüyorum.. sahanın ortasında yapılacak şey değil! elbette deivid'in kabahatı vardır lakin böyle davranarak haklıyken haksız durumda buluveriyorsun kendini..
netice itibari ile fenerbahçe, fark yer denen, maymun olur denen fenerbahçe inönü'de beşiktaş'ı devirmesini bildi.. nihayetinde koskoca kulüplerin şike yapmayacağı da ortaya çıkmış oldu.. derbi maçlarının nasıl bir havada oynandığı daha net anlaşılmış oldu..
her iki takım oyuncularının da tebrik edilmesi gerektiğini düşünmekle beraber, bize bu mutlu geceyi yaşatan fenerbahçeli futbolculara teşekkürlerimizi borç biliyoruz..
sevgili csi inceliğinde olay yeri araştıran yazarlarımız için zorunlu edit: giderken taksiyle gidip dönüşte ailemin benden önce doğurduğu xy kromozomlu şahısın arabasıyla dönüp kapısını kapa parantez şekline dönüştürmüşümdür.
fenerbahçe'nin gaziantepspor gibi şampiyonluğa oynayan rakibini iyi oyunla 2-1 yendiği ve sivasspor'un şampiyonluk ihtimalini yükselttiği maç. bu haftanın galibi şampiyonluk ümidini yeniden yeşerten ve beşiktaş'ı yeniden baskı altına alan trabzonspor'dur. beşiktaş ta son haftalardaki iyi oynamayıp puanları topladığı bir periyodu bitirmiştir.
fenerbahçe'nin hakederek, güzel olmasa da etkili futbol ortaya koyarak kazandığı maç. beşiktaş'ımızdaki isteksizlik ve motivasyon eksikliği maçın ilk dakikalarında dikkatimi çekti. bir türlü ayağa pas yapamayan, fenerbahçe'yi sahasına hapsetmeyi bırakın sahasına kısmen hapsolan bir beşiktaş izledik. zaten ilk yarının sonlarına doğru verilen istatistikte topla oynama yüzdeleri yüzde 69'a 31'di *. bu istatistik beşiktaş'ın ne kadar aciz bir futbol ortaya koyduğunu gösteriyor.
kişisel kanaatimce mustafa denizli'nin mağlubiyette önemli payı var, bir kere sivasspor öğlen kaybetmiş, bizim maça en az 4 saat var, lan bir motive et futbolcuları, hadi aslanlar zirve bize göz kırptı ne bileyim bir elimiz kupada filan *. yok arkadaş son haftaların formda ismi yusuf şimşek 11'de yok, delgado sahada ama topla alakası yok. ibrahim üzülmez'den bile büyük hayal kırıklığı ise serdar özkan oldu. ibrahim'in daha kötü oynayacağını bekliyorduk çünkü, serdar oyuna dahil olduğu andan maç bitene kadar sol çizgiye resmen hapsoldu. mustafa hoca ikinci yarıya hızlı başlayan, oyunu yavaş yavaş kontrolüne almaya başlayan takımının en etkili oyuncusu ernst'i kenara alarak hayati hatayı yaptı bence. ayrıca ikinci yarının başında oyuna soktuğu yusuf, forvetlerin arkasına geçip milimetrik pas denemeleri yapacağına sol çizgide serdar-tello ikilisi ile hoş ve boş bir trio oluşturdu. bu nedenle ikinci yarı boyunca sağ kanadımız resmen follo godoş oldu. sivok beşiktaş adına aslanlar gibi mücadele eden, hırsıyla ve azmiyle göz dolduran isim oldu. fenerbahçe'ye yenilmemizden çok korktuğumun olması guiza'nın gol atması beni üzdü. o kadar dua ettim allah'ım bizi bunlarla imtihan etme diye, olmadı işte olmadı, kezman ve anelka'da olduğu gibi yine kofti forvetler bizi avladı.
beşiktaş bu maçı kaybetmiş olabilir ancak şampiyonluk şansı hala çok yüksek, sivasspor'la arasındaki puan farkının değişmemiş olması olumlu, teşekkürler gaziantep. tüm fenerbahçelileri tebrik ediyorum, kırmızı kartların uçuşmadığı, küfürün olmadığı *, güzel bir maç oldu. unutmadan holosko feci koydu. söz sende erdoğan arıca.
fenerbahçenin güzel gollerle, güzel futboluyla kazandığı karşılaşmadır. ve şüpheye gerek yok trabzonsporlular da sevindi şuan tekrardan şampiyonluk için planlara başlayacaklar umarım da olurlar.
hiçbir yorumu okumadan yazıyorum. bugün sivasspor yenilince etraftan duyduğum yorumlar genelde fenerim in maçı satacağı yönündeydi inanmasamda acaba bıraktı bende. lig benim için kapanmıştı desemde izlemekten kendimi alıkoyamadım ve izledim maçı. bu kadar keyif aldığım bir maç çok az oldu bu sezon gerçekten tebrik ediyorum. maçla ilgili öncelikle emre belezoğlu' nu gerçekten sevmiyoruz ve kabul edememişiz hem gs hem biz fenerbahçeliler olarak bunu gördüm bugün. şampiyonluk olmadan bu mutluluğu yaşadık umarım kupa maçında da aynı sevinci yaşarız teşekkürler diyebilirim sadece.
şampiyonluğu beşiktaş'ta yürekten isteyen tek futbolcu holosko'nun golünden sonra, acaba dedim olur mu bu gazla 3-2? burdan verir miyiz maçı? flulaştı maç birden.
sonra serdar özkan'ı gördüm kenarda, aydınlandı herşey, arkama yaslandım ve keyif sigaramı yaktım.
beşiktaş ın şampiyonluğu hiç haketmediğini gösteren maç. şimdi yenemeyeceksin de ne zaman yeneceksin yahu. kupayı da rüyada görecekler bu gidişle. eh be fenerim neredeydin bunca zaman.
ben de besiktasliyim, ben taraftarim, eger futbolcu olsaydim, herhalde bu taraftara cektirdigim bu izdiraptan utanirdim. bu besiktas biraz zor sampiyon olur kardesim. fener iyi oynadi hakkiyla kazandi helal olsun fenere, icabinda bu sivasspor´da sampiyon olsun, biz bu besiktas´i gözümüzde fazla büyütüyoruz, iyice bir oyunla fener yenilebilirdi, atla deve degildi, rakibin oynamasina müsaade edersen rakipte oynar, ona müsaade etmezsen, o da oynayamaz, besiktas hem böyle oynamayip, meydani fener´e birakirsa fener de oynar tabii.
bugünden itibaren ki maclari seyretmiycem- zaten mesgulüm, besiktas sampiyon olursa da, bu havayla artik, aa nasil olmus o öyle, de derim gercekten. ayip besiktas ayip, utan carsidan.
fenerbahçe'nin haklı bir galibiyet aldığı müsabaka. Kanaryalar sakin, inançlı ve şaibe söylentilerinden ötürü rahatsızdı, söylemek istedikleri tek şey;
'En kötü Fenerbahçe'nin, en iyi Bjk'yi yenebileceği' idi.
fenerbahçe maçı kazanmayı haketti. beşiktaş sezon başı toplam 10 milyon euro'ya 2 stoper aldı ama hala toraman ve gökhan zan oynuyor yine dökülüyorlar. orta saha ve forvet güçsüz ve bitik adamlarla dolu. tello,delgado,serdar özkan ve bobo gerçekten kötü durumda. nobre'nin bu kadar aranabileceğini düşünmezdim.
mustafa denizli'de hatalarında ısrar etti.toraman-zan ikilisine güvenmesi, orta sahada stoper bozması sivok'u oynatması, delgado ve serdar özkan'a sabrı bursa ve fenerbahçe maçlarındaki kötü oyunu getirdi.
beşiktaş ilk 6'daki hiçbir takımı yenemedi. artık sezonu kapamış yarısı eksik fenerbahçe yenilgisi son nokta oldu.
beşiktaş, fenerbahçe ve galatasaray'ın tarihlerinin en kötü olduğu sezonda bile şampiyonluğu haketmiyor. beğenilmeyen sivas
bursa,fenerbahçe,galatasaray ve trabzon'u eze eze yendi. bir beşiktaşlı olarak yazıyorum sivas şampiyonluğu çok daha fazla hakediyor.
beşiktaş'ın şampiyonluğu kaybetmesi ağır sonuçlar doğuracaktır. beşiktaş kesinlikle futbol rekabetinden silinir.
tabii ocak 2010 kongresinde yıldırım demirören yeniden seçilecek mi. seçilirse zaten beşiktaş herşeyi hakediyor demektir.
büyük maç kazanmadan şampiyonluk potasına giren bjk nin havasının alındığı maç. o değilde fb ve gs lige havlu atmışken, bu senede şampiyon olmadı ya bjk yazıklar olsun.
her hücremin içine sigara kokusunu sindiren maç olmuştur. adamlar öyle heyecanlı ki bir biri yakıyor sigarayı bir diğeri anam. her türk gibi çorabımı çıkarırken kokladım, sigara kokuyordu.
korktuğumun başıma geldiği maç olmuş ve beşiktaşımız 2-1 kaybetmiştir. sağlık olsun diyicem ama diyemiyorum. nereye kadar birader? nereye kadar derken, son yıllarda fenere karşı sıçıp sıvamamızı kast etmiyorum. nereye kadar gidecek bu maçların ilk yarısını yok sayma hastalığımız? sadece ikinci yarıyı oynayarak eskişehiri yenersin, kocaeliyi yenersin ama en boktan haliyle bile feneri yenemiyorsun işte!!
maçların ciddiyetine, hele de şampiyonluğa giderken 90 dakika boyunca varamıyorsanız, olamayız kardeşim, değil bu sene, maalesef 20 sene daha şampiyon olamayız!!!
edit: bir de biz her sene inönüdeki maçlarda, o sezon fenerin en çok eleştirilen futbolcusundan aşırtma gol yemek zorunda mıyız ya?? hem de aynı kaleye? hey allahım!!! (bkz: lan ben neyse lan bişey demiyorum)
senelerdir verilen saha içi ayarlara karşı hala zencili beste yapma peşindeki beşiktaşın artık bundan daha fazlasına ihtiyacı olduğunu göstermiş derbidir. tadı olmuyor böyle zira. *
ikinci yarı tüm ikili mücadelelerde neredeyse hiçbir pozisyonda fenerbahçe lehine faul kararı bile vermeyen korkak hakemin sonu, tam da hakettiği gibi bizzat beşiktaş tarafından taşlanmaktı.
oktay derelioğlu nun yorumlarını referans gösterip 'gökhan gönül stoper oynar ne var bunda, bu maçları formalar oynar' şeklinde inciler döken kardeşlerimizin, holosko'nun attığı golde normal olarak sağ bek gibi arkasını dönerek kovalayan gökhan gönül'ü dikkatli izlemelerini öneririm. orada ahşap kardeşimiz deniz barış olsa, en azından ayağını sokup faulunu yapar, aslanlar gibi kartını görürdü. ama hayatında antremanda dahi stoper idmanı yapmamış gökhan'ı oraya koyarsan bundan farklı bir şey beklemeyeceksin. o golü dikkatle izledikten sonra bir daha kalça kısmından uydurulmuş klişe laflarla ayar vermeden önce bir daha düşünüp, futbolu kimin bildiğile ilgili iddialı laflar ederken belki de daha dikkatli olacaksın. unutulmasın ki şu an beşiktaşı futbolu çok iyi bilen(!) mustafa denizli çalıştırıyor; o mustafa denizli ki ntv de katıldığı bir programda rüya 11 inin santrafor mevkiine ön libero oynayan juan sebastian veron'u koymuş üstaddır.
şaşırtan maç. demek ki beşiktaş kendi göbeğini kesemiyor.
fenerbahçe'ye beşiktaş'tan ekmek çıkmayacağını, beşiktaş'ın şampiyonluk için kardeş kulübü olan sarı kırmızılı kulübe müracaat etmesi gerektiğini öğreten didaktik eser.
tüm beşiktaş camiasını sivasspor'u yenmeleri için cincon baba türbesine çaput bağlamaya davet ediyorum. kardeşlik bağları sağlam ne de olsa.