beşiktaş'ın bir penaltısının es geçildiği karşılaşma. topa hamle yok, direkt rakibe doğru hareket yapılıp, rakip toptan uzaklaştırılıyor. sağlık olsun, hep karşılaştığımız şey değil mi nasılsa...
maçtan önce;
" bunun için ankete bile gerek yok, tabiki beşiktaş yener, bu da sorumu ? "
diyen sinan engin' e kapak olan maçtır.
la yaprağım öyle atıp tutmakla olmuyor bu işler. boşuna dememişler top yuvarlaktır diye !
hafta başında iki başkan bir araya gelmişlerdi. Herkezin yorumu lig maçını beşiktaşın, kupa maçını fenerbahçe nin kazanacağı yönünde anlaşma yaptıkları olmuştu.
Sanırım iki başkan anlaşmayı okumadan imzaladılar.
diyecek bir şey yok. beşiktaş 3. kere şampiyonluğu istemediğini gösterdi.
bu maçtan sonra ne olur?
fenerbahçe üst sıralara yükselir mi? zor, eskiye döner. derbilik hava bu.
beşiktaş şampiyon olur mu? sivas rehavete kapılmazsa imkansız.
fenerbahçe türkiye kupasını alabilir mi? bu hırsla beşiktaş izmirde fenerbahçe yi yener.
mustafa denizli nin akıbeti ne olur? sezon sonu gider.
olan o büyük taraftara oldu birader. olan bilete normalinden iki katı fazla para ödeyen, 3 saat önceden stada gelen, eşini karısını çocuğunu yanına alıp şampiyonluğu kutlamaya gelen, umutlandırılıp utandırılan taraftara oldu.
not: o değil de şu maç ya 2-2 yada 1-3 bitsin istiyodum son dakikalarda. ne lan bu 2-1 sürekli.
ilk yarıdan hiç bir keyif alamadığım bu maçın sonucunda fenerbahçe galip gelmiştir. iki güzel golüyle bu galibiyeti süsleyip püslemiştir. derbileri kaybetmeyen fenerbahçe bu derbiyi de almıştır. holosko nun neredeyse yoktan var ettiği güzel golü olmasaydı ikici yarıyı allama seyretmezdim. golü attı da bjk biraz kanlandı, canlandı. ikinci yarı sürekli fenerbahçe sahasında oynanmasına rağmen bjk golünü ikileyemedi. çünkü fenerbahçe her hangi doğru düzgün atakta bulunamasa da savunmada kendini gösterdi. tebrik ederim canlarım benim!
fenerbahçe'nin sezonun en iyi futbolunu oynamış gibi görünüp kazandığı maç. neden öyle göründü söyleyeyim. mustafa denizli nin sikko 4-2-3-1 taktiğine karşılık aragones'in değişmez 4-4-1-1 kontra taktiğinin beşiktaş'ın o tek forvetini ve kanatlardaki ofansif oyuncuları yalayıp yutması ve bununla birlikte beşiktaş'ın ilk yarıdaki olmayan ortasahası izleyene fenerbahçe'nin iyi oynadığı izlenimini yaratmıştır. ilkayarıya bakıyoruz ortasahada 3 kişi var.
delgado: artık yorum bile yapma istemiyorum bu adamla ilgili. yusuf bile takıma canlılık getirdi düşünün..
sivok: defansif ortasaha kesinlikle oynayamaz. oyun içinde defansın çok içine giriyor.
ernst: tek ayakta kalan adam. her maçta olduğu gibi.
ikinci yarı cisse ile yusuf girdi. mustafa denizli ye oha demek istiyorum. yaw olmuş 30. hafta sen hala bu delgado nun performansını bilmiyormusun. bu adam hayatında kaç derbi maçı kazandırmış. onu bırak kaç maç çevirmiş!
denizli'nin muhteşem dehasının ürünü olan bu taktik anlayış yüzünden futbolcular boşu boşuna kendilerini parçaladılar. çok yazık!
burdan şunu çok rahat söyleyebilirim, eğer korkmaz galatasaray'ın başında çıkarsa beşiktaş-galatasaray maçına beşiktaş o maçı da kazanamaz. bu taktikle 3 yıl oynasa 80 korner kullansa yine de kazanamaz.
yazık olan maçtır. bu galibiyet fenerbahçeye birşey kazandırmayacağı gibi beşiktaşa büyük kayıp yaşatmıştır. formalarını kapıp maça gelen binlerce taraftarını üzmüş ve şampiyonluktan uzaklaştılar... yazık.
bir beşiktaşlı olarak sol bileğimdeki bilekliğin derbi kazanılması halinde sağ bileğime geçeceği maçtı ama yine olmadı. Yine bir beşiktaşlı olarak fenerbahçeyi kutladığım aynı zamanda onlar adına üzüldüğüm bir maçtı. Be birader madem böyle oynayacaktınız da bizim şampiyonluk mücadelesi yapacağımız takım Sivas mı olmalıydı? Sivas'ı da küçümsemiyorum asla. Bugünkü antep maçı da dahil bu ligin şampiyonluğu hakeden tek takımıdır. Beşiktaş adına kaybetmek için elinden geleni yaptı. Doğru dürüst pas yapamadılar. Fenerbahçe adına ise şu Emre'yi gönderin gitsin. takım önde, o gelip deivid ile tartışıyor. Ne biçim adamdır anlamak mümkün değil. Göndereceksin orta sıralarda bir takıma görecek ebesinin hörekesini. Mustafa Denizli basına yansımış cisse'nin gönderileceği ve yerine fink denilen adamın alınacağı haberlerinin üstüne ikinci yarıda oyuna cisse'yi alıyor. Tebrikler mustafa denizli. Delgado, ne zaman oyunu kurtacaksın merak ediyorum ama artık merak ta etmek istemiyorum. istediğim tek şey sana güle güle demek. Derbi kaybetmediği halde ligde şampiyonluk mücadelesinde aşağıda kalan tüm fenerbahçelileri ise bir beşiktaşlı olarak tebrik ederim. iyi oynadılar ve kazandılar. Derbi maçlarının hiç bir zaman favorisi olmadığını bir kez daha gösterdiler.
şaşırtan maç. demek ki beşiktaş kendi göbeğini kesemiyor.
fenerbahçe'ye beşiktaş'tan ekmek çıkmayacağını, beşiktaş'ın şampiyonluk için kardeş kulübü olan sarı kırmızılı kulübe müracaat etmesi gerektiğini öğreten didaktik eser.
tüm beşiktaş camiasını sivasspor'u yenmeleri için cincon baba türbesine çaput bağlamaya davet ediyorum. kardeşlik bağları sağlam ne de olsa.
senelerdir verilen saha içi ayarlara karşı hala zencili beste yapma peşindeki beşiktaşın artık bundan daha fazlasına ihtiyacı olduğunu göstermiş derbidir. tadı olmuyor böyle zira. *
ikinci yarı tüm ikili mücadelelerde neredeyse hiçbir pozisyonda fenerbahçe lehine faul kararı bile vermeyen korkak hakemin sonu, tam da hakettiği gibi bizzat beşiktaş tarafından taşlanmaktı.
oktay derelioğlu nun yorumlarını referans gösterip 'gökhan gönül stoper oynar ne var bunda, bu maçları formalar oynar' şeklinde inciler döken kardeşlerimizin, holosko'nun attığı golde normal olarak sağ bek gibi arkasını dönerek kovalayan gökhan gönül'ü dikkatli izlemelerini öneririm. orada ahşap kardeşimiz deniz barış olsa, en azından ayağını sokup faulunu yapar, aslanlar gibi kartını görürdü. ama hayatında antremanda dahi stoper idmanı yapmamış gökhan'ı oraya koyarsan bundan farklı bir şey beklemeyeceksin. o golü dikkatle izledikten sonra bir daha kalça kısmından uydurulmuş klişe laflarla ayar vermeden önce bir daha düşünüp, futbolu kimin bildiğile ilgili iddialı laflar ederken belki de daha dikkatli olacaksın. unutulmasın ki şu an beşiktaşı futbolu çok iyi bilen(!) mustafa denizli çalıştırıyor; o mustafa denizli ki ntv de katıldığı bir programda rüya 11 inin santrafor mevkiine ön libero oynayan juan sebastian veron'u koymuş üstaddır.
korktuğumun başıma geldiği maç olmuş ve beşiktaşımız 2-1 kaybetmiştir. sağlık olsun diyicem ama diyemiyorum. nereye kadar birader? nereye kadar derken, son yıllarda fenere karşı sıçıp sıvamamızı kast etmiyorum. nereye kadar gidecek bu maçların ilk yarısını yok sayma hastalığımız? sadece ikinci yarıyı oynayarak eskişehiri yenersin, kocaeliyi yenersin ama en boktan haliyle bile feneri yenemiyorsun işte!!
maçların ciddiyetine, hele de şampiyonluğa giderken 90 dakika boyunca varamıyorsanız, olamayız kardeşim, değil bu sene, maalesef 20 sene daha şampiyon olamayız!!!
edit: bir de biz her sene inönüdeki maçlarda, o sezon fenerin en çok eleştirilen futbolcusundan aşırtma gol yemek zorunda mıyız ya?? hem de aynı kaleye? hey allahım!!! (bkz: lan ben neyse lan bişey demiyorum)
her hücremin içine sigara kokusunu sindiren maç olmuştur. adamlar öyle heyecanlı ki bir biri yakıyor sigarayı bir diğeri anam. her türk gibi çorabımı çıkarırken kokladım, sigara kokuyordu.
büyük maç kazanmadan şampiyonluk potasına giren bjk nin havasının alındığı maç. o değilde fb ve gs lige havlu atmışken, bu senede şampiyon olmadı ya bjk yazıklar olsun.