Bugün 3 Mart.
Kula Kulluk etmenin sona erdiği gün.
Hiçbir vasfı ve yaptırımı olmayan ucube bir kurumun kaldırılıp Cumhuriyet Rejiminin tecellisi olan halkın iradesinin tamamıyla tesis edildiği gün.
bugün halifeliğin kaldırılıp, milletin kula kul olmaktan kurtarıldığı günün 97. yıldönümü.
kutlu olsun...
97 yıl önce bugün, bugün ülkeyi düşman işgalinden kurtaran irade, ülkeyi düşman işgaline teslim eden iradeyi sonsuzluğa gömmüştür...
fakat ne gariptir ki bugün 21. yüzyılda yaşadığımız şu zaman diliminde bazı beyinsizler hala kendi hür iradelerini başkalarına teslim edip, kula kul olmak için zemin hazırlıyor, fırsat kolluyorlar.
kula kul olmaya çalışanlara insan denir mi???
beyinsizler...
kendine şehzade deyip twitter üzerinden salça satan bir müptezele kul olmak isteyen binlerce kişi var aramızda...
Halifeliği kaldırma kanununu Urfa vekili Şeyh Saffet Efendi ve 53 arkadaşı hazırladı, meclisteki 158 vekilin 157’sinin oyuyla da kabul edildi. Tek red Gümüşhane’dendi. Evet.
herhangi bir vasfı kalmayan bir makamın kaldırılmasıdır.
bugün 96. yıldönümüdür. kutlu olsun.
esasen islamda 4 halifeden sonra halifelik diye bir makam yoktur, 4 halifeden sonra muaviye ile başlayan islamın siyasallaştırılma çabası, halifelik makamının aynı zamanda devlet yöneticisi olması ile hakimiyetin mutlak tesisi için o dönemin şartlarında uygun görülmüş ve uygulanmıştır.
lakin 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın başında dünya görmüştür ki halifelik makamının müslümanlar üzerine bir etkisi kalmamıştır.
1. dünya savaşında "cihat" ilan eden halifenin çağrısı sessiz kalmış, halifeye karşı cihat ilan eden şerif hüseyin kendisine daha çok yandaş toplamıştır...
düşünün, halifesiniz ve cihat ilan ediyorsunuz, ama dünyanın dörtbir yanından çanakkale'ye size karşı savaşmaya gelen müslümanlar var.
bunu nasıl izah edebilirsiniz?
işte bu şartlar altında türk milleti halifeye rağmen kurtuluş savaşını kazanmış, ingiliz işbirlikçisi hain halife de 17 kasım 1922'de ingiliz gemisi hms malaya ile kutsal vatan toprağını terk etmek zorunda kalmıştır.
(bkz: 17 kasım 1922 vahdettin in topuklaması)
lakin vahdettin'in ingiltere'ye sığınması ve ingilizlerin vahdettin'in halifelik makamından faydalanarak himayesi altındaki müslümanlara zulme devam etme planı idrak edilmişti.
bakın buraları iyi okuyun, başka bir yerde bunları yazacak kimse bulamazsınız...
evet, ingilizlerin planı buydu ve ingiltere, daha doğrusu britanya imparatorluğu o dönemde dünyada en çok müslüman nüfusa sahip devletti...
tabi türk kurtuluş savaşı ve türklerin kazandığı zafer en büyük takdir ve alkışları işte bu britanya sömürgesi olan müslüman milletlerden almıştı.
hepsi mustafa kemal'i kurtarıcı olarak görüyor, hepsi de türkler gibi zafer kazanmayı umut ediyorlardı. (özellikle hindistan müslümanları)
hindistan, üzerinde güneş batmayan britanya imparatorluğunun hayat damarıydı ve hindistan müslümanlarının atatürk'ü ve türk zaferini örnek alıp ingiliz hakimiyetine baş kaldırması ingilizlerin en büyük kabusuydu.
bu yüzden vahdettin'i "halife" sıfatıyla hindistan müslümanlarının başına geçirmek istediler.
bakınız, saltanat 1 kasım 1922'de kaldırıldı, vahdettin ise 17 kasım 1922'de türkiye'yi terk etti.
kurtuluş savaşı zaferimizin tescil edildiği 11 ekim 1922 mudanya mütarekesi ve akabinde 5 kasım 1922'de refet bele komutasındaki türk silahlı kuvvetleri'nin istanbul'a girişi ile ingilizler vahdettin'in halifelik makamını kullanmak, ukdelerine almak için planlara başladılar.
amaçları yukarıda da belirttiğim gibi vahdettin'i halife olarak hindistan'a yerleştirmek ve buradaki müslümanları kontrol altında tutmaktı.
saltanatın kaldırılması ve abdülmecid efendi'nin halife ilan edilmesi arasında geçen 19 günlük süre boyunca ingilizler bu planı uygulama çabasına giriştiler. fakat abdülmecid efendi'nin halife ilan edilmesi bu planı bozmuş oldu.
britanya imparatorluğunda mudanya mütarekesi sonrası bu planlar yapılıyordu işte. hatta bunun için hindistan bakanlığı, hindistan kral naipliğine mektup yazmış ve vahdettin'in hindistan'da halife olması için görüş almıştır.
hindistan kral naipliği'nin 10 kasım 1922'de ingiltere hindistan bakanlığına gönderdiği yanıt ise bunun mümkün olmadığını, hindistan müslümanlarının vahdettin'i istemediğini britanya hükümetine bildirmiştir.
söz konusu 10 kasım 1922 tarihli mektubun özeti şudur;
--spoiler--
"padişahın halifeliği dışında, kendisi hindistan’da pek az tanınmıştır ve türkiye’nin işgali sırasında, onun ingilizlerin aleti olduğundan kuşkulanılmaktadır. dolayısıyla, genel eğilime göre onun tahttan indirilmiş olması hindistan’da ilgisizlikle karşılanmıştır. mustafa kemal ise ülkesinin kurtarıcısı ve islam’ın şampiyonu olarak görülmektedir. ” (ida, fo 371/7913/e 12699: kral naibinden hindistan bakanlığı’na ivedi, özel ve gizli telgraf, 10.11.1922)
--spoiler--
burada kullanılan "şampiyon" ifadesi, bir spor müsabakası şampiyonu değil, bir amaç uğruna bir ulusu, bir topluluğu temsil eden ve o topluluk için mücadele eden sembol isimdir...
işte bu şartlar altında önce abdülmecid efendi'nin halife ilan edilmesi ingilizlerin planlarını alt üst etmiş ve halifelik makamı üzerinden müslümanlara zulüm edilmesinin önüne geçilmiştir.
bundan sonra abdülmecid efendi ve halifelik makamı, her şeyin üzerinde olan tbmm'nin kudreti altında olmuş ve daha sonra 16 ay sonra türkiye cumhuriyetindeki iki başlılığı kaldırmak ve cumhuriyet değerlerine daha sıkı bağlanmak için halifelik makamı kaldırılmıştır... https://galeri.uludagsozluk.com/r/1986491/+
bugün 3 mart...
halifelik tam 96 yıldır türk halkının meclisinin bünyesindedir. türkiye büyük millet meclisinin üzerinde hiçbir güç ve hiçbir makam yoktur. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1986492/+
Din ile devlet işlerinin ayrılması gerekiyordu, ve ayrıldılar. Atatürk ingilizlerin gözüne girmek için hilafeti kaldırmadı. Zaten lozan görüşmelerinde ingilizler hilafetin kalkmasına karşıydı
(bkz: lozan antlaşması) (bkz: ismet inönü) (bkz: mustafa kemal atatürk)
iyi olmuştur güzel de olmuştur. gereksiz köhne ve ortaçağa uygun olan bir kurum kaldırılmıştır.
osmanlı/türkiye'deki halifeliği dünyanın geri kalanının umursamadığı abdülhamit dönemi ve birinci dünya savaşlarında belli olmuştu. muhammed'in torunları, güzelim halifelik kurumunu türklere mi bırakacaklardı? hiç umurlarında olmadı, hindistan'dan gelen müslümanlarda halifeliği umursamadı. birinci dünya savaşı esnasında osmanlı güney tarafında ingilizlerden çok araplar ve hintlilerle savaştı.
ha tabi "arapların bizi arkadan vurması" tarihi bi yalan, bu ümmetçilere göre.
bugün sahip olduğumuz her şeyi borçlu oldugumuz gelişmelerden biridir.
halifeliğin gelişmenin önünde ne büyük bir tehlike olduğu bugün türkiye'nin getirildiği din bazlı başı bozuk yönetim şeklinden bile bellidir.
birlikte tatil yapılan kardesim esad ertesi yıl oluyor diktatör esed. esedi devirmek için ışide silah gidiyor. ömerlide ısidin basarıları daim olsun diye toplu namaz kılınıyor. ertesi yıl ışid bizi vuruyor. ışidle savassın diye pkknın kılık degistirmis hali ypgye destek veriliyor. iki yıl sonra ypg bizi vuruyor. kalkıp ypgyle savasmaya gidiyoruz.
yobazlık askı yüzünden fethullahın hamilikten hocaefendilikten ülkeyi ele gecirmeye sonra da nasıl terörist baslığına evrildiğini anlatacak mecalim bile kalmadı.
bu ülkenin tekrar saygın bir yere kavuşması için tekrar laikligi dönmek şarttır.
daha kendi dinini bilmez cahil cühela yobazları çıldırtan şanlı devrimdir. kudurun ulan!
bunlar öyle eblehtir ki hilafetin dini değil, siyasi liderlik olduğunu, islam'da ruhban sınıfı olmadığını, kimsenin herhangi bir konuda islam adına son sözü söyleme yetkisine sahip olmadığını bilmezler, halifeleri papa sanırlar!..
islami açıdan, dini anlamak, yorumlamak ve yaşamak konusunda her müslüman ayrı ayrı sorumludur ve herkes kendi bacağından asılır. isteyen şu alimin, isteyen bu alimin fetvasına göre, isteyense kendi anlayışına göre hareket eder. doğrusunu bilen ve hesabı görecek olan allah'tır. kimse "ben şuna uydum, buna uydum veya bana doğrusu şu göründüğü için şöyle yaptım" diyerek paçayı kurtaramaz.
ilk dört halifeyi saymazsak halifeler fetva bile vermezdi! ilk dört halifenin dini konulardaki fetvalarına uyan sahabeler olduğu gibi, uymayan, kendi içtihadına göre iş görenler de vardı.
Sen halifeği kullanma, anca 1.dünya savaşında aLMANLARIN isteği üzerine kullanmayı akıl et. sonrada ingiliz ile birlik olmuş arap senin çağrına uymayıp isyan etsin o da bir şey yok. Ama Atatürk kaldırınca ''islam ile aramızdaki bağ'' he canım he.
Sen halifeği kullanma, anca 1.dünya savaşında aLMANLARIN isteği üzerine kullanmayı akıl et. sonrada ingiliz ile birlik olmuş arap senin çağrına uymayıp isyan etsin o da bir şey yok. Ama Atatürk kaldırınca ''islam ile aramızdaki bağ'' he canım he.
