uzun zaman sonra tekrar izlediğim dehşet karamboldür. saçımıza erken yaşta aklar düştüyse sorumlusu kendini biliyor. hele cenk'in kale çizgisinde topu adama kafayla vurdurması yok mu, ayrı şahanelik...
şimdi aklıma geldi de inönü'de kalp krizi geçiriyordum aq. o son şut aiuta çıktığı anda nefes almaya yeniden başlamıştım. kievin kalecisinin uçan kafa atmaya çalışması, cenk reyizin allahu ekber nidalariyla topun önüne atlaması bir önceki pozisyonda yerde yatıp güneşlenmesi falan. yaradan bir daha yaşatmasın amk. 4 yıllık sevgilim götüme tekme koyarken yaşadığım şoktan bile beter pozisyondu.
nette dolasirken tekrar rastladigim, futbol ve besiktas kanseri hakkinda her seyi 20 saniye'de özetleyen pozisyon.
zamaninda canli izlerken arap spikerin de verdigi gazla salavat getirerek izledigim pozisyonda komedi, dram, heyecan, gerilim, mystery her sey mevcuttur.
rakip kalecinin bos kaleye kafayla gol atacakken kendi oyuncusunun sirtina carpmasi,
cenk'in ilk pozisyon sonrasi yere uzanip en güzel acidan karambolü seyretmesi, ardindan "vay be atamadilar amk!" deyip ayaklanmasi,
ernst'in önündeki rakibini "la bi siktir git!" deyip köseye itmesi,
rakip kaleci bizim kale cizgisindeyken cenk'in ceza sahasi ön cizgisinde takilmasi,
egemen, holosko ve ismail köybasi'nin ücü bir olup tsubasa'nin bile hayal edemeyecegi sekilde üc ayakla sut cekmeye calismalari
vip tribünde izlediğim maçtaki akılalmaz esrarengiz olaylar silsilesidir. Hani televizyon başından anlarsınız net görürsünüz, tekrarı falan da var. tribünde daha garip oluyor her şey, bir şeyler oluyor ceza sahasında birileri zıplıyor birileri hopluyor, top bir orada bir burada garip bir duygu. Evde tekrarını izleyince daha bi garip oldum. siyahi yusufa dikkat edin, top kafasının ön tarafında, anlındayken nasıl oluyorsa oradan dolaşıp kafasının arkasından geriye doğru geliyor shovkovskynin kafasına doğru, o da uçarak topu yusufa çarptırıyor, bilimle fenle açıklanmaz bu pozisyon.