wolfsburg takımının adını dahi söylemeyi beceremeyen türk medyasına kapak olsun maçı, beşiktaşlılara değil. lan alman dilinde "w"* harfi bizim türkçe "v" gibi okunur. bizim türkçe "v" de alman dilinde bildiğin "f" gibi okunur. yani almanlar "v" harfine kendi telaffuzlarında "fau" olarak adlandırırlar. yani "f" olarak okunur. istisnaları sadece almanca olmayan ve almancaya yabancı dillerden girmiş kelimelerde olur. ama bizim loğğuklar halen daha "folfsburg" diyorlar!! önce bir adam gibi takımın orijinal telaffuzunu öğrenin ibinolar sizi. şimdi gelelim maça, sadece bu maçın ne kadar zor olacağını/olduğunu görmek için adamların ingiltere'de oynadığı maçı seyretmeliydi tüm medya ve avanak avareleri, yeter de artardı. sonuç: kocaman sıfır. uefa ligi şansı dahi kalmadı beşiktaş'ın. çıkan kadro ve detaylar için konuşmaya gerek yok. adamlar tık tık nasıl ayağa oynanır gösterdi ve beşiktaş koca maç kaleye 3 ya da 4 kez isabet ettirdi. pozisyon var mı? yok!
bir sözümde opera opera diye kendini avutan dingildaklara. dün farkettiniz mi bilmiyorum, golden sonra tüm tribünler akmayan musluk gibiydi! tısssss yani!
bırakın pozisyonu yapılan bir orta sonrası bile tezahürat yapmak için gaza geldiler, sanki bir umut varmış gibi oyunda. operalarla uğraşmayın, acilen takımınıza adam gibi destek verin ve yönetimi erken kongreye sokun! yoksa burada opera yazıp video linki koymakla olmuyor bu işler!
(bkz: opera diye taşşak geçenin taşşak kadar aklı yoktur)
Maç değil 90 dakika 9 saat sürse, adamlar kendi kalesine gol atmadıkça beşiktaş gol falan atamazdı. topu dağa taşa atan forvetler, nerde ne yapmasını bilmeyen orta sahalar, orta yapamayan oyuncular. buradan Mustafa Denizli'ye sesleniyorum, beni de Manchester United maçı kadrosuna alsın. En azından Manchester United ile hatıra resmimiz olur.
beşiktaş taraftarına kapak olması gereken maçtır. yıldırım benim başkanım değil,ne yaptığını da çok umursamıyorum zaten ben. sözüm beşiktaş taraftarına. lig öncesi sıradan taraftar olsun, spor yorumcuları olsun hep ne dediler? "kadromuz iyi, bol alternatifi de var oyuncuların". maalesef bu balon patladı avrupa'da. iyi denen kadroya bir bakiyim diyorum ama nereden tutsam elimde kalıyor. türk oyuncuları ayırıyorum yabancı oyunculara bakıyorum bir numara yok. tello şili'nin son maçlarında kadroya bile zor giriyor, fink milli takımda yok, ferrari ne kadar kaliteli bir oyuncu da olsa italyan milli takım klasında değil *, holosko sıradan bir ülkenin milli takım oyuncusu * delgado desen beşiktaş taraftarı bile pes etmiş tabata denen adam zaten anca ampute milli takım ile maça çıkar, bobo ancak avrupa'nın orta ve alt sınıf ekiplerinde oynayabilir. türk oyuncularda da çok farklı değil durum. ne rüştü ne hakan iyi kaleciler. ibrahim toraman milli takımda anca 4. yedek olur, ibrahim üzülmez'i herkes biliyor, ekrem dağ'ın yetenekleri sınırlı, nihat formsuz ve gereksiz bir transfer, yusuf desen ssk primlerini ödemek için oynuyor vesaire vesaire. yani bir bakın şu kadroya. siz değil miydiniz kadromuz çok iyi diyen? evet sizdiniz. bu kadroyu kuran kim? yıldırım ve ekibi. e hem bu adamların kurduğu ekibe iyi kadro kurdular diyeceksiniz hem de söveceksiniz maçta, eleştireceksiniz. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! hiç kıvranmayın beşiktaş taraftarı. kendi kendinizi göklere çıkardınız aynı sertlikte iniyorsunuz.
bazı gereksiz bünyelerin maçı beşiktaş taraftarına yorumladıkları maç olmuştur. lan kamil taraftar mı çıkıp oynasın. kapak olacaksa saçma sapan röportaj veren mustafa denizli ve yıldırım demirören'e olsun. nasıl olsa biz sevinmek için sevmedik.
beşiktaş'ın kapasite eksikliğinden dolayı kaybettiği maçtır. bir yönetim eğer sezona başlarken serdar özkan'dan forvet oyuncusu olamayacağını kavrayamıyorsa derhal futbolu bırakıp narenciye işine girmelidir. ya da ne bileyim, bildiği bir işi yapması kafidir.
bu kadar kapasitesiz futbolcumsuların biraraya getirilmesi ile adeta bir pilot uygulama olarak kurgulanan beşiktaş'ın avrupa arenasında nasıl sırıttığının ve zayıf kaldığının tescillendiği üzücü maç olmuştur. henüz almanya'da üst düzey bir takım olamamış wolfsburg'un bile hiç zorlanmadan üç gol atması ve beşiktaş'ın rakip ceza sahasına giremeyişi hepimizi üzdü elbette. hasbelkader araya oynayan, dikine gitmeye çalışan tek adam olan tabata'yı da mustafa denizli gol atar endişesi(!) ile oyundan alınca umutlar hepten bitip gitti. topun bu kadar hızlı oynandığı bu çağda hala tello'lardan, fink'lerden bi'şeyler bekleniyorsa vay o takımın haline zaten. durum iki sıfır olduktan sonra başkanımsıya yapılan protestonun ise her türlüsüne evet; ama 107 yıllık camianın başkanına ...tir ol git demeye sonuna kadar hayır. gerekirse 90 dakika protesto edilir, stat boşaltılır ama bir insana şerefsiz ve ...tir ol git demek sadece o insanı haksızken haklı duruma getirir. ayrıca bu aralar osmanlı'daki istemezükçüler gibi kelle isteyen birileri gerçek taraftar başkanı protesto edeken neden onların üzerine saldırmıştı acaba ingilizler ile oynadığımız bir avrupa kupası maçında? daha da detaya girerim girmesine de kendi taraftarımızı millete oyuncak etmeyelim şimdi.
işte türkiye'yi temsil eden takım.
siyah ulanmış işte böyle mor ederler adamı. 90 dakika boyunca beşiktaş adına kanatlardan pas , şut , auttan başka bir şey göremedik. öyle 5 haftadır 1-0 kazanmakla olmuyor o işler.
ibrahim üzülmez= sen yenmek zorunda olduğun bir maça sol kanattan orta gelmesin hatta gelirken atak dursun top defansa dönsün diyorsan yenme zaten...
serdar özkan= kadronun ilk 11'ine oturmuş adamı satırla kes at takımdan sonra da aman serdar cicim serdar gel kurtar bizi de... serdar hiç bir iş yapmasa dener. ıslık alır tepki alır ama dener.
bobo= şu kontratım bitse de yunanistan yolunu tutsam bakışı ile oynuyor hele maçın başında sağdan gelen serdar özkan ortasını göre göre avallık yapması bjk formasını giyen biri için utanç olması gerekir.
tabata= yahu biz adamı 10,5 numara aldık ama adama top gelmiyor. top almak için ön liberoların gerisine geliyor ve eriyor. sistemsizliğin boku çıkmış denizli hala şanssızlıktan bahsediyor.
fink= takımın kaleye en fazla şut çeken adamı olsa da öyle çok top ezdi ve ön liberolğunu unuttuki şuurumuz dondu.
uğur inceman= manisa'da oynarken bjk'nin en çok korktuğu oyunculardan biriydi. her maç kaleyi görür görmez sert ve isabetli vurur bizi maç içinde en az 3 kere tedirgin ederdi. oynamaya oynamaya bu özelliği körelmiş. zaten bir takıma klasman atlatacak topçu olması için bolca özgüvene ihtiyacı var.
ekrem dağ= enteresandır ama hangi mevkide oynarsa oynasın bjk'nin en çok adam eksilten ve hücumda yararlı olmaya çalışan futbolcusu oluyor. büyük takımlarda ancak jokeri oynayabilecek yeteneğe sahip olan dağ'ın bjk'deki pozisyonu herşeyi kanıtlamakta.
------------------------------------------
bjk bu sistemle oynamaya devam ederse başarı bizim için hayal olur. vazgeç şu 4lü savunmadan 3-2-4-1 oyna. yok illa 4lü istiyorsan ve ibo'dan vazgeçemiyorsan. ismail ile önlü arkalı oynat.
bu takımın iş yapmamasının tek engeli koşturamazsan tello olur. eğer koşarsa elinde 3 tane iyi uzun top atabilen orta sahan + tabatan olur.
şimdi ise fink= pas yok, uğur= pas yok, tabata= yalnız ve pas almak için defansta, ekrem=pas yok kat var. ibrahim kaş= orta nedir bilmez. deli= orta nedir bilmez.
mustafa hoca'nın aklına ibo ve ismail'i arkalına önlü oynatmak nasıl gelmez?
beşiktaş kadrosunun şampiyonlar liginin orta ayar bir takımına bile dayanamayacağını kanıtlayan maç. ayrıca yıldırım demirören'in hak ettiği küfürü taraftardan yediği maçtır. yıldırım demirören yönetiminin son başarısızlığı. ne acıdır ki beşiktaş kadrosunda wolfburg takımında bile oynayabilecek bir futbolcu bile yok. beşiktaş kadrosunun bu kalitesizliği başta yıldırım demirören olmak üzere yönetimin eseridir. fink kim? uğur inceman kim? tabata kim? ibrahim üzülmez kim? ibrahim kaş kim? nobre kimdir yahu? ne işe yarar bu nobre? sıradan bir forvetin yapamayacağı neyi yaptı bu nobre? bobo'yu niye göndermediniz? şimdi kim alır, kaça alır bobo'yu? beşiktaş kadrosunu miyadı dolmuş adamlarla, fenerbahçenin eskileriyle, beşiktaş'a yakışmayan futbolcularla doldunuz. yusuf şimşek'i kurtarıcı diye getirdiniz. hani yusuf? hani nihat? ne düşünerek verdiniz 5 milyon euroyu nihat'a. delgado'ya mı kaldı bu takımın orta sahası sergen yalçın'dan sonra? bu takımda takımı için savaşan, yüreğini koyan, beşiktaş'ı seven tek futbolcu ibrahim toraman dır. bu adamı da körelttiniz saçma sapan defans oyuncuları ile birlikte oynatarak. yazıklar olsun yıldırım demirören. kulübün paralarını sokağa atıp sonra da 60 milyon euroyu cebimden harcadım takıma diye cengaverlik yapıyorsun.
dün akşam sahada beyaz formayla mücadele edenler beşiktaş ise daha önce izlediğim takım neydi? sanki hergün idman yapan onlar değil ya da beraber maça çıkan adamlar onlar değil birbirlerinden bihaber 11 adama beşiktaş forması giydirmişler ve sahaya salmışlar. ne birbirlerinin açıklarını kapatıyorlar, ne anlaşabiliyorlar. ulan yemin ediyorum bizim her hafta halı saha maçı yaptığımız kadromuzdan 6 kişiyi eklesek, beşiktaş'ın kadrosundan da serdar özkan'ı, tabata'yı falan çıkartsak daha iyi pozisyona girerdik. ya en kötü rakip sahada üst üste 3 pastan daha fazla yapardık ondan eminim.
beşiktaşlı olmadığım halde takıma gönül verenlere, stada yağmur çamur demeyip aldıkları en pahalısından biletlerle maça giden taraftara üzüldüm.