3 köprü yüzünden 896 bin 780 ağaç kesilmiş olmasıdır.Cumhuriyet Halk Partisi ve işin uzmanları bunu önceden söylemişti.Ama akp ve yandaşları katliamda sınır tanımıyor.
Chp 3. köprüyede karşı diye dalga geçiliyordu birde.
işin vahim olan durumu ise dahada ağaç kesilecek olmasıdır.
Yeşiller Partisi, istanbul'a yapılması planlanan 3. Boğaz köprüsü projesini protesto etmek için, istanbul'un 2 milyon ağacı için 2 milyon istanbullu kampanyasını başlattı.
Orman Bakanlığına ve istanbul Büyükşehir Belediyesine gönderilen resmi belgeye göre, bundan sonra kesilmesi gereken ağaç sayısının, 1 milyon 610 bin 371 olduğunu ifade eden Köybaşı, sözlerini şöyle sürdürdü:
Ancak kesilecek olan toplam orman alanının 16 milyon 861 bin 880,72 metrekare olduğu göz önüne alındığında 10 metrekareye bir ağaç düşüyor. Bu sayının 2 milyona ulaşacağı büyük bir olasılıktır. 110 metre eninde toplam 43 kilometrelik bir yoldan söz ediyoruz. Önüne çıkan her türden canlıyı öldürecek, yaşam alanını yok edecek, doğal hayatı sonlandıracak asfalt bir canavar. Bütün bilim insanlarının mimarların, mühendislerin, şehir plancılarının ve ulaştırma uzmanlarının ortak bir dille karşı çıktığı, istanbul'un trafik sorununa çözüm olmayacağı gibi trafik sorununu daha da arttıracağı uyarısında bulunduğu bir gereksizlik abidesi.
bir çevreyi bok etmeye el atmadığınız kalmıştı onuda başardınız.
istanbul zaten büyük bir kirlilik içindeyken, oksijen sıkıntısı çekerken yapılan çok büyük bir yanlıştır. 3.köprünün yapılabilmesi için ağaç kesilmesi gereklidir elbette. 3.köprü trafiğe ne kadar katkı sağlar bilmiyorum. fakat ben olsam trafikteki rahatlığımdan önce sağlığımı düşünürdüm.
aynı şekil coğrafyaya sahip bazı avrupa yerlerinde onlarca köprü var. ve köprülere bakıp vayyyyy adamlar yapmış diyoruz. bize gelince ağaç gitti. dikilen ağaçları yazmıyorsun üstad denilesi durumdur. önemli olan kesilmesi değil önemli olan kesilenin yerine daha fazlasının dikilmesi.
(bkz: it ürür kervan yürür)
iftira atmaya devam sevgili darbeseverler. ilk iki köprüde olduğu gibi bunda da başarısız olacaksınız, nükleer santrallerde de başarısız olacaksınız.
not: bu üstteki entryler hakkında değil, başlık hakkındadır. görüşünüze mi uymadı bilmiyorum.
kesilen agacları sadece agac olarak degerlendirmek yahut kesilmemesini savunanları darbesever olarak nitelendirmek nasıl bir takıntının eseridir anlamak çok güç.agaçların kesilmesini de partizan bir biçimde elestirmek de ayrı bir saçmalıkken yalnızca agac kesildigi için hayıflanmamak ise vurdumduymazlıktır.
üçüncü sınıf muhalif gazeteden ararlanarak yazılmış belden aşşağı vurma girisidir.aslı astarı yoktur.zaten yazarın aslını bulma kaygısıda yoktur.izi kalsın diye çamur atmıştır lakin çamur eline bulaşmış, üstünü başını batırmıştır.kendisinden bundan sonra beklenen başlık;"metro yeraltı canlılarına kastediyor"girisidir.
bırakın bu işleri artık benim siyanürlü kardeşlerim.
3. köprü bana kalırsa başta beykoz, şile, eyüp ve arnavutköy ilçelerindeki rantçıların istediği şeydir. oraya köprü yapılırsa istanbul sadece ormanını değil, su havzalarını da kaybedecektir. bu da istanbul'da hem kuraklığa, hem de ani su baskınlarının yıkıcılığını * artırmaktan başka hiç bir işe yaramayacak. yapılması gereken sadece ağaç sayısını artırmak değil, istanbul'a tır sokmamak ve trafikteki araç sayısını azaltacak önlemler almaktır. bunun için trafiğin kilitlendiği bölgelere pik saatlerde araçlardan ücret alınarak insanlar toplu taşımaya özendirilmeli, istanbul'daki otobüs, tren, vapur ve metrobüs seferleri entegre edilmelidir.
yol için bu kadar ağacın kesilmesine göz yumanlar, çevresinin de şahıslara dağıtılarak katliamın boyutunun arttırılmasına göz yumacaklardır. yazıklar olsun.
istanbul'un tüm kaynakları üzerinde yaşayan insan nüfusunun üçde birinin ihtiyacını karşılayacak düzeydeyken ve bu kaynaklar azalıp insan nüfusu artışı durdurulamazken, 10 yıl içinde istanbul'un bu nüfusu kaldıramayıp çeşitli şekillerde günlük hayatı ileri derecede zora sokacak aksaklıklar vereceği öngörülürken.. malesef çok lazım olan 3. köprü için malesef feda edilmiş ağaçlar... ihtiyaç duyan ve ihtiyacı karşılayan insanların el ele verip kesilmesine neden olduğu, ama köprüye ihtiyaç duyan insanlarla, bu ihtiyacı karşılayan insanların birbirini suçladığı enteresan bir medeniyet(!) kavgası.
doğru mudur ? asparagas mıdır ? net bilgim yok. yalnız şu bir gerçek ki tüm dünyanın artık tek prensibi var ''sürdürülebilirlik'' bizim ise ''rantabıl''. asla yarını çocuklarımızı düşünmüyoruz. herkes kendi veledinin arabasını evini düşünüyor. gelecek nesillere dair plan bu.