egemen yedekte otursun ki trabzonsporda sol bekte gayet iyi maçlar çıkarmıştı yerine çağlar oynasın, ne işe yarar bu oyuncu ne yaptı da milli takıma alındı? galatasarayı küme düşmekten mi kurtardı? ne yaptı soruyorum. 34 lig maçına çıkmış diri mehmet topuz nerde? selçuk şahin oynuyor? nerede milli takım golcüsü semih? kazım oynuyor büyük golcü ya ne de olsa. allah akıl fikir versin diyorum bu hiddinke o kadar. diğer söylediklerimi de umumi olmayan yerlerde söylüyorum. insanı milli takımdan soğuttunuz be...!
burak ts. daki oyunu ile milli takıma alınıyor ise, vah vah.
anadolu kulüpleri birbirine domalarak oyun oynamaları hatta sakat ve cezalı oyuncusu olmaması ( aptallıkları hariç ) bu sayede milli takıma gi,riyorlar ise vah vah.
geçen sene bursa bu sene trabzon örneğini beyni ile düşünen insanlar görür. birde sabri-servet-kazım vb oyuncular ile kurulu takım ki ligde oynadıkları oyun bile sorgulanır iken milli takıma almaları bir hata. zaten hiddink te hatanın ağa babası.
burak ve çağlar atın bunları takımdan. çok ciddiyim. bu kadar sırıtan futbolcular olmamalı arkadaş.
maça gelince amatör hatalar yapıyor diyen belçika defansına saygılar...
nedense son zamanlarda türkiye maçlarını izlerken hiç keyif almıyorum . oynanan futbol ruhsuz . bu maçı kaç dakka izlerim , kaç dakika dayanırım görecez bakalım . umarım kazanırız.
selçuk şahin'in milli takımımızda forma giymesi bana brezilya milli takımının arada sırada olmadık adamları milli takıma çağırarak ülkeden ihraç etme çabalarını hatırlatıyor. yani nolur şu adamı bizim ülkemizden bir gönderebilsek.
2003 konfedarasyon kupası zamanında yeni bir jenarasyon yakalamıştık o jenerasyonda tuncay şanlı, kemal aslan, fatih sonkaya, servet çetin, murat şahin, ibrahim toroman, hüseyin kartal, necati ateş, serkan balcı, deniz barış* gibi taptaze adamlar vardı. bu selçuk o zamanlarda bela oldu başımıza istanbulsporda oynuyordu yanlış hatırlamıyorsam. galatasaray istemişti selçuk şahini çok şükür ki alamadı. fenerbahçe, beşiktaşla beraber artık klasikleşmiş ligin gelecek vaadeden oyuncularını 5'e-10'a bakmadan alma olayını o senede gerçekleştirmişti.
ufak çaplı futbol geçmişi olan eniştemle konfederasyon kupasını izlerken eniştem bana şöyle demişti:
enişte: mehmetcim bizim oyuncularımızın sorunu nedir biliyormusun?
mehmet: eşek gibi koşuyorlar topun peşinden o mu enişte?
enişte: yok o değil yavrum, bizim futbolcularımızın ayağı dönmüyor.
mehmet: o ne demek?
enişte: yani topu stop etmeyi, ayak içi pas yapmayı, orta açmayı, topa kavis vermeyi bilmiyorlar. bak biraz dikkatli izle kendilerine gelen pası nasıl karşıladıklarına...
2 dakika sonra bir oyuncumuz sıkışık bir alanda bu selçuk kalasına pas attı top duvara çarpmış gibi 2 metre açıldı. o zaman anladım futbolun ne kadar dikkat isteyen bir iş olduğunu. ben geçmişte ki çocuk kafamla neden biz başarılı olamıyoruz? breziyanın oyuncularıda insan, bizim oyuncularımızda insan diye 64 megabyte'lık beynimle sorguluyordum olayları. eniştemin o sözleri biraz olsun sanal bellek oluşturdu bende orada çözdüm durumu.
gel gelelim sözün özüne. o kadroda ki tuncay, necati, servet, ibrahim toroman ve serkan balcı gerçekten tekniklerinin üzerine çok şey kattılar. hüseyin kartal o turnuvadan sonra kayboldu sanırım denizlisporda oynuyordu o zamanlar. deniz barış ne akar, ne kokar oynadı yıllarca, fatih sonkaya beşiktaşta forma giydi porto'ya transfer oldu.* ama bu selçuk yok mu! arkadaş adamın halen ayağı dönmüyor ya. bi de o düşük ekran kartıyla artistik hareketler yapmaya çalışmıyor mu! benim göremediğim, hiddink'in gördüğü ne var bu adamda bilemiyorum.