Galatasaray taraftarına ohh be! dedirten açıklama.
Bir an sözlükte bunu gördüğümde acaba şaka mı diye düşünerek heyecanla resmi siteye girdim ve gelecek sezon için yapılmış en büyük olumlu hamle atıldığı için çok mutlu oldum. darısı sabri gönderildihaberini okumaya inşallah. *
tamamen hatalı bir zamanda getirilen bülent korkmaz'ın oldukça doğru bir zamanda görevden alınması olayıdır. bülent korkmaz'ın önünde daha uzun bir yol vardır, teknik adam olarak atması gereken adımlar, edinmesi gereken tecrübeler...
keşke bu karman çorman zamanda gelmeseydi, yönetimin aymazlığına galatasaray aşkı sebebiyle alet oldu, olacakları bile bile görevi kabul etti. hatta belki de yine aynı sevgisi sebebiyle pek konuşmuyor, ben 2 senelik anlaşmıştım bilsem gelmezdim deyip geçiştiriyor. ama ilerde birgün, eğer rıdvan gibi cacık olmayacağını anlayıp tv'de geyik programlara meze olmaz da mesleğini geliştirir, doğru zamanda gelirse cimbom'un kapıları kendisine hep açık olacak. herşeye rağmen o'nun için tesisleri yakıp yıkacak binlerce taraftar var arkasında.
Hatalı bir zamanda getirilmesi değil hatalı kadrolar kurması, yabancı futbolcular ile sürekli ve istikrarlı şekilde "sebepsiz" yere sorunlar yaşaması, oyuncu tercihleri ve korkak futbol mantelitesi sebebiyle başarısız olmuş bülent korkmaz'ın ayrılmasıdır. Galatasaray 1 gol atıp, onun üzerine yatarak 90 dakikayı tamamlayacak bir takım değildir. Bunu anlayamadı ve sürekli yanlış tercihler yaptı. Olası son ise kaçınılmazdı.
kadrosunu kurmadığı, kamp yapmadığı, mental anlamda çökmüş, sakatlıklar sebebiyle tükenmiş bir takımın başına yanlış zamanda getirilmiştir. yanlış zamanda getirilmesinin tek sebebi takımın içersinde bulunduğu rezalet durum değil, tecrübesiz olması ve bu nedenle doğru tercihler yapamamasıdır.
elinde milan baros gibi gol kralı olmasına karşın 3 katını kaçırıp heba etmiş, defansı servet'inden emre'sine komple sakat bir kadro var. uefa maçına çıkarken defansa koyacak adam bulamıyorsun, paf kalibresindeki semih'i oynatsan suçlusun, oynatmasan suçlusun...
ha başarısız mı olmuştur evet, gitmesi iyi mi olmuştur kesinlikle evet. ama başarısızlığın tek sorumlusu değildir, hatta sorumluluğu adnan brothers'dan çok daha azdır.
yazık oldu dedireten olaydır. bir fb li olarak bülent korkmaz ın harcandığını düşünüyorum. bülent hoca bir enkaz devralmıştı. sanki gs skibbe yi yolladıktan sonra scolari yi falan getirseydi. bu defansla, bu ruhsuzlukla şampiyon mu olacaktı? adnan polat bülent korkmaz ı kendi koltuğunu korumak için harcamıştır. bülent korkmaz geldiği zaman, büyük prim yapmış olan yönetim, gs ruhunu yakalanacağı naraları atarken, bülent bizim çocuğumuz derken, ona sonuna kadar destek verip sahip çıkacaklarını söylüyordu.insan kendi evladına, kendi çıkarlarını korumak için kıyar mı? evet günümüz futbolunda bazıları böyle maşa olarak kullanılıp, kullanılıp atılırken, maşayı tutan sorumlular , hiç bir şey olmamış gibi, bazen yeni bir hoca getirerek, bazen yeni bir transferle o yada bu şekilde gündemi değiştirerek, kendi imparatorluklarını ilan edip, saltanatlarını sürdürmeye devam ediyorlar.
lig tv yorumcusuyken, kalli için sayıp sövdükten sonra, onun altında çalışmaya göz yumduğum gün başlamadan bitmişti bu hikaye.
bir fenerbahçeli olarak söylüyorum ki, seni galatasaray tarihininin en önemli figürlerinden biri olarak gören bu seyirci, şu an türkiye'de en kariyerli oyuncu olan kewell'ı 90+ 4'te oyuna sokmanın, önce futbola sonra kewell'a saygısızlık olduğunu biliyor.
vizyonunun galatasray gerideyken kewell'ı çıkarıp mehmet güven'i oyuna sokmaktan öteye gidemeyeceğini de gördü.
sen enkaz devralmadın, ikinci yarının son haftalarında hemen her takıma yenilen hacettepespor'u ve ankaraspor'u yenebilseydin çok farklı bir sıralama izleyebilirdik ligde.
Bütün galatsaray taraftarlarının büyük umut bağladığı, büyük işler yapacağına gönülden inandığı Bülent hoca öyle abuk sabuk hatalar yaptı ki kendi kuyusunu kazdı maalesef...
Şansını kaybettin hocam sen daha olmamışsın kusura bakma. Herşey tamam da kewell'a ne gıcığın vardı be hoca!?
Bir beşiktaşlı olarak beni üzmüştür. Ama sanılacağı gibi başarısız bulunduğundan değil vefasızlıktan dolayı. 2. yarının bilmem kaç maç sonrası takımın başına getirilmiş bir adamın başarılı ya da başarısız olmaya fırsatı mı vardır ? Elindeki kadroyu kendi kurmamış, çok önemli oyuncuları sakat ve fenerbahçe maçının ardından bir kısmı da cezalı. Bülent yine de bu imkansızlıklara rağmen elinden geleni yaptı. Bülent'i, oyunculuğu zamanında pek sevmezdim. Kimi müdehaleleri rakip oyuncuyu sakatlamaya yönelikti, hakemle ve rakip oyuncularla çok sık didişirdi. Ama Bülent Korkmaz'ın galatasaraylı kimliğine her zaman saygı duydum. Duyulmayacak gibi de değildi çünkü. Bu adam değil miydi ki kolu sarılı olduğu halde Avrupa'da final oynayan takımını yalnız bırakmayan adam. Tüm futbolculuk hayatı boyunca ne kadar sakat kaldığını sözlüğün galatasaraylı yazarları söylesin. Ve bu adama Galatasaray jübile bile yapmadı doğru düzgün. Ama yine de Skibbe'nin gönderilmesinden sonra kendisine yapılan teklifi "başka seçeneğim yoktu" diyerek kabul etmiştir. Kanımca kendisi de daha o an "günah keçisi" olarak seçildiğini anlamıştır, ama uğruna herşeyini adadığı renkleri ve arkasını dönmeyi düşünmediği camiaya karşı ters düşmemiş ve Galatasaray'ın başına gelmiştir. Şimdi mantıklı bir şekilde düşünecek olursak; elinizde Lincoln gibi bir yetenek var ama oynamaktan çok aklı puştluğa çalışıyor. Bu adamı koşmadığı için kadroya almadığı zaman takdir edildi ama alınan başarısız sonuçta de ilk eleştirilen o oldu. Hamburg'a elendi diye eleştirildi. Adamın stoperi kalmamış, Kewell'dan stoper yaratmaya çalıştı da kimse bunu görmedi. Belki durum 2 - 0 olduktan sonra daha çok geriye çekilebilirdi ama bunu da kişiliği kabul etmedi. kendi seyircisi önünde takımı geriye çekilerek oynatmayı kendine ve Galatasaray camiasına yediremedi belli ki. Geçen seneleri hatırlayın sevgili galatasaraylılar. Fener maçında Volkan demirel'in Ali Sami Yen'de Lincoln'e saldırdığını ve onu kovaladığını. Eğer o maçta takımın kaptanı Bülent olsaydı bunu yapabilir miydi Volkan. Hadi diyelim ki bir çılgınlık anıydı; yaptı, sonra ne olurdu...
Roma maçını hatırlayın Galatasaraylılar. Takımını korumak için kameraların karşısında ellerini havaya kaldırarak adi italyan polislerini ambole eden ve havaya kaldırdıkları joplarını kullandırmaya cüret ettirmeyecek bu hareketi o anki zekası ve tecrübesi olmasa hangi oyuncu yapardı. Bir teknik direktörün başarısızlığı ikinci yarıda geldiği takımı şampiyon yapılmasıyla ölçülüyorda bu işte bir yanlışlık vardır. Servet gibi bir oyuncusundan sakatlığı nedeni ile yararlanamadı, Linderoth'un oynadığını görmedik zaten, Emre Güngör yine sakat, Emre Aşık cezalı, Arda Cezalı, Kewell sakat, Lincoln sorunlu, Semih tecrübesiz, hiç bir oyuncuyu kendin seçmemişsin ve Bülent'ten başarı bekleniyor. Aklıma Bülent'in böylesine arkasında olacağım gelmemişti ama Galatasaray yönetiminin yaptıkları buna mecbur ediyor insanı. sayın Adnan Polat bir de Tugay'a jübile teklif etmiş. Demezler mi adama "git sen kendi takımı için tüm varlığını ortaya koyan oyuncuna jübile yap önce" diye. Sanırım Tugay da oldukça kibar bir dille bunu reddederken aklında bu vardı. Ama gerek benim gibi Beşiktaşlıların, gerek fenerlilerin gerekse diğer takımların taraftarlarının gözünde Bülent her zaman Galatasaraylı duruşuyla, sarı kırmızılı renklerle anılacaktır. Elbette Galatasaray camiasının bu vefasız tavrı da kolay unutulmayacaktır. Türk futbolunun son yıllardaki bu hastalığı elbette sadece Galatasaray kulübüne özgü değil. Ama konu madem Bülent idi, bunlar da benim fikirlerim.
türk futbolundaki klasik hatalardan birini galtasaray'ın başına gelirken yapan bülent korkmaz bugün itibariyle galatasaray'dan ayrılmıştır. peki nedir bu hata? bizim ülkemizde fubolu bırakan her futbolcu iki gün içinde büyük takımlarda göreve getiriliyor ve başarılı olması bekleniyor ama en yakın örneklerini yakın zamanlarda gördük, ümit özat ve tugay kerimoğlu futbolu bıraktıktan sonra altyapıda göreve başlamaya hazırlanıyorlar sanırım onlarla bizim aramızdaki farkı anlayabiliyoruz.
bülent korkmaz'ın galatasaray'ı ne kadar çok sevdiğinin ifadesidir.
kendisi bilmiyor muydu gelirken sezon sonunda gideceğini? çok iyi biliyordu ama o ünvan var ya o ünvan için herşey yapardı... galatasaray teknik direktörü
hataları elbette vardı ama bu onun futbol mantalitesinden kaynaklanıyor. bu mantalite ile onu takımın başına getirendedir en büyük hata. en büyük hata bir zamanlar çıkık kolu ile can siperane defans yapan büyük kaptanın gitmesi için taraftarı dua ettirecek duruma getirenlerdedir.
bugün o gitti diye sevinenler yarın polat'tan kurtulduk diye de bayram yapacaklardır.
bülent korkmaz'ın galatasaraya bir yardımı dokunmadıgı için galatasaray ailesinden ayrılması durumu. galatasaray'a teknik direktör olarak gelmesi de sevindiriciydi gitmesi de sevindirmiştir.