3 ekim 2009 beşiktaş denizlispor maçı

    27.
  1. 21.
  2. beşiktaş seyircisini seviyorum arkadaş . destekse destek , tepkiyse tepki . gerektiğinde sahip çıkan , gerektiğinde de tepkiyi koyan bir seyirciye sahip beşiktaş . şampiyonlar ligi maçlarında o kadar çok destek oluyorlar ki gaza gelip çıkıp gol atasım geliyor . nasıl kızmayayım şimdi fenerbahçeme ? maça bile gitmiyoruz . avrupa'da destek olmuyoruz . kafayı cimbomla bozmuşuz . takım haftada 3 maç yapıyor hala galatasaray maçı konuşuluyor .
    4 ...
  3. 34.
  4. beşiktaş'ın bu sezonki 12. hazırlık maçı. evet... beşiktaş hala lige hazırlanıyor. varyasyon ustası kamil insan mustafa denizli yönetiminde kendi sahasında yine tek forvet ile başlayan beşiktaş, asıl görevi oyun kuruculuk olan yusuf şimşek'in sol kanatta 'açık' görevinde oynamasıyla oyuna başladı. sağ kanatta ise bir maç iyi oynadıktan sonra havaya girip sonraki 3 maçta para versen topa dokunmaktan aciz duruma düşen serdar özkan vardı. ortada ernst-fink, onların önünde tabata gözüküyordu. işin ilginç tarafı oyun kurucu görevi tabata adlı arkadaşımızda olması gerekirken defans mevkiinden topu ersnt alıyor ve daha 10 metra gitmeden ortasahanın rakip yarısahasının ilk bölümünde sözde forvet olan ama ortasaha mevkiinde oynar gibi görünen nobre ile karşılaşıyordu. hatta bir ara nobre olayı abartarak kendi defansına kadar geldi ve rakibine arkadan dalarak sarı kartı gördü. bütün bu olanları tabata adlı 10.7 numara kardeşimiz hangi duygular ile izliyordu anlayamadım. tek forvet olan nobre'ye her topta ortasahaya gelip top almasını hangi kamil tembihlediyse pek iyi etmemiş.

    30. saniyede nobre'nin ceza sahası içinde yakalandığı bir pozisyonda topu boş kaleye atamaması yerini yadırgadığının işaretiydi. 7 ya da 8. dakikalar civarında ise serdar özkan kişisinin karşı karşıya kaçırdığı bir gol var ki onu anlatmayacağım.

    beşiktaş'ımızın rakibi ligde galibiyeti olmayan ve 3 beraberliği olan bir takım olan denizlispor'du. denizlispor'un bir galibiyeti beşiktaş ile puanları eşitlemesine neden olacaktı. belki de bu ihtimal 20 senelik mükemmel kariyerli hoca mustafa denizli üstünde bir baskı yaratmış olabilir. spikerin sesinden duyduğuma göre denizlispor da beşiktaş'ımız gibi ligin az gol atan takımlarındanmış. bu paragrafta anlatmak istediğim kadarıyla beşiktaş'ın avantajlı olduğu gözlenmekte. ama bu avantaj sadece kağıt üstündeydi. maç kafa kafaya oynandı ve beşiktaş hiçbir zaman baskı kuramadı.

    bitmiş yusuf,yeni tabata,bilinçsiz serdar ve tek nobre ile beşiktaş hücum etmeye çalıştı ve tabii ki başarılı olamadı. neden sonra futboldaki hedef olan gole ulaşabilmek adına kurt hoca mustafa denizli bitmiş ile bilinçsizi oyundan alıp beşiktaş'ın evladı ve brezilyalısını oyuna soktu. gol 49. dakikada geldi ama bu sizi yanıltmasın. gol bir krambol sonrası oldu. meydaaaaana geldi diyelim de eğlenceli olsun. klasik anadolu takımı hüviyetindeki beşiktaş golden sonra durakladı ve vites yükseltemedi. tam bu sıralarda tribünlerden 'demirören yeteeeeeeer' sözleri yankılanıyordu. sözler amaçsızca sırıtan hedefine yönlenip geri tepiyordu.

    ikinci yarının başında yapılan taktik dehası çift oyuncu değişikliğinden sonra başka değişiklik göremedik. duayen hocamız 11 maçta 5 gol atabilmiş olan takıma 1 golü yeterli gördü demek ki.

    daha ne yazabilirim ki!! kaçıncı haftayı bekelememiz gerekiyor akıcı bir oyun oynayan, rakibi bunaltan beşiktaş'ı görebilmek için? beşiktaş kendi sahasında 1 golü zorlukla atar hale geldi. hala 'inanmayan gölge etmesin' diyen ve mustafa denizli'ye destek olan polyannalar olacaktır tabii ki. onlara 'toz pembe hayaller vardı, pembesi gitti tozu kaldı' adlı sözleri içeren şarkıyı söyleyen kadın şarkıcının enfes sesini armağan ediyorum.

    stephen king'in miserysi kadar bunaltıcı ve yoğurtlu makarna kadar cıvık olan bu yazıda belirtmek istediğim güzel birşey de var:

    *ibrahim kaş'ın sağ bek fantezisinden vazgeçilmiş.

    kahroluyorum! sesimi duyan var mı! duysa bile umrunda olmayacak olan mustafa denizli hariç!
    3 ...
  5. 26.
  6. tabata bir gol atıp 8 milyon avronun hakkını verdi kelimelerini duyduğumuz maç.*

    not:ironiymiş o ironi hadi işinize
    7 ...
  7. 10.
  8. iddaa'nın bi çılgınlık yaparak alt için 1.95 oran verdiği maç. oynayın, oynatın.
    2 ...
  9. 23.
  10. tabata'nın golü ile 1-0 devam eden maç...

    sanırım beşiktaş'ın bu sezon ligde izlediğim ilk maçı.

    (bkz: yeter yıldırım demirören)
    2 ...
  11. 32.
  12. gerçek yıldız Pascal Nouma ya büyük sevgi gösterilerinin yapıldığı maçtır aynı zamanda. ve nouma ya yapılan tezahüratlar esnasında hem taraftarın nouma yı nasıl özlediği, hem de nouma nın taraftarı nasıl özlediği açık bir biçimde görülmüştür.
    2 ...
  13. 4.
  14. yeni sezonda sadece bir galibiyet alan beşiktaş'ımızın artık galibiyet serisine başlayacağını umduğum maçtır...

    denizlispor teknik direktörü nurullah sağlam'ında ''oynatmak'' üzerine taktik belirleyeceğini düşününce yeni bir sayfa için doğru bir rakipmiş gibi geliyor. ama madalyonun diğer yüzüne bakınca karanlık bir tablo ile karşılaşıyor insan. ''yönetim istifa'' ve ''yeter yıldırım demirören'' tezahüratları cepte... eğer futbolculara da tepki gösterilirse ve erken bir gol yenilirse o zaman stad karışır. tabi bunları düşünmek istemiyoruz. kapalı'daki yerimi alıp sesim kısılıncaya kadar bağıracağım...

    (bkz: haydi kalk ayağa)
    2 ...
  15. 19.
  16. yönetim istifa sesleri duyulan maç.

    yönetim yönetim beşiktaş ı mahvettin sesleri de cabası.
    1 ...
  17. 6.
  18. holosko'nun sakatlığı nedeniyle yer alamayacağı ve kalede rüştü'yü, sağ bekte ibrahim kaş'ı, ön liberoda ekrem'i ve sol açıkta yusuf'u ilk 11 de görürsem bırakın beşiktaş'a inanmayı, dünyaya olan inancımı kaybedeceğim maç.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük