herşey bir yana da 12. adam neredeydi. çarşılar marşılar.yok 2000 kişiyle 40000lik stadı sustururlarmış ta bidbid. hadi len. bizim evde daha çok ses, daha tezahurat vardı ulan allahsızlar. porto topu alır yürür gider. statta çıt yok. bağıramıyosanız ıslıklayın herifleri rahatsız edin aralarında ki iletişimi kopartın bari be.**
maça gidenlerin burada anlatmadığı ama başka mecralarda okuduğum bir skandal da yaşanmış bu maçta. numaralı tribünde daha önce satılan koltuklar porto taraftarına verilmiş ve hak sahiplerinin bir kısmı başka yerlere oturtulurken bir kısmı tribüne bile alınmamış. tüm bunlar ise polis marifetiyle yapılmış.
yuh demekten başka bir şey gelmiyor açıkçası elimden. bu kadarı da terbiyesizliktir arkadaş.
abuk subuk top oynayan beşiktaş'ın karın ağrıttığı maç olmuştur. bir fener'e bakıyorum bir de kartal'a bakıyorum; aralarında dünya kadar fark var. insan biraz ruhlu oynar, biraz maça kendini verir. inşallah sıfır puanla falan grubu tamamlamaz..
quaresma kişisinin maçın 35-40 dakikaları arasında * beşiktaş'ın sağ kanadında bir yiğit beşiktaşlı kişiye yaptığı akıl almaz hareketten *başka zevk veren hiçbir mok yoktu koskoca maçta..
beşiktaş taraftarının dur durak bilmeden marş söylediği ve bunun takımı desteklemek olduğunu zannettiği karşılaşmadır. porto ataklarında bi uğultu bi ıslık falan beklenir bu gibi maçlarda ki adamların üstlerindeki baskı artsın adamlar senin "şampiyon olalım bu sene" sözlü "dinle" melodili marşınızı nasıl anlasın. türkiyenin en ateşli taraftarı buysa olmasın böyle ateş.
"atamayana atarlar demişler de neden 90+2de atıyonuz" diye porto'ya sitem eden birçok bjkli arkadaş var çevremde. haksız da değiller, bunca mücadele sonunda 1 puan almak üzereyken saniyeler kala gol yemek çok koyuyor hakikaten. bjknin bunu unutup önüne bakması lazım artık ama önleri de pek parlak değil, 2 kere üst üste liverpool ile oynayacaklar. inşallah birinden galibiyetle çıkmayı başarır beşiktaş...
son dakikaya kadar beşiktaş'ın ne zaman gol yiyeceğini bekleyerek izledim. eminim beşiktaş'lılar da gol yiyene kadar hiç bir an evet şimdi rahatladık diyerek izlemediler. içimden bir ses beşiktaş ne yapıp edip bu maçta özellikle de son dakikalarda yiyeceğini söylüyordu.
maçın bitimine 5 dakika kala annemle girdiğim diyalog;
annnem: kaç kaç
ben: 0-0 ama birazdan yerler
ne yazık ki beşiktaş beni şaşırtmadı. açık açık görülen şu ki beşiktaş'ta oyunu alıp götürecek, takımı ateşleyecek bir büyük futbolcu yok. şu takıma bakıp ta benim takımımda olsun diyebileceğim veya buna dikkat etmek gerekir diyebileceğim tek bir futbolcu yok. Hal böyleyken şampiyonlar ligi bu tür acemilikleri kaldırmıyor, cezayı çok çabuk kesiyor.
beşiktaş'ın şanssız bir şekilde mağlup olduğu ma. neyse ki intikam tam 1 sene sonra avrupa'nın yeni prensi fenerbahçe tarafından alınacaktır. dökülen gözyaşları dinecektir.
