bşiktaş'ın ilk yarı itibariyle iyi oynadığı maç. delgado ve ibrahim akın biraz daha iyi oynarlarsa gol de gelecektir. defansif anlamda beşiktaş'ın sorunu yok gibi duruyor. zira porto'nun önemli bir atağı yok.
milan stepanov'un ilk yari itibari ile mukemmel oynadigi mac.
bi bakima ziya dogan'in super transfer politikasini(!) tekrar anlamamiza vesile olan mac.
milan stepanov gibi bir adami butun sezon oynatmayip, 3 milyon euro'ya satmak; yerine de tolga seyhan'i almak tabi ki ziya dogan gibi ultra zeki(!) bir hocanin isi olabilir sadece. tebrik ederiz.
spikerin bir star klasiği olarak saçmaladığı maçtır; ancak bu seferki deyimler sözlüğüne aday kavramlar yaratarak değil, başka türlü saçmalamaktadır.
(dakika 15) "beşiktaş istediğini aldı bu dakikaya kadar, şimdi gol arayabiliriz."
yahu adam sanıyor ki ilk 15 dakikada 2-3 gol dizecek porto 8-10 pozisyona girecek.
(devre arası) "beşiktaş ilk yarı itibariyle istediğini almış gözüküyor."
ulan kazanmaya çıkmış o takım, istediğini nereye alıyor ya da sen kimsin de beşiktaş'ın neyi istediğine karar veriyorsun.
edit:
(dakika 57) "porto teknik direktörü 'biz beşiktaş'ın oyun planını iyi biliyoruz' demişti ama bugün karşılarında beklemedikleri kadar iyi bir beşiktaş buldular.
e be kardeşim... ya ben var ya, neyse bir şey demiyorum... mesaj alındı zaten...
ayrıca hakem, formasında kan olan oyuncuyu oynatmaya devam etmiştir. kurallar formanın değişmesini emrediyor diye biliyorduk, yanılıyor olabiliriz. ancak sinan engin tayfasından kural hatası yapıldığı gerekçesiyle maçın tekrarını isteyeceklerinden eminiz...
edit: bir de beşiktaş taraftarının maç boyunca "kartal gol gol gol" "beşiktaşım oley" gibi iki-üç tezahürattan başka bir şey yapmadığı görülmüştür. takımı ateşlemek sürekli aynı tempoyla bağırmak değildir. nitekim bu sıkıcı tempo son yirmi dakikada yerini bireysel "koşsana lan delgado" ya da "hadi oğlum serdar, yüklen"lere bırakmıştır. golden sonra takımı sahiplenmeleri dışında pozitif bir etki görülmemiştir.
bir de şimdi düşünüyorum da marsilyalı cisse beşiktaşlı ricardinho'yu değil de, beşiktaşlı ali tandoğan -mesela- liverpoollu gerard'ı sakatlasaydı tepkiler ne olurdu merak ediyorum. bunu merak ettikçe de avrupa'da türk takımlarını destekliyorum...
bir "atamayana atarlar, oynamayana takarlar da aklı başına gelir" maçı olmuştur.
Ne hakeme laf söylerim, nede şanssızlık derim.
Maçın başından itibaren yapılan doldur boşaltlar, rasgele sekip önüne düşen bir top ve koca 90 dakika içinde tek organize atağın.
Bu takımdan cacık olmaz yoğurda yazık.
beşiktaşın son dakikada çok gereksiz bir gol yiyerek 1 puanı kaybettiği, başka bir deyişle rakibe 3 puanı hediye ettiği karşılaşmadır. ulan 92 dakika gol atamamışsın kalan 1 dakikada mı atacaksın. neyin hırsıdır bu. al 1 puanını önüne bak. birilerinin bunlara şampiyonlar liginde alınan 1 puanın değerini anlatması lazım.