benfica oyuncularının lakayıt tavırları sayesinde berabere bitmesiyle trabzonspor'un ve ülkemizin puan kazandığı maç. maçlar öncesinde trabzon'dan kimsenin umudu yoktu zaten. ilk maçtan sonra olayın bittiği de ortadaydı. gol geldiğinde ise artık maçın oynanmasına bile gerek kalmamıştı.
aimar, cardozo, saviola ve garay gibi fm zamanlarımızın efsanelerini bir arada kadrosunda bulunduran bir takım insanı heyecanlandırıyor. trabzon'un bu kadrosu ile bu kadarını yapmış olması bile fena değil.
trabzon'a uefa avrupa ligi'nde de şans vermiyorum. biraz da kuraya bağlı olmakla birlikte şansı yaver gidip gruptan çıksa bile orada kalır bence.
tarafsız gözle bakıldığında takım kadrosu istanbul'un büyükleri yanında çok kötü. ayrıca ne hakemler türk ne de rakipler anadolu'dan bir takım avrupa kupası kazansın diye yırtınıyor. santradan başlayıp gol atmak imkansız değil belki ama öyle kolay da değil canlar.
trabzonspor'un uefa'nın ipneliğine kurban gittiği maç.
malum ramazan ayındayız ve benfica maçı da tam teravih saatine denk geldi. futbolcularımızın aklı hep camideydi. hatta adrian son tesbih namazına yetişmek için bile bile kırmızı kart gördü.
bundan dolayı müslüman bir takım olan trabzonspor'un maçını ipneliğine teravih saati ile çakıştıran uefa'yı kınıyoruz.
bir maçla iki ülke futbolunu kıyaslayıp "portekiz futbolu işte baba ya" diyenlere aynı benfica'yı üç sezon önce lincoln'lü skibbe'li galatasarayın portekiz'de taşak geçe geçe yendiğini anımsatmakta fayda görüyorum. trabzon'un geçen sezonki gücünden uzak olduğu da gözlerden kaçmadı fakat.
1-1 biten ve böylece trabzonspor'un elenmesine sebep olan maçtır. sağlık olsun, sevinmek için sevmedik sonuçta.
yalnız bakıyorum da bursoş ve fenoşlar dolmuş başlığa. lan bunların bile dalga geçmeye kalkabileceği kadar büyük bir rezalet mi vardı ki sahada??? bu rezillerin bile utanmadan laf etmeye kalkmaları için 18-19 sıfır yenilmek falan lazım gelir de herhalde...
kümede kal fenerbahçe tezahüratını koca stad yapsın, sözlükte bu başlıkta neden fenerbaçeliler yazıyor diye sorun olsun. kıçı kırık benfica savunması kaç kez geçilebilirdi bu maçta oysa...
karşısında 'buyur kardeş' diyen bir anadolu takımı olmayınca çapı ortaya çıkan bir köy takımının şampiyonlar ligi rüyalarından uyanmasına sebep olmuş, benfica'nın palamutu içeri ittiği maç.
teknik takiple değil, bütün türkiye'nin 2010-2011 sezonunda gözüyle seyrettiği 'haydi trabzonu şampiyon yapalım' tiyatrosuna vurulmuş 2. tokattır. allah herkesin hakettiği belayı verecektir, sadece izlemeye devam edelim.
trabzonspor' un 6, benfica' nın 17 şut çektiği maç. daha fazla yoruma da ne yazık ki gerek yok.
edit: keşke trabzonspor turu geçseydi... ama geçen sezonki karadeniz kaplanıyla bu sezonki arasında dağlar kadar fark görünüyor ilk iki resmi maç itibarı ile. üzülsek de gerçeği yazmamak olmaz.
bu sene de trabzonspor şampiyon olsun diye mücadele eden ülke içinde çok etkin ama dünya ve avrupa'da iplenmeyen siyasetçilerin gücü/boyu uefa gibi platformlarda yetmeyince, kalemiz sonuna kadar açık at atabildiğin kadar düşüncesiyle oynayan bir takım olmayınca, rakip takım taraftarı şampiyon trabzonspor diye bağırmayınca, maç sonunda futbolcular gönlümüzün şampiyonu trabzonspor demeyince; doğal sonucun gerçekleştiği müsabakadır.
trabzonspor'un şampiyonlar ligi'ne kalmamak için elinden geleni yaptığı maçtır. şenol hoca'dan futbolculara, yönetimden taraftara herkes elinden geleni yapmıştır.
şenol hoca zaten bu tarz karşılaşmaları sevmez, ona lig olacak. bir maç kaybedip iki maç kazanacak. en kötü ihtimalle ikinci, üçüncü, beşinci olacak. öyle akacak zaman.
yönetim şampiyonlar ligi'ne kalıncaya dek adam gibi bir üst düzey oyuncu almayı sevmez. kalamazsak sıkıntı olur parası pulu der. avrupa'daki takımlar keriz oldukları için maçlarından haftalar evvel transferi kapatır ve takımı kaynaştırır, hedefimiz şudur yoldaşlar der. papatya falı açmazlar, gerçekçi oldukları kadar öngörülüdürler. bizimkiler ise daha maçtan evvel "zor kura yea" diye mazeret dağları ararlar kaybettiklerinde ardında saklanmak için. elenirler, emin olun üzülmezler. haftasonu oynayacağımız tunçbilek gerçekspor'u yenerek taraftara kendimizi affettireceğiz derler.
futbolcular ayrı alemdir. türk futbolcusu 18'inde hangi yeteneklere ve yeteneksizliklere sahipse 35'inde de aynı düzeyi istikrarla tutturur. kendisini geliştirmeye ihtiyaç görmez, transfer sezonunda biraz kendini gösterir ve vasat bir takımda da olsa milyon dolarlık mukavelesine imzayı atar ve renkli gecelere yelken açar. hakan şükür futbolu bıraktığında da çalım atamıyordu mesela. az buçuk ilie döneminde gelişim kaydetmiştir, kaleci üzerinden aşırtmalarda. ilie gidince o vuruşu da bıraktı zaten. bu yüzden sabri 5 senedir orta açamasa da taraftara kendisini sevdirdiği için bir allah'ın kulu da çıkıp "kardeş orta açamıyor bu adam, bilmem fark ettiniz mi" diye sormaz. burak da trabzon'un bir anlamda sabrisidir. ama her nasılsa, yeri garantidir. "bu nonda da çok yakıyor yea" diyenlerin takım yönettikleri olduğu bir ülkede, yerlilere göre hayli hesaplı ve çok da yararlı bir nonda bile barınamaz ama burak pekala barınır. atamıyor kardeş adam, mesele bu. koşuyor diyeyse gidin elvan abeylegesse'yi alın.
taraftara da helal olsun. olimpiyat stadı tamam uzak şu bu da, siz zorlamazsanız bu takımların ileriye adım atacağı yok. hepsi memnun, siz de haftada bir iddia kuponu tutturmakla yetiniyorsanız, zimbabwe ligini futbol aşkına değil de üç kuruş kazanmak için takip ediyorsanız sonuç en azından size layıktır.
hem süper ligimiz neyimize yetmiyor. muhteşem futbol, süper yetenekler, kora kor mücadele, temiz bir lig. ingilizler bile premier ligi bırakıp bizimkini izliyor. dünyada böyle bir lig yok!
avrupa'ya gitmeye gerek yok canım, avrupa bize gelsin.
beni hiç ama hiç şaşırtmayan maçtır. türk takımlarının avrupa takımları karşısındaki hali ortada. geçen sene de mükemmel bir performans sergileyen bursa, avrupa maçlarında madara oldu. zaten taçtan gol yiyen, her duran topun gol pozisyonu olduğu, savunma oyuncularının saçma sapan paslarıyla, forvetlerin kaleye doğru düzgün bir şu atamaması ile nereye kadar gidebiliriz ki.
Beraberliğin uefa ligi için yeterli olduğu maç. bu sebepten trabzon için olumlu bir sonuç oldu.
Her iki maçta da Şenol güneş takımımızın şuralarda eksiği var, şöyle yaparsak güçlenir tarzında beyanlar vermedi. Hakemlerden dem vurdu. Bu da tribünlere oynamaya alıştığını gösterir.
Keşke Benfica bizden daha iyi diyebilseydi. Neyse futbolun içerisinde olan şeyler bunlar.
Türk takımları maalesefki böyle. içeride o kadar çok politika varki, dışarıdaki futbola ayak uyduramıyoruz.
Bir lafımda kümede kal Fener diyen sevgili trabzon taraftarına. Biz şampiyonlar ligindeyiz. Ya siz?
17 Eylül 1975 benfica fenerbahçe maçını hatırlatan maç olmuştur. Ben 40 yaşındayım hatırlamıyorum, siz nasıl hatırladınız, tv de bile yayınlanmıyorduki maçlar.
Bravo diyorum aynı bu şekilde devam ederek bir arpa boyu yol almayın.
