bırak üç ayı, üç gün, üç saat yaşayacağının garantisi olmayan insanoğlunun hayalleridir. madem bu kadar istiyorsun yapsana kardeşim içinden geçenleri, elinde senedin var mı yarına çıkacağına dair.
3 ay ömrüm kalsa babamın tüm mirasını üstüme geçirtir, (nasıl olsa ölecek yine bize kalıcak düşüncesi ile geçiriler) sonra da elimdeki servetimi sırf piçliğine kızılaya, mor çatıya filan bağışlardım.
zillere basıp kaçardım, pazarda tezgahta gördüğüm çileklerden utanmadan aşırır, gördüğüm kızı pandiklerdim.
dolu dolu yaşamaya çalışırım.
esasında kimsede farklısını yapmaz.
inanç, felsefe, toplum, aile çerçevesinde kimisi ibadete kimisi sefahate gömülür.
nasıl mutlu olunacaksa öyle yapılır.
yeterki yapacak imkan olsun.
hic bir sikim yapamazdim. insanin 3 ay omru kaldi diye para vermiyorlar.
yine odenmesi gereken faturalar geride dusunmen gekeren ailen cocugun.
uc ay icersinde 1 yillik satis yapmaya calisir en azindan onlara daha az borc ve maddi imkan birakmaya didinirdim.
ulan olurken bile sorumluluklarindan kurtulamiyorsun.
50 gün oruç borcum var onları tutarım.namaz borçlarım en fazla iki günlüktür.ulaşabildiğim tüm arkadaşlarıma facebook tan ulaşır hellalik isterim.vasiyet yazarım.kefen ve cenaze masrafları için gereken parayı ayırırım.bol bol dua ederim.
hayatından keşkeleri, acabaları ve de belkileri çıkarırsın önce. ardından uçsuz bucaksız sahillerde derinlere dalıp mis gibi iyot kokusunu içine çekersin. toprağı hisseder, yağmur damlalarının yüzünü ıslatmasını beklersin öylece. sicim gibi düşen damlalar tüm kötülüklerden uzakta tutar arındırır seni. ardından güneşin o yakıcılığını buram buram kavuran sıcaklığını hissedersin. tüm hücrelerinde gezinen ter damlaları boşalırken aniden sen var olmanın, 3 aylık ömrün kalmış olsa bile şu an nefes alabiliyor olmanın kıymetini daha iyi anlarsın o zaman.