takıma şöyle bir bakınca kötü oynayan tek futbolcunun sabri olduğu karşılaşma. barış ve lincoln'ü ise en iyiler arasına koymamız şart. ama gönlümün ve bir kısım insanın eminim ki tek kahramanı vardır o da canım ciğerim servet'tir. bütün kafa toplarını almasının yanı sıra, yerden de top geçirmemiştir. hatasız bir futbol oynamıştır. sabri'nin nasıl sakatlandığına gelirsek... o kadar çok şut çekti ki, ve bu şutlar eğer olsaydı berlin duvarını yıkardı. durum da böyle olunca televizyon başında milyonların dualarını almış olabilir. umarız ciddi bir şeyi yoktur.
gruptan 1. veya 2. çıkmamızın bir önemi yok. galatasarayız, büyük kulübüz diyorsak kimin geldiği önemli değil. efsanevi söylem nedir; "önümüzdeki maçlara bakacağız..."
galatasaray'ın ilk yarı iyi mücadele ettiği, ikinci yarı onu da yapmadığı maçtır. bu takım hücümda çoğalamıyor. herkes görüyor bir tek skibbe göremiyor herhalde veya görüyor da görmemezlikten geliyor. milan baros 4 defans oyuncusu arasından kaybolmamak için orta sahaya kadar gelmek zorunda kalıyor, bu da takımın yavaşlamasna neden oluyor. yahu baros'un 2'şer 2'şer gol attığı maçlar hep galatasaray'ın çift forvet oynadığı maçlar, adam bu tarz oyunlarda boş alan bulup tehlike yaratıyor ancak skibbe tek forvet olarak sürünce ister istemez gol yollarından uzaklaşmak zorunda kalıyor(bugün iyi mücadele etti o ayrı). kusura bakmayın ama bu takım pozisyona filan girmedi bu maçta. hatta ceza sahası içinden sadece bir şut atabildi onu da baros ilk yarının sonunda o şutu gerçekleştirdi. onun dışında şut atmayı deneyen lincoln dışında düşünen filan da yoktu zaten, ha pardon bir de sabri vardı onun da amacı topu berlin olimpiyat stadından dışarıya atmaktı. galatasaray'ın kazandığı penaltıya gelince hadi diyelim hakem fridrich'in eli havada diye penaltı çaldı, ancak benzer pozisyonda barış'ın pozisyonuna penaltı çalmaması ilginçti. neyse skibbe'ye artık daha fazla tahammül edilmemeli bir an önce gönderilmeli. biraz düşünsün skibbe benim elimde bu kadar iyi hücum oyuncuları varken niye pozisyon bulamıyorum diye.
bu maçta bir paragrafta lincoln için açılır. takımın en iyisiydi. attığı çalımlarla ve verdiği paslarla bugün taktığı kaptan pazubandını hakederek taşıdı. kendisini daha önce çok eleştirmiştim, bu maçla birlikte o eleştirilerimi çtır çatır yiyorum(daha önce yazdığım bir entryde öyle yazmıştım çünkü). bu arada son günlerdeki şık hareket tarışmasına gelinc asıl şov hareketi ikinci yarıda sol taç çizgisinin orda yaptığı hareketti. gerçekten o hareketinden zevk aldım.
servet cetin çizgiden çıkardığı topla galibiyette önemli pay sahibidir.kalecimizin boy dezavantajıda gözlerden kacmamıştır.yüksek toplar ve defansın kendisine gönderdiği geri pasları rakibe göndermesi ile epey yusuflattı bizi.ama allah için reflexleri 10 numara adamın.
ligde kazandığı maçlarda bile düdük gibi futbol sergileyen galatasarayın, avrupada kaybettiği maçlarda bile gayet iyi mücadele ortaya koyduğu bu senenin maçlarından birisidir. puan 9 olmuştur, lakin grup 1.liği tehlikededir m.kahrkiv'in de olympiakos'u yenmesiyle...
bu metalist de ne bela takımmış arkadaş! uefa'da elenmemize yol açan takım çok boş değilmiş demek ki! (bkz: züğürt tesellisi)
kadıköy'e doğru giden yolda ilk virajın şiir gibi alındığı maç.
morgan de sanctis takım savunması doğru yapıldığı zaman ne kadar önemli bir kaleci olduğunu gösterdi bu maçta. kendisine iş düşen dakikalarda muhteşem kurtarışlar yaptı. bir kez daha söylüyorum bu adam galatasaray için büyük bir şanstır. kesinlikle uzun bir anlaşma yapılmalı kendisiyle.
fernando meira hacettepe maçının bir istisna olduğunu gösterdi. işini yaptı, fanteziye kaçmadı.
servet çetin basit oynadığında dünyanın en iyi defans oyuncularından biri. ama dediğim gibi basit oynamalı yani aynen bugünkü gibi. muhteşem oynadı. yüzde yüz bir golü de son anda önledi.
hakan kadir balta bu takım için ne kadar mühim olduğunu gösterdi. umarım bir daha sakatlanmaz. özellikle defansta çok iyi işler yaptı. ters kademelerde harikaydı.
sabri sarıoğlu hacettepe maçına güvenip önüne gelene vurdu. ama dağı taşı dövdü. kısacası yine olmadı.
harry kewell ve arda turan idare ettiler. golden sonra biraz hareketlenir gibi oldular ama son zamanlardaki düşüşleri endişe verici. yorgunluktur diyip geçelim şimdilik.
cassio de souza soares lincoln. terbiyesizlikleriyle yine mest etti. hatta hacettepe maçından daha da terbiyesizdi. çok ayıp çok. kaptanlık yakıştı bu oyuna. helal olsun bu yollar kendisine.
mehmet topal bu takımın olmazsa olmazı. andrey voronin'i deli etti. orta sahada basmadık yer bırakmadı. harikaydı.
barış özbek için ise tek söylenecek şey var. man of the match. muhteşemdi. özlemişiz kendisinin bu deli fişek oyununu. bir daha yalnız bırakmasın bu takımı.
milan baros bu takımda çok önemli işler yapıyor. yine çok boğuştu. penaltıdan da olsa golünü yazdı. aynen devam.
emre güngör kısa zamanda işini yaptı. iyi ki dönmüş denilenlerden.
ve işin tek kötü tarafı. maalesef shabani nonda kafasında bu takımı bitirmiş. kendisini çok seven biri olarak bu duruma çok üzüldüm. umarım toparlanır.
ve michael skibbe. şimdi ben anlamıyorum. yerel ligde deplasman fakiri olan bir takım avrupa arenasında yaptığı deplasman maçlarında esiyor. ve tüm bu maçların teknik direktörü bu adam. kalli gazı mı bilmiyorum. ama biraz daha beklemek lazım. bakalım bu takım tam kadro olunca neler yapacak?
gruplar zordur ve galatasaray eleme maçlarında her zaman daha iyidir. şimdi zor taraf bitti ve asıl uzmanlık alanımızdayız. şu dakikadan sonra bu takım herşeyi yapabilir. bazılarının uykusu daha çok kaçacak gibi.
terbiyesiz ve saygısız! cassio lincoln' ün herta berlin' in önce ilk onbiriyle daha sonra oyuna giren oyuncularla toplam ilk ondördüyle, teknik direktörüyle, herta' lı taraftarlarla ve berlin belediye meclis üyeleriyle dalga geçtiği maç. kınıyoruz buradan kendisini!!!
galatasaray'ın hertha berlin'i deplasmanda yenerek bir üst tura çıktığı karşılaşma.
benfica, olympiacos, hertha berlin ve metalist kharkiv'in olduğu grupta 4 karşılaşmada 3 galibiyet, 1 mağlubiyet almış; benfica'yı ve hertha berlin'i deplasmanda yenmiş ve metalist kharkiv karşısında daha iyi oynamasına rağmen bireysel bir hatadan dolayı kaybetmiş, kalesinde sadece 1 gol görmüş bu takım. sen bunları görme, kalk silik futboldan, işin zorluğundan, son 15 dakikada mağlup takımın baskısından bahset... bunun adı galatasaray'a karşı olan fanatikliktir, başka bir şey değil.
türk futbolunda galatasaray'ın bir ilke daha imza atıp uefa gruplarında ilk kez bir türk takımının bu kadar puan topladığından falan bahsedelim. özellikle ilk yarıda yapılan paslaşmaları, şık hareketleri, tribünleri dolduran 45 bini aşkın gurbetçimizi konuşalım...
galatasarayımız uefa gruplarında maçlarını tamamlayıp yoluna devam etmektedir. begenmediği uefa kupasına katılmak için kiev deplasmanında galibiyete ihtiyacı olan diğer temsilcimiz fenerbahce'ye de başarılar dileriz....
lincoln ve arda'nın golden önce ve sonraki dakikalarda rakip defans oyuncularını yerin dibine sokup sokup çıkarttığı karşılaşma. hele lincoln'un kanattan giderken attığı bir çalım var. topu geri çeker gibi yapıp tık diye önüne attığı çok hoşuma gitti. defans oyuncusu ee başlarım böyle işe oynamıyorum ben tadında uzaklaştı. bir ara da ayağını mayağı bıraktı sadece topuğu kullanarak oynuyordu. arda zaten 3-4 kişini arasına dalıp öteki taraftan aynen çıkıyor manyak.
maç sonunda, ayıptır diyerek berlin teknik ekibinin lincoln ve arda'nın üzerine yürümesini, alman yorumcuların ben olsam sakatlardım bu terbiyesizleri şeklindeki açıklamalarını bekledim ama sanırım bir durum yok. herşey sakin gibi.
galatasaray'ın ilk yarı rakip takıma top göstermediği, ikinci yarı akıllı bir oyun ve haklı bir penaltı ile önemli bir 3 puan kazandığı maç olmuştur. uefa kupasını küçümseyen fenevlilerin şimdi herta berlin'in penaltı hesaplarını tutmaları ayrıca komik olmuştur.
Galatasaray'ın özellikle ilk yarıdaki çok iyi oyunuyla, hakederek kazandığı karşılaşma. *
edit: Lincoln'ün ilk yarıda sektirerek attığı şutlarla, sadece 9 kişi değil, 11 kişide rakip takımı maymun edişini gördüğümüz maç.
galatasaray'ın ilk yarı boyunca rakibe basarak, sürekli top yaparak ve deplasmanda bir alman ekibine karşı oynanması gerektiği gibi oynayarak silik futbol anlayışının nasıl olması gerektiğini gösterdiği maç. hakemin de etkisi oldu skorda, ona da eyvallah... lakin metalist'te bu bal varken galatasarayımızın grubu lider bitirmesi zor gibi görünüyor.
içimizdeki nazi'lerin sindiremediği maçtır aynı zamanda. silik futbol anlayışını fenerbahçe'nin highbury'de bize göstermesinden sonra avrupa'da nasıl futbol oynanır herkesin gördüğü maçtır.
galatasaray'ın gruptan çıktığı maç. bir fenerli olarak galatasaraylıları kutlarım. şimdi galatasaraylılar gruptan lider olarak çıkmak için benfica'nın metalist kharkiv'den puan çalmasını beklemek zorundalar. çünkü galatasaray 9 puanla grubu bitirdi, metalist ise 3 maçta 7 puana sahip.
zannedersem süleyman abay'ın yönettiği maçtır.
galatasaray için nimet bir hakem tarafından yönetilmiş ve hertha berlin'in çok net iki penaltısı verilmediği gibi galatasaray'a çalınan penaltı da doğru değildir. hiç değilse ülke puanı açısından bir şeye yaramıştır hakemin taraflı yönetimi. tabi gerçekçi olmak lazım. bu silik futbol anlayışı ile galatasaray'ı bundan sonraki turda diğer grubun 3.sü bile avlar.
