--spoiler--
bilet fiyatları1.Kategori: 75,00 YTL
ön bilgi- Avantajlı bilet fiyatı 75,00 YTL'dir. Daha sonra bilet fiyatı yükselecektir.
etkinlik hakkında bilgiDünyanın en başarılı bayan vokallerinden, izlandalı sanatçı BJÖRK, son albümü Volta'nın Dünya Turnesi kapsamında 3 Ağustos'ta istanbul'da!
--spoiler--
maalesef 75 ytl lik fiyatlar 90 ytl ye yukselmiştir. adamlar soylemişlerdi halbuki yukseltecegiz diye.
ne olursa olsun para denklestirilip gidilecektir tabii. zaman zaman bogaza dogru yonelip dusuncelere dalınacak, zaman zaman sahneye dogru yol alıp bjork un essiz guzelligi ve muhtesem sesinin birlikteligi izlenecek.
o degil de bjork abla, declare independence sarkısını kime ithaf edecek cok merak ediyorum dogrusu. olay falan cıkmasın da bos yere.
edit: ve sanırsam bunyem icin yalan olmus konser *. fazla bahsetmezseniz konserden ziyadesiyle memnun edersiniz beni. *
01. intro
02. earth intruders
03. hunter
04. pagan poetry
05. anchor song
06. the pleasure is all mine
07. who is it
08. jóga
09. desired constellation
10. army of me
11. innocence
12. vökuró
13. wanderlust
14. hyperballad
15. pluto
iki kelime ile özetlemek gerekirse, oldukça güzeldi.
Konser Yaklaşık 1,5 saat civarında sürdü. Daha fazla sürmesini bekliyorduk açıkçası. Sahne şovları açısından başarılıydı, keza lazer gösterileri de görülmeye değerdi.
Siyasi bir mesaj verir mi, vermez mi diye tereddütte olunan, konserin son şarkısı Declare Independence ise normal ve gayet hareketli-coşturucu bir biçimde geçti. Ayrıca bir diğer dikkatimi çeken nokta Björk'ün neredeyse hiç konuşmadığı. Sadece söylediği her şarkı sonrası "Merci." dedi ve sondan bir önceki şarkıya başlamadan da grubunu tanıttı. *Klavyeci ahmet, Synthesizer mehmet, perküsyonist ali gibi...
Konser alanında değerli dostlarım Chaotic Good ve Peevish'e rastlamam da benim açımdan çok ama çok güzel bir rastlantı oldu. kısa ama güzel Björk konseri, onlarla daha zevkli ve daha tatlı geçti.
björk'ün daha ilk şarkıda avcunun içinden bir anda 5-6 metrelik birsürü bembeyaz ipler çıkararak doğa üstülüğünü istanbulda kanıtladığı, 1 buçuk saatlik şahane bir dinleti ve seyirliktir efendim.
her sessizlik anında dalga dalga yayılan çığlıklar ve alkışlar, björk'ün hoplayıp zıplayıp eller kollar bir tarafta dansedişi, army of me'yi sevgilinin omzunda sesim yırtılır gibi söylemem, tam 15 tane üflemeci!, onların ayrı ayrı sevimlilikleri, son şarkı declare independence da bütün kuruçeşme'nin kendini kaybetmesi, neyse işte. hepsi.
ruhsuz ya da izlediğini anlayamayan bir seyirciyle vukuu bulmuş björk şeysi. neysi konseri diyeceğim ama konser gibi de değil sanki ileri teknoloji ürünü bir filmdi. biz düz kumaşa bakıyorduk ama her şey 3 boyutluydu.
björk seyirciye bir iki pas attı, sanki pas değil hakaret yemişcesine kudurdu izleyici. ulan sağ sol yapın diyor kadın resmen sen hala elleri havaya itiyorsun. bir de uzun uzun durdum aralara kadar ilerledim. bir sürü insan anlamsız bir şekilde tepki gösterdi. senin boyun 1.22 m olacak, ben uzunum diye küfür yiyeceğim? yok yeaa! ulan gelmişsin göbeğe kadar sahnenin ışıklarını görüyorum diye şüredeceğine, "björk ü göremedik valla!" diye omuzlarımıza çıkmaya çalış.
bir de "ayakta bilet" ne demek cağnım insan güruhu. elbet biletixden almışsın 90 ytl verip, değil björk ü görmek, kukusunu götüsünü görsen kesmez seni. ama benim günahım ne kardeşim? boyum uzun var mı lan? deve gibiyim anasını satayım. sırf arkamdakiler izlesin diye bacaklarım uyuştu s.kime t.aşşağıma onlarca yumruk yedim öndeki hıperaktif görünümlü koala çocuklardan. o uzun saçlı kız bu gece rüyamda o geriye doğru salladığın kollarından ahtapot salatası yapacağım. pislik seni.
gecenin süprizi ise elbetteki björk'ün cart diye sahneye çıkmasıydı. insan da biraz sanatçı kaprisi olur. 9 dedi fırladı sahneye manyak. daha "merhebe" demeden şarkıya girdi. bekliyorum ki şarkı arasında "istanbul fucuk you" filan desin, "tiksiniyorum lan sizden, parası iyi olmasa bu iş yapılmaz." desin. ama yok söyledi söyledi şarkıları arada bir mersi dedi, hangi organizatör hangi çalışan "türkiye de teşekkür ederim yerine mersi de denir." demişse artık. bir yabancı gelsin bana merci desin, ne mercisi manyak karı diye olay çıkartırım.
entrymizi sosyal içerik ile bitirelim o zaman; her merciyi ergenekon sanmayın. yoksa kanser olursunuz.
makyajlar güzeldi, kostümler iyiydi, sahne şovu kaliteliydi, björk'ün sesi muhteşemdi; fakat 10 yıldır türkiye'ye gelmeyen björk için, 4 ay öncesinde alınan biletin, 4 saati kuyrukta olmak üzere 6 saat 15 dakika beklemenin ardından; 1 saat 15 dakika süren, insanın dişinin kovuğuna gitmeyen bir konserdi. konserin sonunda declare independence'ı olaysız bir şekilde söylemesi, gidenleri sevindiren az şeyden biriydi.
arka arkaya 2 kez olmak üzere 3 kez çalınan iğrenç ötesi, kulak tırmalayan çin halk müziği* gibisinden berbat bir parça ile bekledi seyirciler.
sevgili björk'ün 15 dakika sahneye geç çıkması ile hemen earth intruders ile başladı konser. fakat biz en önlerdeki seyircilerin kolayca görebileceği gibi, björk çok keyifsizdi. sahneye ilk çıktığında o kadar ruhsuzdu ki, kimse ilk birkaç şarkıdan birşey anlamadı. 4-5 şarkıdan sonra keyfi yerine gelmeye başladı björk'ün; fakat yine dikkat edenlerin kolayca farkedilebileceği gibi seyirciyi pek de tınladığı söylenemezdi. konser yaklaşık 10 şarkı ile sanki ce-ee der gibi başladı ve bitti. konser bittiğinde yine o aynı berbat halk müziği ile s.ktir çekti adeta seyircilere. çıkışta "ee bu muydu yani?" cümlesi herkesin ağzından sıkça duyuluyoru.
konser boyunca, 1-2 kez thank you demek dışında merci diyip durdu björk. ** bunun dışında sahnedeki müzisyenleri tanıtmak ve biz uyumaya gidiyoruz gibisinden bir laf etmekten başka bir konuşma yapmadı. *
(bkz: ayıp ettin be kraliçem)
ne who is it, ne oceania, ne all is full of love... hiçbirini söylemedi. bunlar bir yana, asıl garip olan; turnenin ismi volta tour olmasına ve reklamlarda bangır bangır göstermelerine rağmen innocence'i de söylemedi.
her ne kadar beklenileni vermese de, gidilmesi icap eden bir konserdi. gittiğime pişman değilim; ama yine olsa yine gider miyim, işte ona emin değilim...
konser gercekten harikaydı sahne şovu olsun kadının sesi olsun ama gercekten de kadının isteksiz olması biraz moral bozdu ayrıca bi insan neden hiç konusmaz diye sorarken yanımızdaki salak avustralyalı kadın daha önce 3 kez izlediğini hiç birinde konusmadığını söledi.ayrıca bu kadın öndeki galatasaray liseli grup ile olay cıkarttı ben ise o sırada galatasaray liseli kişiliklerin o akıcı inglizcelerini duyunca sadece ksıkanclıktan ölmeye karar vermiştim.neyse konsere gelelim (bkz: army of me)gercek anlamda seyirciyi costuran ilk parcaydı, (bkz: hyperballad), (bkz: pluto)ve son kısmına filistin i eklediği (bkz: declare independence) ile kendini kaybetti seyirci gercektende.son sarkıdan önce ise we gonna sing one more lullaby before you go to bed demesi ise onu alıp evimin kadını yapma isteğimi deprestirdi.*
ne olursa olsun 1 bucuk saatlik görsel ve müzikal bi sölendi.harikaydı.merci björk merci.
björk'ün sahnede deli sikmiş gibi garip garip hareketler yaptığı, seyircinin de konserin ortasından itibaren uyuduğu organizasyon.. björk'ün sesi güzeldir, bir şey demiyorum ama 18 şarkı üst üste björk sesi dinlemek tecavüz gibiymiş resmen, kulaklarım acıdı..
baştan söylemek gerekirse çok çok fazla björk'e sevgi besleyen biri değilimdir. sesini ve söyleyiş biçimini severim o kadar.* bu nedenlerden de olabilir günler geçtikten sonra 'iyi ki gitmişim' diyebildiğim konser oldu bu. kısaydı ve çok fazla tadı hissedilmeyen bir şeydi evet ama pagan poetry ve army of me'yi canlı bir şekilde görmek beni sevindirdi.
diğer bazı aklımda bıraktıkları; zorlama bir şekilde türk filmlerindeki misal 'dans' eden sevgililer, pek uzun boylu önde ortalarda dikilmekte olan ve dolayısıyla kafasına bir şey atmak istenen ekose gömlekli bir amca, çınçınıçın müzikler, fazla kalabalık olmayan bir alan.*
sol frame'de yıl sonra görüp yine mi geliyor dedirten konser. hatırladığım kadarını yazma hissi uyandırdı. bir ağustos akşamı kuruçeşme arena'nın mükemmel konumunda hoş vakit geçirten, kısa ve öz sahne şovuyla ılık ve dokunan konserdi. konserde rastlanan arkadaşlarla beşiktaşa kadar yürüme fikriyse konser kadar akılda kalabildi.
