3 5 nöbeti

    36.
  1. Bu soğukta.
    Allah sizi başımızdan eksik etmesin.
    Er yiğitler..
    9 ...
  2. 32.
  3. Aslan parçalarının nöbetidir.
    Candır, kardeştir.
    7 ...
  4. 33.
  5. Bunun diğer bir versiyonu 4-6 dır. Nöbetten geldiğiniz gibe yemekhaneye dalınır ve miss gibi kahvaltıya gömülünür.
    7 ...
  6. 42.
  7. Er ve erbaşın az olduğu zaman ve mekânlarda 3-6 nöbeti vardır. Tam takım 10-15 kilo sırtınızda olur. 2 saâtte koymaz da son bir saât geçmek bilmez. Omurlar tren yaparlar.

    Yeri geldi, askerlik anısı anlatmasam olmaz:

    Gayet de bedelli yapabilecekken "bize yakışmaz" deyip 345. ksd olarak askere gittim. O kadar az adam var ki 24 kişilik koğuşta 17 kişi yatıyoruz. Neyse, usta birliklerine dağıldık. Bana da memleketimin saklı güzelliklerinden yığılca düştü. Ama Gölköy'de bir kazık yedik hepimiz, rütbeler verilmedi. Bildiğiniz düz er ve ksd... Uzun dönemlerle çıkacak olayları tahmin edebilirsiniz.

    Tek ksd'yim orada ki askerliğini yapanlar tertibin ne kadar önemli olduğunu bilirler. Neyse, kaşarlandık falan. Santralci arkadaş tezkereci. Yerine geçecek adam da olmayınca, geç sadaeke. Eywallah, 8-8 arası 12 saât santraldeyim ama o hep 7,5'ta başlıyor, sonu da hiç 8'de olmuyor.

    Çok bunalıyorum. Şeker bayramı'nda evci çıkacağım. Her şey ayarlandı. Arefe günü de nöbetleri yazdım, bölük komutanının önüne koydum. "Komutanım, ben yarın evciyim. Arkadaşlar bütün bayramı burada geçirecekler. Emrederseniz 3-6'yı kendime yazdım" e komutan kısmının da hoşuna gidiyor böyle diğerkâm davranışlar. Neyse, geçtim santrale, 8 olmasını bekliyorum. Ha, ramazan olduğu için de akşam yemeği 8'de çıkıyor.

    8'de yemeğe indim, gazinoya girdim ki bir de ne görsem beğenirsiniz? Benim gececi omuzunda silah, arkasında nöbetçi rütbeli ile olaya gidiyor. Rütbelinin yanına gittim, "komutanım emrederseniz Ramazan'dan başkası gitsin; üç gündür çıkamıyorum santralden" ve ciddi ciddi de çıkamıyordum. Günde 5-6 saât uykuyla duruyorum son bir haftadır.

    Ulan o yavşak iki pırpır uzman jandarma beni bir azarlar..! Ben de elimdeki yemeği yere fırlattım, bağıra bağıra söverek gidiyorum. Bu yavşak uzman tutanak tutmuş, "yemeği bana attı, fiziksel saldırı" diye. 15 dakika geçti, bölük komutanı geldi. Sanki iki saât önce, hiç öyle bir derdi yokken kendisine 3-6 nöbeti yazan ben değilmişim gibi bir de o fırça kaydı.

    Neyse, oturdum kös kös ramazan gelse de çıksam diye bekliyorum. Ramazan 10 gibi geldi. Kalktım, koğuşa gittim. Üstümü çıkartırken Ramo geldi: bölük komutanı çağırıyor.

    Yaka bağır açık, kemer açık yanına gittim. Bana bu kazığı attı ya, yavşak uzman'a uyup, bu da benim protestom. "Sada, büyük olay çıkmış** dombili astsubay aileleri getiriyor. Sen de aşağıda dur. Hem askerlerle sivil çok yüz göz olmasın hem de vatandaşın ağzından lâf almaya bak.

    Üstümü toparlayıp aşağı indim. Aşağıda yirmiye yakın sivil var. Dombili astsubay tek tek ifadelerini alıyor. Şoför Oğuzhan da bana olayı anlatıyor. Makara kukara işte...

    O arada ramo'nun jemus'u açacağı tutmuş. O zaten kullanmayı bilmiyor diye de ne şifresinin değiştiğini post-it'e yazmamışım. Kilitlendi mi jemus. Alay'ı aradım. Çıktı bir tertip: tertip, bana acilen yeni şifre; olay var, vukuat raporu çekeceğim.

    Saâtler geçiyor. Ben durup durup alay'ı arıyor, şifreyi soruyorum. Arada kapıya çıkıp o dönem günde üç pakete çıkarttığım sigaralardan bir dal içiyorum. Arada vatandaşla sohbet...

    Saât 1 gibiydi, alay'dan yeni şifre geldi. Oh dedim, yırttık. Ama aşağıda hâlâ tam gaz ifadelerin alınması sürüyor.

    Saât 2:40 falandı, dombili astsubay geldi. Ramo'yu koltuktan kaldırdı: Haydi Sadaeke adamım, çekelim vukuat raporunu. Normâlde bunu kendileri yazan astsubaylar, benim klavyemin hızlı olduğunu fark ettiklerinden beri klavyeye dokunmuyorlardı bile, oturdum. Başladım yazmaya. Şöyleyken böyleyken... Ulan 20 kişinin ifadesi, havaya sıkılan kurşun, olaylar olaylar...

    Yazma işlemi saât 3:30 sularında bitti. Dombili astsubay "gönder gitsin alay'a" dedi ve gecenin karanlığında ormanda boş mermi kovanı aramaya gitti önceki sabah 5'te kalkmış Oğuzhan'la. Ben de jemus'a attım, bekliyorum ki gitsin ama jemus kağnı hızında, rapor da Manas Destanı kıvamında olunca o da yarım saât sürdü.

    Etti mi size sabahın dördü! Gittim çakma john Wayne astsubay'a, silahlığın anahtarını aldım. Sallana sallana indim, silahımı aldım. Geçtim nizamiyeye. 4 saâttir kök salan, tüm rütbeliler de olay yüzünden vızır vızır ortalıkta olduğundan kulübeye girip ense yapamamış, ömrümde tanıdığım en lüzumsuz insan Mustafa'dan ses geldi: ağaç oldum. "Lan yavşak, benim nizamiye nöbetim mi var da geçiyorum" diye ağzının payını verdim.

    Bir saât sonra Oğuzhan geldi. Gecenin zifirinde tabiî ki bulunamamış kovan. 24 saâttir ayakta, Çocuğun gözünden uyku akıyor. Dombili astsubay'ın halt etmesi tabiî.

    Saât altıda 6-9 nöbetçisi geldi. Silahımı bıraktım yerine. Anahtarı çakma John Wayne astsubay'a götürdüm: komutanım ben 24 saâttir ayaktayım, Oğuzhan da yarım saât önce yatabildi. Biz istirahâtli mi sayılıyoruz? Aslında benim umurumda değil kendi istirahâtim çünkü zaten evciyim. Ama bölüğün tek şoförü Oğuzhan dinlensin istiyorum. Çakma John Wayne astsubay'dan el-cevab: ne istirahâti ya, bugün bayram. "Emrederseniz" dedim ama içimden nasıl sövüyorum...

    Çıktım, doğruca helâya gittim. Traşımı oldum. Ve aylar sonra ilk kez kahvaltıya indim.

    Not: santralci olduğum için 7:30'da kalkıp traş olup makâmıma geçiyor, millet içtimadayken de mutfakta ekmek arası helva hazırlayıp yiyordum.
    5 ...
  8. 19.
  9. Nefret edilen nöbet. Şimdi su içmeye uyandım da aklıma geldi.
    5 ...
  10. 27.
  11. günün sizin için 2.30da başlamasına sebep olan nöbettir. zira nöbet bitimi sonrası koğuşlara geldiğinizde zaten kalk zili çalmıştır ve tüm alay uyanmıştır. siz de yeni uyananlarla birlikte günü başlatmış olursunuz.
    5 ...
  12. 35.
  13. Bedelli yap diye çağıran başlık.
    4 ...
  14. 12.
  15. Koca bir geceyi uykusuz geçirip akabinde gun icerisinde yapilan egitimi yorgunluktan dolayi kavrayamamanin sonucunda bir metre karin icinde bir km yolu ceza olarak koşmama sebep olan nobettir. Allah belanizi versin diyorum.
    4 ...
  16. 29.
  17. Lefkoşa'daki en sıkıntılı nöbet saati günün en sıcak vaktinde güneş altında geçirilen iki saat. Bildiğin radyasyona maruz kalıyorsun.
    5 ...
  18. 10.
© 2025 uludağ sözlük