Sevgili hükümetimiz açılımlara devam ediyor, olacağı buydu pkk'ya ve onlara, hayırlı olsun...
Tarih bilgisi ise bize çok mükemmel bir ders veriyor ;
Yavuz Sultan Selim'in 28 Ağustos 1516 da Ridaniye seferine giderken susuzluk çeken halkı görünce askere emir verir ve tam 12 musluklu büyük bir hayrat olarak Muş'ta bir çeşme yaptırır. Sultan Selim giderken yaptırdığı çeşmeyi dönüşte suyu kesilmiş ve harap vaziyette bulunca ; tekrar eskisi gibi inşaa eder ve üzerine de aşağıdaki mısraları,bizzat kendisi kaleme aldırarak yazdırır.
anlam verilemeyen olay.
pkk bir terör örgütüdür. terör örgütüne mensup kişiler teröristtir, barış elçisi olamaz.
yakılan köylerin, alınan canların hesabı daha henüz sorulmamışken bu gelen teröristler neyin elçiliğini yapıyor?
vatanın bütünlüğü için teröristleri yok etmeye and içmiş mehmetçikler onlarla nasıl aynı kefeye konuyor?
kimin kahraman olduğu unutturulmaya çalışılıyor. üstelik bunu bu ülkenin başbakanı göz göre göre yapıyor. ve biz nasıl bir uykudayız ki hala bunu görmüyoruz??
bunların barış grubu olarak anılması bir facia.
bunların kahraman gibi karşılanması bir facia.
bunların insan yerine konması bir facia.
serbest bırakılmalarına ise diyecek sözüm yok. lanet olsun!
haftasonu için gittiğim safranbolu'dan marmaris'e dönerken, otobüsün televizyonundan gördüm haberi.. daha iki gün önce nefes filminde kendimden geçercesine, her sahnesinde ağlamıştık sevgilimle... güneydoğuda görev yapan okul arkadaşlarımı düşünerek. ben biraz daha şanslıydım onlara göre. ama onlar ordalar hala. kardeşlerim sadece geride kalanlar için savaşıyorlar. şehit olan kardeşlerimizin kanları için. yıllarca beraber okuyup birlikte savaşıp aynı çatışmada şehit olan silah arkadaşının katilinin leşini delik deşik etmek için... zaten bu kutsal amaç dışında onlara güç veren başka bir şey yok. bok yoluna orda görev yapıyor evlatlarımız ve maalesef bok yoluna hayatlarını veriyorlar... tabi ki önceden böyle düşünmüyordum ama olan olaylar insanın aklına bazı sorular getiriyor... ne için, kim için o kadar şehit verdik. verdikte ne oldu, ne değişti, bak işte istedikleri teker teker veriliyor hem de fazlasıyla...
ülkenin büyük bir kısmı bu yönde düşünüyor ama milli birliğimiz ortadan kaldırıldığı için tek yürek olamıyoruz. çünkü ülke için iyi şeyler yapmak isteyen herkes damgalanmış durumda. milliyetçilere güven olmaz çünkü onlar kafatasçı, faşist. solculara hiç güven olmaz çünkü onlar bölücü, devrimci... işte geriye de akp gibi cumhuriyet tarihinin en hain hükümeti kalıyor geriye... mustafa kemal gibi bir liderin arkasından böyle bir adamın bizi yönetmesi çok üzücü... fatihlerden kanunilerden yavuzlardan sonra çöküş dönemindeki basiretsiz padişahların başa geçmesi gibi... nerden nereye...
hiç mi görmedi kimse sınırdan geçen köpekleri karşılamaya gelen apo bayraklı domuzları, hiç mi görmediniz onlara el sallayan teslim olmuş militanları. hani barış için geliyorlardı? resmen zaferlerini kutluyorlar dalga geçercesine... eminim aralarında konuşuyorlardır. o kadar hainlik yaptık, üstüne çiçeklerle karşılandık diye.. ben yıllardır ülkem için çalışıyorum bir defa bile çiçeklerle karşılanmadım. kimse karşılanmadı. ama onlar masum dimi, ne yapsalar suç. dağa çıksalar suç inseler suç... s.iktir...
tarihimizin en planlı bölücülük hareketini yaşıyoruz. ve buna alkış tutanlarımız bile var ki onların kanından şüphe ediyorum... ama tüm dünyanın tarih denen şeyden haberi yok... polyannacılıık yapmıyorum emin olun. malat öncesinden beri öğrenemediniz mi hala türklüğün ne demek olduğunu? bizim gücümüzün farkına hala mı varamadınız? kim olduğumuzu öğrenemediniz mi hala? bikaç örnek vereyim hemen hatırlatmak baabında...
bizi tanımak istiyorsanız gidin çin seddine bakın ve sorun ordakilere kimden bu kadar korktunuz? diye...
gidin roma imparatorluğuna sorun sizi kim sildi tarihten diye. hazır geçmişken bizansa da uğrayın ve görün akıbetlerini...
sonra avrupayı dolaşın tek tek anlatsınlar bizi size...
yokedemezsiniz olum bizi anlayamadınız mı hala... yurdumun üstündeki son ocak sönmeden o bayrak inmez... şöyle bir silkindiğimizde neler olduğunu ingilizlere, italyanlara, fransızlara, yunanlara sorun... daha çok yeni, acıları tazedir hala...
savaş baltalarımızı gömdük ama yerlerini unutmadık...
+ sen ?
- ben mi?
+ evet sen. neden çıktın dağa?
- odun toplamaya çıktım.
+ peki sen ?
- mantar toplamaya çıktım.
+ peki sen ?
- pikniğe gittiydik.
+ peki sen ?
- görümcem gidince ben de toplayım dedim.
+ peki sen ?
- dağ hali belli omaz, göz kulak olayım dedim.
+ hımm... dağılın şimdi serbestsiniz...ben kime diyorum. ovaya koşun lan, dağa değil!!
- ehemmm şeeey...alışkanlık işte hörmetli savcım.
yılmaz özdil'in bir yazısında da yorumlanan serbest bırakılmadır.
--spoiler--
PKKlıların memlekete gelişi, tüm yurtta, dış temsilciliklerimizde ve KKTCde törenlerle kutlandı.
Terörist olmadıkları, olsa olsa terörişko oldukları açıklanan PKKlılar, sınır kapısına serilen kırmızı halı üzerinde, protokol tarafından, çiçeklerle karşılandı.
Yetkililerin, gözyaşlarıyla birbirlerine sarılarak, çak yaptıkları görüldü. Giriş işlemlerini önceden hazırlamayarak, 4 saniye beklemelerine sebep olan memur, görevden alındı, mağdur PKKlılardan özür dilendi, araya Ahmet Türk girdi, tatsızlığın büyümesini önledi, Ahmet Türk'e teşekkür plaketi verildi. Bando eşliğinde üstü açık arabaya bindirilen PKKlılar, resmi geçit kortejine katılarak, halkı selamlaya selamlaya Silopi'ye girdi. Temsili karakol baskınının gerçekleştirildiği törenlerde, temsili bir askerin, tahta tüfekle sağa sola ateş ediyormuş gibi yapması, coşkuya gölge düşürdü. Divan-ı harbe verilen askerin, akli dengesinin bozuk olduğu ortaya çıktı. 25 atletin imralı'dan getirilen toprağı PKK'lılara sunmasının ardından, güzergâh üzerindeki devlet dairelerine molotof atıla atıla, Vilayet Konağı'na geçildi. Makam aracını PKK'lılara tahsis ettiği için yürüye yürüye gelen Vali'nin kapıda karşılamaya gecikmesi, PKK'lıları tek başına karşılamak zorunda kalan ABD Elçisi tarafından skandal olarak nitelendirildi. Sinirlenen elçi, Bu memleketin sahibi yok mu kardeşim, her şeyi biz mi yapacağız; diye bağırdı, araya Emine Ayna girdi, tatsızlığın büyümesini önledi, ona da teşekkür plaketi verildi.
* * *
Karayoluyla Diyarbakır'a giden PKK heyeti, oradan, havayoluyla Ankara'ya geçti. Ancak, bu seyahat için, başbakanlığa yeni alınan 18 koltuklu DAP uçağının tahsis edilmesi, krize sebep oldu. PKK'lıların Sıkış tepiş olacağını bilseydik, gelmezdik diye yakınması üzerine, derhal 40 koltuklu Ana uçağı tahsis edildi. Bu bekleme sırasında VIP'te yürekleri ağızlara getiren bir sabotaj girişimi yaşandı ve Türk kahvesi ikram edildi... Irkçı muameleye maruz kaldıklarını söyleyen PKK'lılar, Kalkın, dönüyoruz Kandil'e dedi. Allah'tan Sırrı Sakık devreye girdi, Espresso olmadığında ben bile Türk kahvesi içiyorum diyerek, tatsızlığın büyümesini önledi. Faşist garson gözaltına alındı.
Sırrı Sakık'a da teşekkür plaketinin yanı sıra Beluga havyarı takdim edildi.
* * *
Başkent'e inen PKK'lılar, gündüzdü ama havayi fişeklerle karşılandı, deve kesildi, nazar değmesin diye alınlarına sürüldü, TOKi'nin hediyesi dubleks dairelerin anahtarları hediye edildi. Limuzinlerle TBMM'ye geçen PKK'lılar, önce, Meclis Lokantası'nda AB büyükelçileriyle basına kapalı yemek yedi, sonra, DTP grup toplantısına katıldı; Şeş TV'nin yanı sıra, Roj TV'den de naklen yayınlandı. Ayak altında dolaşmasınlar diye, CHP ve MHP grup toplantıları iptal edildi, Çok istiyorsanız gidin orada yapın denilerek, ilk meclis tahsis edildi.
* * *
PKK'lıların yarın istanbul'a geçmesi, Savarona'yla Boğaz turu atması, akşam da Çırağan Sarayında gazetecilerle yemek yeyip, topluca Reina'ya gitmeleri bekleniyor.
--spoiler--
arkadaşım söylediğinde şaka yapıyor diye kahkahalarla güldüğüm, biraz önce internetten gazeteleri okurken suratıma bir tokat gibi çarpan gerçek.
anlaşılması zor ülkeyiz vesselam. sen ülkenin bütün askeri sırlarını bilen, devletin en üst kademelerine gelmiş komutanları içeri al, profesörleri gecenin bir yarısı evinden topla, köşe yazarlarına davalar aç, yıllarca kan dökmüş örgüt elemanlarını çok basit bir suç işlemişler gibi salıver.
gerçi serbest bırakılan teröristler dtp'nin arabasına binip silopiye doğru yola çıkmışlar. adamları meclise almışız, serbest kalan adamlara mı şaşırıyorum bende?
bir şehit anasının gözünden bakın! yazık, çok yazık. ne suçu vardı 20 sinde vatani görevinde şehit olan askerin ne suçu vardı? ne suçu vardı mayına basarak şehit olan, gazi olan yarım kalan mehmetciğin??? bu mu sizin demokrasi anlayışınız?? bumu kardeşlik bumu barış???
neyin barışı, neyin barış elçisi hepsi ülkeyi bölmek için dağa çıkmış askerimize kurşun sıkmış belkide dikkat edin!!!! belki de askerimizi şehit etmiş kansız adi şerefsizlerdir. bunları barış elçisi olarak adlandıranlar vatan hainidir. alayı o.çocuğudur.
adnan menderesi vatan hainliği ile yargılayan zihniyet nerde? nerde o askerler nerde paşalar herkes çıkar derdinde yurdum insanı dışardan herşeyi izlemekte kurulan oyun sahnesi roller piyonlar türk halkı oturmuşuz izliyoruz,uyuyoruz.
araçları yaktılar sustuk
bombaladılar sustuk
kamu binalarını taşladılar kaldırımları söktüler sustuk devletin malına zarar verdiler sustuk
meydanlarda gösteri yaptılar terörist başının piçin posterini astılar yine sustuk
şehit verdik askerimizi polisimizi yine sustuk ulan annelerimizi ağlattılar ona da sustuk ne zamana kadar susacağız herkes konuşsun susmasın.
kansızların niyeti belli ülkeyi bölmek bizi sevmiyorlar biz niye onları seviyoruz niye??? neden bu hoşgörü???
biz ne biçim bir ülkeyiz ki taş atana gül veriyoruz? gül verme dönemi çoktan bitti osmanlı zamanındaydı o osmanlı!!! ne hale geldik hala susuyoruz.
akp ninde açılımdan kastını anlamış oluyoruz açılım kürt açılımı değil pkk açılımıdır.
ister iyi olsun ister kötü benim şehit anam bu şerefsizlerin sevinç çığlıklarına üzülecekse yeniden gözyaşlarına boğulup 'evladım... yavrum...' diyecekse sıçayım böyle açılımın böyle kardeşliğin böyle varışın içine...
Mehmetçik.. Türk, Kürt, Çerkez, Laz,Terekeme bu topraklar üzerinde doğmuş her yiğitin Türk askeri olması , zamanı gelince şanlı türk bayrağının altında vatanı savunmak , korunmak ..
Ya bu teroristler kürt ananın bu vatanın evladının da kanını dökmüştür. Diyarbakır'da da birçok şehit olan mehmetciğimiz olmuş , türk bayrağına sarılı naş'ı ellerde taşınmıştır .
Bu adamlar , kendılerıne sılah cekenı de dün alkışladılar şaşkınlık ıcındeyım ..
Serbest bırakılmaları zaten kesindi , bırakılmasa büyük bir kaos'un içine girilecekti , kımse elını taşın altına koyamadı ..
Benim korkum , adamlar siyasi hak talep ediyorlar. Onu da bu becereksız hukumetın kabul etmesınden endışelıyım ..
aaaa.. adamlar taa nerelerden kalkıp geldiler , barış elçılerımız
gelıp tarla ekicek değiller ya !!!