neden bu kadar şaşırıldı. belli birşeydi bu. nede olsa arkalarında hem abd hem akp var. bu pkk lılar gitti hapishaneler boş kalmasın diye de itü öğrencilerini içeri aldılar 15 aydan.
kanunlar yaptırımları ile kanundurlar, yaptırım ortadan kalktığında kanuna sadece eğitimi, namusu, terbiyesi tamam, iyi insanlar uyarlar. oysa kanunlar bunun için koyulmamıştır. anarşiyi pompalayan bu anlayış nereye kadar sürecektir? kanunsuzların ülkesi olma yolunda emin adımlarla ilerleyişimizi görmek, iç burkucu bir hal almıştır.
insan haklarına aykırıdır. her an suç işleme kapasitesi olan insanlarla aynı ortamda bulunmak, aynı şehirde yaşamak, aynı havayı solumak zorunda mıyım arkadaşım ben?
adalet bakanı sadullah ergin diyor ki 221. maddeden dolayı serbest bırakıldılar. bu karar hakim ve savcıların kararıdır karışmam doğru olmaz. peki bu 221. madde nedir?
TCK'NIN ETKiN PiŞMANLIĞI DÜZENLEYEN 221.MADDESi
MADDE 221
(1) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(3) Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(4) Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır.
(5) Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir.
bakın ne güzel açıklanmış 221. maddede. lakin şöyle bir sorun var bu adamlar pişman değil. kahraman gibi karşılandılar. mobil mahkemelerde ayağa gelen hakim ve savcılarla sohbet ettiler, pişman olmadıklarını -üstüne basarak söylüyorum pişman olmadıklarını- söylediler, örgütten kopmadıklarını belirtiler ve serbest bırakıldılar. şimdi lafım onları orda kahramanlar gibi karşılayan kürt kardeşlerime gelsin. 40000 şehidin hepsini asker mi sanıyorsunuz siz? bunun 20000 i asker, polis, öğretmen, korucu vb devlet memurları iken diğer 20000 i pkk tarafından zorla dağa çıkarılmak istenen ama dağa çıkmayan kürt kökenli insanlardır. ne garip değil mi? pkk siz onlara boyun eğmediniz diye ailenizi gasp etsin, sizde onları kahraman gibi karşılayın. devletimde bir tek üstün hizmet belgesi vermedi onlara. yazık çok yazık. ölene yazık, gazi olana yazık, benim maaşımdan kesip tsk ya aktardığınız paralara yazık. türk halkı olarak ne zaman gözlerimizle düşünmekten vazgeçeceğiz merak ediyorum.
düşünüyorum, düşünüyorum, düşünüyorum bulamıyorum. bu yapılanların, tavizlerin, hukuksuzluğun hiçbir mantıklı izahını bulamıyorum. 25 yıl bu ülkenin içine et, sayısız ocağa ateşi düşür, huzur bırakma sonra barış adına! ceza alma. alkışlarla, merasimle, devletin askeriyle, polisiyle yolun gözlenerek karşılan, sonra yine devletin savcısına sadece beş dakika ifade ver ve özgürlüğüne kavuş. bu kadar basit.
haberleri izlerken dedim babama. senin kafan çalışmıyormuş dedim. nasıl babasın sen dedim bir de üstüne. yıllarca sabahın köründen gecenin bir yarısına kadar çalıştın, bize sürekli onurdan şereften haysiyetten bahsettin, kanunsuz iş olmaz dedin, vatan mühimdir dedin, kolay ekmek kazanmak olmaz çalışacaksın dedin. sen bütün bunları yapmışken baba, bir gün birini vursan devletten torpilli olur musun dedim. mesela bu sene ödemiyorum vergimi diye kafa tutsan devlete canın sağolsun derler mi baba sana dedim. oysa çıkacaktın dağa, yeri geldiğinde askere sıkacaktın, kaçakçılık yapacaktın, uyuşturucu ticareti yapacaktın, kadın pazarlayacaktın, zulayı doldurunca inecektin şehre. o zaman asker, polis, vali merasimle karşılayacaktı seni dedim. sen oğlunu askere göndereceksin dimi baba? belki tabutu gelecek. dağa gönder dağa, gönder ki dönüşünde davul zurna çalınsın dedim. baktı öyle suratıma. yarın yine işe gidecek, yine vergisini ödeyecek, polis kırmızı ışıkta geçti diye kesecek cezayı, yine bana "kızım, devlete hizmet" diyecek.
ben de babamın kızı olmaya devam edeceğim. hani başbakan demişti ya, "her üniversite mezunu iş bulacak koşulu yok" diye. onu dinleyip "devlet mezun olduk bize işe ver" demeyeceğim. devlete hizmet edebilmek adına sınavdan sınava koşacağım.
ben ve benim gibiler böyle yapacak işte. çünkü biz malız. koskocaman bir sessiz mallar topluluğu.
böyle barışın içine de kuşlar etsin, yetmedi köpekler etsin, bu da az geldi ben edeyim, yine kesmedi cümle alem etsin.
evet açılım işe yaradı. artık küfür ediyorum. lügatım genişledi. bu da olumlu değil mi?
ahmet türk'ün tehditlerinin etkisiyle gerçekleşmiş eylemdir. yargı onları serbest bırakmak için elinden geleni yapmış, abdullah öcalan için sayın önder ifadesini kullananları ifadeyi geri almaları için ikna etmeye çalışmıştır. şimdi gaziler valilik binasına giremezken bu teröristler meclisi ziyaret edecek. ayrıca onları serbest bırakanların isimlerini çok merak etmekteyim.
(bkz: who let the dogs out)
herhangi bir çatışmaya katılmadıklarına göre serbest bırakılmalarında bir anormallik göremiyorum ben. hayır yani ''beni'' geç, t.c'nin yasaları bunu söylüyor. zaten gelenlere bakılırsa çatışmaya katılan tipi yok hiçbirinde. ha 3 yaşındaki çocuğun ya da 60 yaşındaki o dedenin çatıştığını iddiaa ediyorsanız bilemeyeceğim.
bu kişiler barış elçileridir. bittik öldük, hıyanet edildi diyene kadar barışın altına elinizi koyun. bunlara karşı çıkanları anlayamıyorum bu iş çözülmezse daha fazla asker ölecek. ateş düştüğü yeri yakıyor siz burda vatanım, kanım milliyetçiliği yaparken birileri orda ağlayacak.
türkiyemiz, başbakanımız ve ak parti hükümeti sayesinde barış dolu günlere adımı atmıştır dün itibariyle. artık bizi yeni bir türkiye yeni bir barış evresi bekliyor.
lan o zaman neden sözde ergenekon terör örgütü mensupları içeride.. kaldı ki adamların yaptığı tek bir silahlı eylem yok, bu köpeklerin olmasına rağmen..
devletin adeletine şaşırıp kalmamak elde değil. hatırlarsanız baklava çalan çoçuğa 8 yıl ceza verilmişti. Şimdi bu kansız köpeklere senin suçun yok diyorlar. Soruyorum adalete bunların illa ki bir askerimiz şehit etmesi mi gerekiyor? Yardım ve yataklık kapsamında suç işlemediler mi? Onlar ki jiple yuda dönen kendilerine sorulduğunda barış elçisiyiz denen ucuz basit insancıklar yarın göğüslerini gere gere biz PKK olarak dağa çıktık t.C Ordusunu böyle dize getirdik sonra da dalga geçer gibi teslim olduk. Ve bizi asmayı bırakın ceza bile veremediler demiyecekler mi?
haftasonu için gittiğim safranbolu'dan marmaris'e dönerken, otobüsün televizyonundan gördüm haberi.. daha iki gün önce nefes filminde kendimden geçercesine, her sahnesinde ağlamıştık sevgilimle... güneydoğuda görev yapan okul arkadaşlarımı düşünerek. ben biraz daha şanslıydım onlara göre. ama onlar ordalar hala. kardeşlerim sadece geride kalanlar için savaşıyorlar. şehit olan kardeşlerimizin kanları için. yıllarca beraber okuyup birlikte savaşıp aynı çatışmada şehit olan silah arkadaşının katilinin leşini delik deşik etmek için... zaten bu kutsal amaç dışında onlara güç veren başka bir şey yok. bok yoluna orda görev yapıyor evlatlarımız ve maalesef bok yoluna hayatlarını veriyorlar... tabi ki önceden böyle düşünmüyordum ama olan olaylar insanın aklına bazı sorular getiriyor... ne için, kim için o kadar şehit verdik. verdikte ne oldu, ne değişti, bak işte istedikleri teker teker veriliyor hem de fazlasıyla...
ülkenin büyük bir kısmı bu yönde düşünüyor ama milli birliğimiz ortadan kaldırıldığı için tek yürek olamıyoruz. çünkü ülke için iyi şeyler yapmak isteyen herkes damgalanmış durumda. milliyetçilere güven olmaz çünkü onlar kafatasçı, faşist. solculara hiç güven olmaz çünkü onlar bölücü, devrimci... işte geriye de akp gibi cumhuriyet tarihinin en hain hükümeti kalıyor geriye... mustafa kemal gibi bir liderin arkasından böyle bir adamın bizi yönetmesi çok üzücü... fatihlerden kanunilerden yavuzlardan sonra çöküş dönemindeki basiretsiz padişahların başa geçmesi gibi... nerden nereye...
hiç mi görmedi kimse sınırdan geçen köpekleri karşılamaya gelen apo bayraklı domuzları, hiç mi görmediniz onlara el sallayan teslim olmuş militanları. hani barış için geliyorlardı? resmen zaferlerini kutluyorlar dalga geçercesine... eminim aralarında konuşuyorlardır. o kadar hainlik yaptık, üstüne çiçeklerle karşılandık diye.. ben yıllardır ülkem için çalışıyorum bir defa bile çiçeklerle karşılanmadım. kimse karşılanmadı. ama onlar masum dimi, ne yapsalar suç. dağa çıksalar suç inseler suç... s.iktir...
tarihimizin en planlı bölücülük hareketini yaşıyoruz. ve buna alkış tutanlarımız bile var ki onların kanından şüphe ediyorum... ama tüm dünyanın tarih denen şeyden haberi yok... polyannacılıık yapmıyorum emin olun. malat öncesinden beri öğrenemediniz mi hala türklüğün ne demek olduğunu? bizim gücümüzün farkına hala mı varamadınız? kim olduğumuzu öğrenemediniz mi hala? bikaç örnek vereyim hemen hatırlatmak baabında...
bizi tanımak istiyorsanız gidin çin seddine bakın ve sorun ordakilere kimden bu kadar korktunuz? diye...
gidin roma imparatorluğuna sorun sizi kim sildi tarihten diye. hazır geçmişken bizansa da uğrayın ve görün akıbetlerini...
sonra avrupayı dolaşın tek tek anlatsınlar bizi size...
yokedemezsiniz olum bizi anlayamadınız mı hala... yurdumun üstündeki son ocak sönmeden o bayrak inmez... şöyle bir silkindiğimizde neler olduğunu ingilizlere, italyanlara, fransızlara, yunanlara sorun... daha çok yeni, acıları tazedir hala...
savaş baltalarımızı gömdük ama yerlerini unutmadık...
pkk'lılar teslim oldukları için serbest bırakılabileceğine göre, cem garipoğlu da kendisi teslim olduğuna göre pekala serbest bırakılabilir dedirten durum.
askere gitmeyi reddetmenin kapı gibi gerekçesi. sen bir taraftan pkk ile kaynatacaksın bir taraftan da dağa bayıra gencecik askerleri ölmeye göndereceksin. o asker de elde g3 kasabaya inerse ben de silah bırakıyorum derse ne diyeceksin? gel sana da açayım mı diyeceksin?
düşmana boyun eğmektir. pkk yıllarca neden dağda kaldı, neyi istedi yıllarca, neden onlara bölücü terör örgütü dendi? şu an yaşananlar o hainlere istediklerini vermekten başka bir şey değil. senin yönetim şeklinden rahatsızlık duyan, her fırsatta vatandaşlarını katleden, askerlerimize onca şeyi yaşatan bu insanlar ile neden barış sağlansın ki? savaş yanlısı olmasam da bu tarz durumları hazmedemiyorum. sen nasıl mücadele edemiyorsun, koskoca türkiye cumhuriyeti'nin geldiği nokta bu mudur.
göstericilere cam kırdı diye tekme tokat dalar bizdeki yönetim. gücü ancak güçsüze yeter.
ben mustafa kemal'in zorluklarla olan mücadelesine bir kez daha hayran kalıyorum. atatürk gibi biri gelmeyecek mi?
sacmaligin daniskasidir. biz ne guzel savasiyorduk pkk'yla , hem de son terorist olene dek savasacaktik...
Gerci son k.irak operasyonunun ardindan genelkurmay baskani "kandile kadar gidelim naralari atanlar herhalde oraya gitmeyi cocuk oyuncagi saniyorlar" demisti ama biz kararliydik aslinda; 30 senedir "son terorist olene dek" savastigimiz gibi devam edecektik vatani savunmaya...
boyle iyiydik biz, sehit analarina ayip olmasin, sehit yakinlarinin kurdugu dernekler uyesiz kalmasin, ahirette sehitlerimiz bizden hesap sormasin diye devam edecektik olmeye ve pkk'lilari oldurmeye...
dogudaki kan davalarini gorunce "kurtlerin geri kalmisligi iste" diyoruz ama, sehitlerimizin kani yerde kalmasin diye, bizler de hazirdik yere yeni kanlar dokmeye...
pkk 1999'dan beri bagimsizlik talebinden vazgectigini ve demokratik bir cumhuriyeti istedigini savunsa da, biz vatanimiz bolunmesin diye, kurtler de turkce isimli koylere kavusabilsin, turk dilini turk tarihini ogrenebilsin, her kurt koyunun karsisindaki tepelerden 'ne mutlu turkum diyene' yazilarini okuyabilsin diye, yani vatan, millet, bayrak ugruna savasiyorduk...
Ne gerek vardi boyle dolayli muzakereye, dagdan indirmeye, demokratik acilima falan. Kursaydiniz ya bir "sosyal milliyetci" koalisyon, pasa pasa idare ederdik biz...
bir şehit anasının gözünden bakın! yazık, çok yazık. ne suçu vardı 20 sinde vatani görevinde şehit olan askerin ne suçu vardı? ne suçu vardı mayına basarak şehit olan, gazi olan yarım kalan mehmetciğin??? bu mu sizin demokrasi anlayışınız?? bumu kardeşlik bumu barış???
neyin barışı, neyin barış elçisi hepsi ülkeyi bölmek için dağa çıkmış askerimize kurşun sıkmış belkide dikkat edin!!!! belki de askerimizi şehit etmiş kansız adi şerefsizlerdir. bunları barış elçisi olarak adlandıranlar vatan hainidir. alayı o.çocuğudur.
adnan menderesi vatan hainliği ile yargılayan zihniyet nerde? nerde o askerler nerde paşalar herkes çıkar derdinde yurdum insanı dışardan herşeyi izlemekte kurulan oyun sahnesi roller piyonlar türk halkı oturmuşuz izliyoruz,uyuyoruz.
araçları yaktılar sustuk
bombaladılar sustuk
kamu binalarını taşladılar kaldırımları söktüler sustuk devletin malına zarar verdiler sustuk
meydanlarda gösteri yaptılar terörist başının piçin posterini astılar yine sustuk
şehit verdik askerimizi polisimizi yine sustuk ulan annelerimizi ağlattılar ona da sustuk ne zamana kadar susacağız herkes konuşsun susmasın.
kansızların niyeti belli ülkeyi bölmek bizi sevmiyorlar biz niye onları seviyoruz niye??? neden bu hoşgörü???
biz ne biçim bir ülkeyiz ki taş atana gül veriyoruz? gül verme dönemi çoktan bitti osmanlı zamanındaydı o osmanlı!!! ne hale geldik hala susuyoruz.
akp ninde açılımdan kastını anlamış oluyoruz açılım kürt açılımı değil pkk açılımıdır.
ister iyi olsun ister kötü benim şehit anam bu şerefsizlerin sevinç çığlıklarına üzülecekse yeniden gözyaşlarına boğulup 'evladım... yavrum...' diyecekse sıçayım böyle açılımın böyle kardeşliğin böyle varışın içine...