zamanında milli takımın maçında "beşiktaşııım oleeeyy" diye bağıran taraftarları da hatırlıyoruz. bunu kendi takımımın taraftarlarını savunmak adına söylemiyorum. bunun sadece fenerbahçe taraftarlarında değil, belki de tüm takım taraftarlarında görülen, saçma sapan bir durum olduğunu belirtmek istedim.
bu durumu asla onaylamıyorum. aynı karedeki fenerbahçe, galatasaray, beşiktaş, trabzonspor vs. formalı taraftarları görüp övünmeyi biliyoruz, ama asıl sorun görmezden geliniyor. milli maçlarda bile ülke içindeki çatışmalar kendini gösteriyor. sorsan hepsi milliyetçi, ama anlaşılan o ki bu milliyetçilik, birlik-beraberlik sadece sözde kalıyor. çok yazık...
dünyanın en kaliteli liginin (bkz: ispanya) en kaliteli takımlarından birinde (bkz: valencia) forma giyen futbolcumuzun (bkz: mehmet topal) yedek kaldığı fakat galip geldiğimiz maç.
bu maç, bize mehmet ekici'nin nuriyle aynı ilk 11 de oynamaması gerekliliğini ve kendisinin duran topları kullanmada geliştirmesi gerektiğini göstermiştir.
Bir beşiktaşlı olarak değil, bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak kadrosuyla beni rahatsız eden maç.
sormak istiyorum; mert günok, gökhan zan, yekta kurtuluş, hakan balta gibi kulübünde oynamayan ve servet çetin gibi kazma bir adam neden o kadroda?
neden mehmet topal ilk 11'de yok hala ? ibrahim toraman gökhan zan'dan daha kötü bir oyuncu mu ? necip yekta'dan daha mı az görev alıyor ya da daha mı yeteneksiz? egemen korkmaz sakat mı ki servet gibi bir futbol katili oynuyor ? semih varken burak yılmaz kim ki forvet oynuyor? cenk gönen neden yok, mert günok neden var?
Bu soruları oğuz çetin namı değer O.Ç. hocamıza sormak isterdim.. Sen milli takımın başına gelmiş belki de en kötü şeysin oğuz hoca.
maçı migros tribününden izledim ve maçın sıkıcı olması sebebiyle türk telekomun cep telefonu ışıklarıyla yaptığı şovu izledim. çok güzeldi. ha bir de sahaya yabancı madde atmasalardı iyi olurdu ama malasef. yapıyoruz bunları durduramıyoruz içimizdeki canavarı. avusturya milli takımın marşı sırasında ıslık sesinin neredeyse hiç olmaması da bazı şeylerin iyiye gittiğini gösterdi. maç için sadece bunlar konuşulabilir şeyler sanırım.
sadece volkan, gökhan gönül, mehmet topuz ve semih'e destek verildi. arda'nın golünden sonra kimse tezahürat yapmazken, gökhan'ın golünden sonra kadıköy gökhan gönül diye inledi. mehmet ekici oyundan çıkarken alkışlamakla yetinen tribünler, mehmet topuz girince inletti ortalığı.
"şampiyon fenerbahçem ne istersen iste benden" diye tezahürat yapıldı. "türkiye gol gol gol şampiyonluk geliyor" diye bağırıldı. ıslıklayanlar, tepki gösterenler oldu. bir kısım ısrarla fenerbahçe diye bağırmaya devam etti. ve bu 50-100 kişilik bir grup değil, maraton'un belki de yarısından fazlasıydı.
maraton'da bu insanların tam ortasındaydım ve utandım. o bayrak sopalarını atanlar ve türk milli takımının formasını giymiş futbolcuları takım takım ayıranlar; yavşağın önde gidenisiniz. hepinizin ta götüne koyayım.
tanım: milli takımı değil, fenerbahçe'yi desteklemeye gelen binlerce kişinin bulunduğu maç.
arda turan ın 35 ten sonra teke tek mücadeleye kondisyon eksikliğinden giremediği yine de kendisinden bekleneni yapıp kilidi açtığı maç. bizim bildiğimiz arda 2. yarıda en az 3 kere solda topu aldığında topu sağına çekip pas vermez, adamın üzerine üzerine giderdi. neyse belçika maçına inşallah.
arda turan ın gömçürdüğü maç olmuştur.
tribünden izlemenin zevki de ayrı oldu tabi. türk telekom daydım ben de. herhangi bir cisim atmadım ama atanların niye attığını da çoğu kimse bilmiyor olsa gerek.
avusturya kalecisi tribüne hareket çekti, bundan sonra gerilim iyice arttı zaten.
Volkanın penaltı kurtarışından sonra rıdvan dilmen aslanım volkan demiş ve eklemiştir: euro 2008 de heyecandan yavrum volkan demişim. Yanlış anlaşıldım o yüzden şimdi aslanım diyim bari.
Yarmıştır bu lafı beni.
milli takımda oynayan futbolcuların %90nının hala neden milli takımda oynadıklarını anlamadığım maçlardan birisidir. yahu nedir bu vasat futbol kimse buna neden dur demiyor. arda, gökhan, servet, volkan. peki ya gerisi nerede?
kötü mü oynadık? evet kötü oynadık... herkes diyorki, yok bizi almanya yakalasa şu kadar atar, belçika yakalasa bu kadar atar. hala anlaşılmayan birşey var, bizim milli takımımız tabiri caizse, çocukla çocuk olan bir milli takım. karşısında azerbaycanda olsa, belçikada olsa bir yolunu bulup kafa kafaya oynuyoruz. üst düzey bir takımız, ama çok çok üst düzey değiliz. dünyanın en iyi takımlarını bir kenara koyarsak, karşımıza mahalle takımı çıksa da kafa kafaya oynarız, uruguay çıksa da kafa kafaya oynarız. biz buyuz, kabullenelim artık.en son rahat rahat kazandığımız maç hangi maçtı hatırlayan var mı? fark attığımız maçlarda bile maçın belli bölümlerinde çok sıkıntı çektik.
lastik gibiyiz, ne kadar çekilirsek o kadar uzuyoruz, durum bundan ibaret.
kaybetmemek için ''yenmek için değil'' sahaya çıkarak yenmek zorunda kaldığımız maç. mehmet ya da buraklarla bu maçlar oynanmaz. üstelik kazmalardan kurulu avusturya maçını götümüzü yırtarak ve yüreğimiz ağzımızda kazandık. nuriyi böyle oynatacaksan takıma almayın davarlar.
ilerde top tutan ve baskıyı artıran aynı zamanda kontradan gol yememek için tek forvet semih tir. burak yılmaz bu maçı kaldıramaz ki oynadığımız takım sıradan bile değil, tam kazma yani. kora kor mücadele ederek kendi liginde maç oynayan kaç futbolcumuz var ve hangi takımlarda oynuyor? hele trabzon ve bursa gibi takımlara adeta antreman maçı yada taktik maçı gibi oynayan diğer anadolu kulüpleri yokmu? küme düşme tehlikesi olan yada ligde hedefi olan anadolu takımları karşısında yaprak gibi dökülen insanlar milli maçta nasıl sırıtıyor.
20 küsür kişilik aday kadroda yerli malı ''yurt dışı menşeili olmayan'' 2 yada 3 futbolcu var. diğerleri figüran.
ilk önce hiddink yardımcılarını yeniden seçmeden ve hiddink ten sonra ki milli takım başına geçecek insanları göreve getirmeden bu iş olmaz ve hiddink ide futbol bilmiyor diye kovarız.