durum maça benzetildiği için tabiki futbol yorumları okunduğu hissini yaratan maç benzetmesidir.
tabi her şeyimiz furbol olunca bu yerel seçimleri de futbola benzetir, o jargonla konuşuruz.
kılıçdaroğlu nun adaylığı konusunda ta baştan itibaren söylenen deniz baykal ın tasfiyesi olduğu yönündeydi. ya da bu argümanı savunmak bazılarının işine daha kolay geliyor. bir nevi kişiye yönelik olumsuz propaganda malzemesi olması açısından.
dile dolandırılan başka bir şey ise ssk yolsuzluğu (!). oınalrca yıldır sağ iktiadarların elinde sürünen bir sosyal güvenlik kurumu zaten bilerek batırılma sürecine sokuldu. karşısına çıkarılan son yolsuzluk ise(!) torununa küçük yaşta sigorta yapılması. be adam demezler mi insana, acaba niye, böyle bir şeye gerek duydu bu insanlar, bu da hali vakti yerinde olmayan bi insanın davranışıdır bunu da belirteyim, yani torununun gemi alacak parası yoksa buna mecbur kalınmıştır zira bu ülkede 70 yaş civarında emekli olunabileceğini biliyor. tabi bizim koyun halk bu sosyal güvenlik yasasının kendine sokacağı kazıkları bilmediği ve padişahın fermenından sorgu olmaz haşa davranışıyla hareket ettiği için bunu anlamasını da beklemezdim. gerçi kendi ısrarla etik değil diyor ama etik efendim etik. çünkü yasa devreye girmeden o şekilde çocuğuna sigorta girişi yapan çok insan oldu, eğer yasal bir şeye devlet izin veriyorsa o zaman buna da yolsuzluk demeyiz.
öte yandan istanbul da 15 yıldır hizmet eden milli görüş zihniyetinin istanbul a verdiği hizmet ise tartışılmaya değmez, ortaya çıkan yolsuzluklardan sonra söz zaten basında gizli.