Baştan şunu söyleyelim. Beşiktaş kendi sahasında 2-0 yenildi ama maçı kazanmak için herşeyi yaptı. Bütün sezonun en çok ortasını yaptı, en çok şutunu attı. Rakibe pres yaptı, top çaldı, duvar pası yaptı. Yaptı da yaptı. Ama kaleci Lukac’la stoper Dauglao’yu aşamadı. Gomez’deki gözle görülür düşüşün de payı vardı bu sonuçta. Şenol hocanın, iskenderbey maçında 2 gol atmış Cenk’le başlamaması soru işareti yarattı. Gomez’deki düşüşün antrenmanlarda görülmemesi mümkün mü? Ama “benim birinci santrforum Gomez, onunla başlarım” ısrarı, gereksiz bir inata dönüşmüş gibi.
Faturayı Gomez’e çıkaracak değiliz. Sadece bir hususun altını çizelim dedik. Esasen Beşiktaş’ta ciddi yorgunluk emareleri var. Nitekim maçın 75. dakikasından sonra neredeyse yürümeye başladılar. Zaten Akhisar’ın derli toplu hücuma çıktığı, topa daha fazla sahip olduğu yegane dakikalar bunlardı.
Tam da bu noktada Akhisar’a dair birkaç cümle kuralım. Özellikle Beşiktaş maçından sonra muhtemelen ayyuka çıkacak, Akhisar’ın ne kadar iyi bir takım olduğu, Cihat Arslan’ın ne büyük bir hoca olduğu vb. Aynı kanaatte değilim. Beşiktaş maçına kadar deplasmanda sadece tek maç kazanmışlardı. iç saha puanlarıyla üst sıralara yükseldiler.
Allah aşkına biri söylesin, Beşiktaş maçında sahada olumlu işler yapan, rakibinin üstüne giden, iyi futbol sergileyen bir Akhisar mı vardı? Yaslan kendi ceza sahana 10 kişiyle; ola ki topu kaparsan hızlı çık, şansın varsa gol yap! Bu mu iyi oyun! Türkiye’de 40 yıldır istanbul’a gelen takımlar zaten böyle oynuyor. Hasılı ortada yeni bir şey yok. Klişe tabir: Lig uzun bir maraton. Akhisar’ın ilerleyen haftalardaki serencamına bakacağız. Yazın bunu bir kenara.
ilk yarı Beşiktaş kalesine sadece iki kez gelen bir Akhisar vardı, 2 gol buldu. Niçin? Bir: ilk golde Ahmet Cebe yaklaşık 60-70 metre top sürdü ve asist yaptı. Ne orta saha ne savunma müdahale etmedi. Maçın başıydı; konsantrasyon eksikliği olabilir. Ya da aşırı kendine güvenle lakayıtlık birlikte sahne aldı. iki: Beşiktaş savunmasında Rhudolfo-Ersan düzeninin bozulmuş olması problem yarattı. Pozisyon alırken genellikle “şaşkın ördek” fotoğrafı verdiler. Üç: ikinci golde kaleci Tolga’nın bariz hatası vardı. Üstelik bu kaçıncı hatası! Şenol hocanın Günay Güvenç’e bu kadar mı güveni yok? Belli ki Tolga’nın bir süre dinlenmeye ihtiyacı var. (Tabii bu durum, taraftarın Tolga’yı protesto etmesini gerektirmiyor. Tam bir saçmalıktı!)
Neyse… Akhisar’a biraz fazla atmış-tutmuş gibi olduk ama bir şeyin de hakkını verelim. “Kesin bilgi”: Şu anda ligimizdeki en iyi stoper Dauglao. Sadece kesici özellikleriyle değil (ki hem yerden hem havadan), topu kazandığı pozisyonlarda sergilediği soğukkanlılık ve mutlak surette en iyi pas seçeneğini değerlendirmesi de ayrıca takdire şayan. Bu sezon sonunda Akhisar’la sözleşmesi bitiyor. Temmuz’da büyük bir transfer kapışmasının aktörü olacak gibi.
Hakem Barış Şimşek’le ilgili söylenecek şeyler var ama mağlubiyete bahane gibi algılanabilir. Yersiz olur. Belki bir maçını daha seyrettikten sonra…
Beşiktaş-Akhisar maçının ilk yarısı; Topla
oynama: %76-%24, Başarılı pas: 262-56,
Toplam şut:12-2, Korner: 5-0, isabetli şut:
2/2... isabetsiz şutların az görünüşünün nedeni
de gol vuruşunda defansın kestiği toplar.
Oyunun tek sahada oynandığı maçta bu
istatistiklere bakan, ilk yarıyı 2-0 önde
kapatanın "oynayan" takım olduğunu sanır. Oyun
oynamaya çalışan Beşiktaş'la, zaman çalma dahil,
sertlik ve her türlü savunma atraksiyonuyla
oynatmamaya çalışan Akhisar, 2 atakta 2 gol
buldu... Akhisar'ın oyununa skor odaklı bakarsak
çok başarılı oldular. Kazanan, "Lideri durduran
haklıdır" diyecek. Hakemlere; oynamak
isteyenle iyi oyunu engelleyen takımı ayırt
etmesi tembihlenir. Barış Şimşek, skor 2-0
oluncaya kadar, Akhisar'ın her türlü
agresifliğine, sertliğine, kart göstermeyerek
prim tanıdı.. Son bir haftadır yoğun bir şekilde
Beşiktaş aleyhine yürütülen kampanyadan değil
Barış Şimşek Cüneyt Çakır da olsa etkilenirdi..
Dün gece bir konu şaşırtmadı. Beşiktaş'ın
değerli puanlar kaybettiği Trabzon, Başakşehir,
Akhisar maçlarının ortak özelliği, rakiplerin
kapanıp, kontraya sığınması. Beşiktaş'a karşı açık
oynamayan, sert savunma yapan takımlar bunu
başarıyor. Cihat Aslan Beşiktaş'ın bu kısır
döngüsünü çözmüş... Takımına puan cetvelinde
bulunduğu yeri hak ettiğini gösteren bir oyun
aklı geliştirmiş. Bugün kimse Beşiktaş'ın tek kale
oynadığı oyunu, paslaşmaları konuşmayacak. 3
atak sonucu gelen Güray ve Leosico Sami'nin
gollerini konuşacak. Futbol böyle bir şey.
Beşiktaşlı ofansif oyuncuların, 20'ye yakın
pozisyon ve şutu gölgede kalacak ama bir
sezon başından beri Tolga'nın ilk kez yediği
hatalı golü diline dolayacak.
Cevap bekleyen soru şu; Güneş, ikinci yarı gol
için Gomez-Cenk ikilisine dönmesine ve bu
kadar pozisyon bulunmasına rağmen niçin gole
ulaşılamadığı?... Skora göre konuşup yazanlardan
olmadık...
Beşiktaş, özverili oyunuyla fazla eleştiriyi hak
etmedi. Tolga ve oyuncuları hedef tahtasına
koymak haksızlık olur...
ilerisi için çok faydalı bir maç olmuştur.
böylece artık lig arasında nerelere tam olarak takviye yapılmalı anlaşıldı.
tolgayı veliyi mumla arıyoruz şuan.
maç boyu sayısız gol kaçırdık.
olmayınca olmuyor evet.
neyse bu maç da böyle olsun.
eksiklerimizi görelim ders çıkaralım ve haftaya daha hırsla devam edelim.
ligdeki en iyi takımlardan biriyiz.
oyuncularımız kenetlenmiş.
camia kenetlenmiş.
teknik direktörümüz takımı sahiplenmiş.
bir maç kaybettik diye dünyaları yakmaya gerek yok.
şu takımın arkasında durun.
bi yere ayrılmayın.
Her sene aynı hikaye beş maç iyi oyna ben oldum zannet ondan sonrası malum. Akhisar'ın yerde yatıp kalkmama dakikaları gelmesine rağmen gol aradığı kontra yaptığı maç.
Tolgayı bu mactan sonra yedek devre arasında Günayı sokmaları gerekiyor. Transfer arasındada tolgayı yollama ve yeni kaliteli yabanci kaleci almaları gerekiyor. Böyle saç yoldurucu goller yiyen kalecinin işi yok beşiktas gibi büyük bir takımda.
maçın özeti elalemin takımı bok gibi oynar ama kalecileri maç kurtarır. biz kıçımızı yırtarız ama kalecimiz maç verir. Akhisar'ın bizim kaleye uğradığı yok ama skor 2-0. biz rakip kaleden çıkmıyoruz ama gol yok. niye? çünkü adamların kalecileri işini, yani kaleciliği yapıyor, savunmaları keko gibi çalım yemiyor, konsantreler. istediğin kadar iyi takım ol, basit hatalarla şampiyon olamazsın.
tolga zengin denen zat-ı muhterem rakip takımda olsaydı, ilk yarı 4-0 öndeydik öyle bir maç oluyor efendim..
kaleci transferinin kesinlik kazandığı futbol karşılaşması.