bu maçta beni en çok üzen olay iki tane çok tecrübeli teknik direktörün birisi ispanyanın en saygı duyulan antrenörlerinden birtanesi diğeri türk futbol tarihinin en başarılı ilk üç teknik direktöründen bir tanesinin maçı birbirlerine altın tepside sunmalarıydı.nedenlerine gelince mustafa denizli gol yemiyeyimde kontradan her türlü bitane atarız kazanırız taktiği ile oynadı fakat fenerbahçenin çok formsuz olduğunu defansta saçma sapan hatalar yaptığını biraz üzerine gidince maçın farka gidebileceğini düşünemediği gibi maçın başlamasına yarım saat kala denizlinin eline fener kadrosu geldiğinde yinede defans ağırlıklı bir kadro sahaya sürdü ki dün akşam beşiktaş fenerbahçenin karşısına normal kadrosuyla çıksa maçı kazanırdı diyorum çünkü diğer taraftan fenerde öyle bir kadroyla çıktıki sahaya takım savunmasını maksimum 20-25 dakika uygulayabilirler düşünün alex,deivid,kazım,uğur,güiza bunlardan hangisi takım savunmasına 90 dakika yardım edebilir ve aragoneste bu kadroyu sahaya sürdü yani beşiktaşa'gel beni perişan et' dedi açıkçası bende bir fenerbahçeli olarak hucum futbolundan yanayım ama yani göz var izan var öyleki beşiktaş on kişi olmasına rağmen fenerbahçe oyundaki baskın taraf olamadı olamazdıda ve son olarak aragonesin yaptığı oyuncu değişikliklerine hiç girmiyorum bile adam elinde olan maçı resmen kazanmak bir tarafa beşiktaşa vermeye çalıştı desem yanılmış olmam sanırım.
beşiktaş, fenerbahçe' den yer yer daha iyi oynadı. doğru. hem de 10 kişi olmalarına rağmen. ama sadece yer yer. zaten fenerbahçe 2 golü de beşiktaş 11 kişiyken attı. ayrıca beşiktaş sadece son 10 dakika fenerbahçe' den üstün oynadı yoksa başabaş giden bir maçtı. kısacası son 5 maçtır yeniyoruz ve yenmeye devam edeceğiz gibi duruyor ve haticeye değil, neticeye bakılıyor. netice: fenerbahçe: 2-1 :beşiktaş. yoruma da pek gerek yok sanırım.
kadıköy'den çekmeköy' yaklaşık 3 saatte gidebildiğim için otobüste dinlemek zorunda kaldığım maçtır..
gollerden sonra otobüs camlarına vurmak, arkadaşlarla sevinç gösterileri yapmak ve tezahürat etmek
ne denli zevkliymiş bu maçta öğrenmiş oldum..
tabi ben demiştim.. dinleyen yoktu.. (bkz: #4232295)
fenerbahçenin kazandığı ve 3 puanı hanesine yazdırdığı müsabakadır. tebrik ediyoruz. ama bizi son 5 yılın en zayıf fenerbahçesini tebrik ettirtmek zorunda bırakan mustafa denizli'nin ailesiyle ilgili düşüncelerimi buraya yazsam benim çaylaklığımı bırak siteyi en az 2 ay kapatırlar. ertuğrul boşuna gönderilmiştir, çünkü yerine gelen aynı bokun lacivertidir. holosko bugüne kadar oynanan 2 maçta rakip için korkulu rüya olurdu biri trabzon ikincisi fener maçları. ama bu adam bu iki maç hariş her maçta oynadı nerdeyse. işte bu sebebten dolayı s*keyim defansif futboluda oynatan hocayı da, hücüm oyna taşşaklı ol istersen beş ye desteklemeyen taraftarı s*iksinler.
fenerbahçe'nin 3 puan alarak küme düşme mücadelesinde biraz daha rahat nefes aldığı karşılaşmadır. bu sezon gerçektende alt sıralar çok çetin geçecek gibi. önce eskişehir galatasaray'dan puan aldı, şimdi de fenerbahçe beşiktaş'dan. sürprizi bol bir lig oluyor bu sene.
fenerbahçe'nin 2 maçta bir 3 puan aldığı hesaba katılırsa çok önemli bir galibiyet almıştır bu maçta. herkesin bildiği üzere bazen zirveye oynayan takımlar ile düşmeye oynayan takımlar bu kadar yakın olabiliyorr. bu gayet doğal bir doğa olayı panik yapmaya mahal yok. ama tabiki fenerbahçeli arkadaşlar beşiktaş'a 2 puan yaklaştık diye sevinecekler. bu da onların en doğal hakkı.
arada ki 2 puan farka bakılırsa beşiktaş' ın da 2 maçta bir 3 puan aldığını ortaya çıkaran maçtır. bu da beşiktaş' ın tehlikeli bir mağlubiyet aldığını ortaya çıkarır. bu gayet doğal panik yapmaya mahal yok. ama tabiki beşiktaş' lı arkadaşlar fenerbahçe' ye 3 puan kaybettik diye üzülecekler. bu da onların en doğal hakkı.
beşiktaşın tehlikeli bir 3 puan kaybettiği maçtır. zirveye oynayan bütün takım taraftarları bilirki zirve yolunda kaybedilen her puan tehlikelidir. en az kayseri maçında kaybedilen puan kadar üzmüştür. tek tesellimiz rakiplerimizden sadece galatasaray'ın kazanmış olmasıdır.
(bkz: #4276161) tahminlerimizi doğrulayan ve iki gün boyunca iddialardan kazanılan yemeklerle karın doyuran maç olmuştur.
beşiktaşlılar yine sevinmek için sevmediler. tebrik ediyoruz.
mustafa denizlinin her an saçmalayacağını bekleyen benim gibi beşiktaş taraftarı için hiç de şaşırtıcı olmayan bir maçtır . normal şartlarda kötü yakaladığın feneri kadıköyde de yenersin ama denizli çıkarttığı saçma sapan 11 le fırsatı tepmiştir . oturmuş defansa gökhan zanı monte etmeye çalışmak pişmiş aşa su katmaktan başka birşey değildir . trabzon ve bursa maçlarında hata yapmaması denizliyi yanıltmıştır ama yanıltmaması gerekirdi . sonuçta bu gökhan zandır ve her zaman hata yapailitesi vardır . ortada cissenin yanında incemanla başlamak varken aylardır halısahada oynar gibi oynayan serdar özkanla başlamak takımı satmak gibi bişeydir . nobreyi tek forvet sürmek nedir , madem kazanacam diyorsun ne diye açık alan bulacağı belli holoskoyla başlamazsın . hakemin de kırmızı kartını ağır buluyorum ama iki takımın şu haliyle beşiktaş 10 kişiyle bile feneri yenerdi ama nerde denizlide o futbol bilgisi . ulan başkandan mıdır nedir bize gelen hoca da giderek mallaşıyor . rıza , tigana , ertuğrul , şimdi de denizli .
beklenenden ve umulandan da farklı tecelli etmeyip süregelen hegemonyanın ve işleyişin değimediği , değişmesinden de pek umud beslenmediği maç olmuştur .
var olan spor basını , federasyonu ıvır zıvırları ölüyü diriltmek için ölüye , pamuk yerine ballı badem yönetimini sunmaları bu maçta da uygulamıştır . büyük takımların ve camiaların ligteki kötü gidişatlarının pusulalarına mıknatıs koymaları hiç de yadırgadığımız , alışık olmadığımız bir vaka değildir . hatta bununla birlikte bundan güç alıp ligi iki büyük takım üzerine şekil verme gayretleri kamoyunun bıyıklarının arkasından seyirtmektedir ! üç maymunun pempemsi uvuzlarından kotardıkları hayalleriyle yaşayanlar siyahın en karanlığından beyazın en uçsuzluğuna dek anlamlarımızı anlamsızca yorumlamaya devam edeceklerdir .
son zamanlarda büyüklük kavramına takmış olanlar bu büyüklüğü neye göre şekillendirirler acaba ? kalablıklıksa eğer 2500 kişinin 50 bini muma çevirdiğini cümle alem görmüştür yakınlarda . hatta konuyla alakalı olarak eksi sozlukte çok yoş bir benzeti yapılmıştır :
beşiktaşlı değilim ama taraftarından mütevellit her zaman sempatim olmuştur.
büyüklüğünü sorgulamaya gelince, bir tarafına sokmayacaksan büyük veya küçük olmasından sana ne kardeşim?
söz verdiğim gibi fenerbahçeli yazar arkadaşları tebrik ettiğim karşılaşma olmuştur. öyle ya da böyle maç bitti geçti. kimse yendi diye büyümedi ya da yenildi diye küçülmedi. ama görüldü ki bu tip maçlardan önce mustafa denizli gibi maceraya girmenin sonucu hüsran oluyor.
bu entryi girmemek için bir süre sabrettim, fakat haddini aşan bir kaç fenerbahçeli arkadaşı önce kazandıkları için tebrik ettikten sonra sergen yalçın'ın şu sözlerini hatırlatmayı bir beşiktaşlı olarak bir borç bilirim:
"beşiktaş - fenerbahçe ezeli rekabeti son bulmuştur. ne zaman ki fenerbahçe deplasman da beşiktaşı 10 kişi, kalecisi alex olmak üzere 4 gol ile yenerse o zaman ezeli rekabet kaldığı yerden devam eder." saygılar.
Bir arkadaş sayesinde aklımda uyanan , son aforizmam. Eğer amacınız yoksa karsiniza hiç bir engel de çıkmaz, engeller amaçların cilveleridir, mutlu sonun samimiyetinizi test eden sınavlarıdır.
