galatasaray'ın eksikleri: 15.000 taraftar + lincoln + hakan + sabri + hasan + ayhan
daha fazla bir şey yazmaya gerek yok ama yazalım. boşuna ağlamanın sızlamanın manası yok. dantel gibi işlenen bir paslaşma zinciri sonrası ceza sahasına giren adam iki kişi tarafından makasa alınırsa bunun adı penaltıdır. sahada futbol adına hiçbir şey yapmadan, sadece adam sakatlamaya yönelik bir oyun oyna ondan sonra yenilgiye ağla. yemezler.
ha bu arada nedense kimse koray'ın maç boyunca en az iki kere kırmızı kart görmesi gerektiğini ya da topsuz alanda hakan arıkan'ın barış'a attığı tekmenin penaltı ve kırmızı kart olması gerektiğini yazmamış. ibrahim toraman'ın gavura girer gibi girmesini ise yazmaya gerek yok sanırım.
daha 7. haftadan galatasaray'ın şampiyon olacağını anlayanların erken erken bok atmaya başlamalarına şaşırmıyorum açıkçası. olur böyle şeyler. önemli olan hazmetmek.
isteyen istediğini söylesin. galatasaray yarım takımı ve taraftarsız tribünleri ile beşiktaş'ı pozisyon vermeden yendi. isteseniz de böyle, istemeseniz de.
tartışmalı pozisyonların maça damgasını vurduğu, galatasaray'ın 3 puan alarak tamamladığı karşılaşma.
ilk pozisyonda arda turan'la diatta'nın girdiği pozisyonda top kimin ayağına çarpıp dışarı çıktığı televizyonlarda tekrarların 50 kez izlenmesine rağmen hala acaba sorusu kafalara takılmaktadır. hakeme suç bulmaktansa pozisyonun başına bakarsanız hatanın kimde olduğu çok açıktır. ayrıca kullanılan korneri yumruklamak yerine 10 kişinin üstünde topu almaya çalışan hakan arıkan'ın gereksiz hareketi golu getirmiştir.
ikinci pozisyonda arda turan içeri doğru girerken ibrahim toraman topa müdahale etmiş fakat toraman'ın mudahalesi sırasında sol ayağıyla arda turan'a müdahalesi soru işaretleri bırakmıştır. fakat asıl önemli nokta, ki sanıyorum penaltı kararına neden olan olay serdar kurtuluş'un kayarak pozisyona girmesidir. topa müdahale edemeyen oyuncu rakibin avantajını engelliyorsa o pozisyon fauldur, cezasahası içinde olduğu için penaltı kararı doğrudur.
eğer ortada hakem hatası varsa bunun sorumlusu beşiktaşlı futbolculardır. gereksiz, amatorce yapılan hatalar nedeniyle 2 golu kalelerinde görüp karşılaşmadan puansız ayrılmışlardır. ertuğrul sağlam'ın ve ibrahim üzülmez'in maç sonrası yaptıkları açıklamara da bakılırsa her ikisi de kötü oynadıklarını ve karşı tarafın galibiyeti hakketiği yönündedir. gerisi boştur, galatasaray yoluna emin adımlarla devam etmektedir.
maçtan önceki durumlara bakarsak tum etkenler beşiktaş'ın lehinedir. maç seyircisiz... galatasaray'da ayhan akman, sabri sarıoğlu, hasan şaş, cassio de souza soares lincoln ve hakan şükür gibi takımın en etkili silahları kadroda yok... daha bu maçı kazanamıyorsan hangi maçı kazanacaksın?
bu maç kalli ve galatasaray açısından bir dönüm noktasıydı. bu maçta kaybedilecek puanın teknik heyet açısından -alınan kararlar nedeniyle- büyük bir sıkıntı yaratacaktı. beklenen olmadı ve formayı alan elinden gelenin en iyisini yaptı. bu saatten sonra lig koptu demek espriden öteye gitmez fakat görünen bir gerçek vardır ki galatasaray bu ligde kolay kolay liderliği bırakmaz...
şimdi maçtan önce gs hiçbir derbide favori değil demiştim. söylediklerimde hala ısrar ediyorum. maça gelelim şimdi bjk'lılar penaltıya sığınmasınlar buz gibi penaltı. hakem bizi yaktı demesinler bjk top oynamaktan çok adam biçmeye gelmiş. ayrıca bjk bu kadar kötü top nasıl oynar ertugrul saglam bunu açıklayamaz. maçtan önce kesinlikle 3 puan için geldik diyorusunuz, orta sahayı geçemiyorsunuz. gelelim kalli'ye bu afraları tafraları devam ederse maç cezası bitse bile gs boş trübünlere oynar. lincoln'ü derbilerde oynatmayacaksan ne anlamı var gs 10 numara transferine? bu arada linderoth maçın tartışmasız adamı. adam her yere koştu bir ara bizim kahveye gelim çayları alıp yeniliycek sandım. adam yerinde duramıyor. top kes, top dağıt patrick viera'nın beyaz versiyonu. kanımca gs'ın bu sene yaptığı en iyi transferdir.
ibrahim toraman topa müdahele etmiştir. ve arda'nın düşmesine sebebiyet verecek bir müdahalesi de yoktur. karar bence yanlıştır.
buna rağmen hakem maçı galatasaray'a verdi demek yine de çok saçma. ama buna buz gibi penaltı diyen düşünürlere daha çok gülüyorum. ulan neresi buz gibi. bildiğin tartışmalı bir penaltı kararı işte.
Kötü oyun, kötü sonuç daha ne olsun.
Gs hiçbişey yapmasa bile bastı pres yaptı. Biz onu bile yapamadık, bırak presi son dk organizasyonu bile yok.
Bu takımdan bi bok olur ama olduğunda iş işten geçmiş olur.
Sağlam hocaya hiç bi güvenim kalmadı artık.
"Delgado yedek beklesin, golü yersek alırım."
Delgado'yu oynatmamasının nedeni bu olsa gerek.
Ha belkide Gs Lincoln'ü oynatmadı, bizde Delgado'yu oynatmayalım denge olsun demiştir.
Neyse bu daha uzar.
Selçuk Dereli'nin annesi nereli bu arada
valla maçı van fenerbahçeliler derneği nde izlemeye gittim[evet bence de çok ilginç] kapıda beni mekanın sahibi ahmet abi karşıladı. hemen sordum abi fedo niye hakan ile linc i kesti? yanıt aynen şu;
- abicim bak 500 milyon usd lik antlaşma var. eğer puan farkı bu kadar açılırsa digitürk bu durumu kabullenmez, bu yüzden takımlara baskı yapılıyor ve böyle kadrolarla karşılıyoruz.[tabi ahmet abinin cümleleri van şivesi ile bezeliydi biraz değiştirdim]
sonra da dedim ki kendime; lan ahmet abi böyle diyo, ahmet abi bile böyle paranoyalara kapılırsa ben .ikerim böyle ligi de maçı da dedim ve maçı izlemedim.
evet maçı izlemedim, pozisyonu da hala görmedim ama buz gibi penaltı. ehu.
3 haftadır hakemlerden beşiktaşın çektikleri ve orta sahası olmadan maça çift forvetle başlayan takım... işte maçın özeti. ha bir de bi ara fauller 15-2 gibi bir durumdaydı. karı gibi top oynuyoruz karı. bi rakibi bezdir, bi tekme at, bi omuz at bişeyler yap ya.
ilk goldeki kornerin arda'nın ayağından çıktığı tekrarlarda defalarca gösterilerek ispatlanmıştır. o penaltıyı avrupa kupalarından herhangi birinde yada iyi liglerden birinde veren hakem baya bi zaman maç göremez. galatasaray iyi oynamıştır, beşiktaştan iyi organize olmuştur, maçı da kazanmıştır helal olsun ancak fanatik olmayın diyen yazarların da gözlerini takım atkısıyla bağladıkları açıkça bellidir.
sezon başlamadan önce bi şey söylemiştim; galatasaray a feldkamp'ın en büyük getirisi rakip yarı alanda
uygulanan baskı ve rakip yarı sahada rakibin oynayacağı alanı minimuma düşürmek için yaptığı
pres.#2062698
bu da rakip takımın daha oyunu kuramadan, atak başlatamadan topu galatasarayluıların almasına yol
açıyor.bu maçta
da aynen böyle oldu. rakibi oyunun her bölgesinde sıkıştıran, beşiktaş'ın oynayacağı alanı en aza
indirerek, alanı daraltarak sonuca gitti galatasaray. sahanın her bölümüne yetişmeye çalıştılar. oyunun
sıkıştığı anlarda özellikle nonda'nın öne çıkarak top istemesi ve alması oyunu çok rahatlattı. iki takım
da gerçekten organize olmaktan yoksundu ama, sahayı daha iyi parselleyen ve rakibin oynayacağı alanı en
aza indirgeyen galatasaray bu maçı aldı.ama şunu da söylemeliyiz ki penaltıyı da her hakem de çalmayabilirdi.
hasan şaş, ayhan ve sabri'nin sakatlıkları yetmezmiş gibi bir de feldkamp'ın "allah mısınız lan!" diye bir çıkışla kadroya almadığı lincoln ve hakan şükür'ün de takımda olmaması sonucu maç başlamadan cim boma gönül verenleri tedirgin etmiş maçtır.
maçtan sonra ertuğrul sağlam'ın da dediği gibi galatasaray daha iyi organize olmuştur, beşiktaş çok etkili olamamıştır.
galatarasay'Da volkan, arda, linderoth, servet(inanmazsınız ama hakkaten) ve song başarılı futbolları ile göze batarken beşiktaş'Da tello'nun golü şapka çıkartılacak kadar güzel bir şut sonrası gelmiştir.
maçın tek sarı kartı rakibine arkadan hafif bir tekme sallayan arda'ya çıkmıştır. bir de hakan arıkan'ın artistliği sonucu yaşanan bir gerginlik hÂriç sÂkin geçen bir maç olmuştur.
beşiktaş'Da ikinci yarı giren delgado ve higuen bir şeyler yapmaya çalışsalar da onlar da takımlarına ayak uydurup ruhsuzlaşmışlardır bir nevî.
bu arada ümit karan rezâletti. paso ofsaytta kaldı, kalmadığı zamanlarda da hep yanlış pas varyasyonlarına girdi, takımı ileride kitledi resmen.
galataray'ın ilk golü kornerden geldi ama -bence- top korner karÂrı verilen pozisyon korner değildi. ikinci gol de arda'nın ayaklarına iki beşiktaşlı futbolcunun çin seddi örmeleri sonucu geldi.
bu arada celal kolot'A bir lafım olacak. işte "kalecisi olmayan" takım!
elimde olmayan nedenlerden dolayı maçı izleyemedim ama yahu akıl mantık var. galatasaray'ı kim şampiyon yapmaya çalışsın şu memlekette? fenerbahçe'nin, metin şentürk'ün bile gördüğü, elle attığı gollerinde sesi çıkmayan yurdum insanı bir penaltı yüzünden yeri yerinden oynatıyor. haklı mı haksız mı ona da karar verecek bir merci yok ya neyse. erman toroğlu ne derse o! fenerbahçe gibi arkası kuvvetli bir takım değil galatasaray bu biline. kazandığı başarıları tamamen kendi bileğinin hakkıyla elde etmiştir galatasaray. fenerbahçe bürokrat takımıdır; galatasaray sanatçı. onun için kalkıp galatasaray'ı şampiyon yapacaklar diye tutturmak komik oluyor.
her şeyden önce en son tartışılması, söylenmesi gerekeni başta söyleyeyim de rahatlayayım. penaltı pozisyonunda hakem doğru kararı vermiştir. bu bizim gördüğümüzdür.
galatasaray adına bir kaç şey hariç elde edilen skor çok iyidir. her ne kadar lincoln konuşuluyor olsa da şu bir gerçek ki galatasaray orta alanında ayhan akman mutlaka olmalı. belki barış bugün biraz iyi olmuş olsaydı ayhan'ın eksikliği bu kadar göze batmayacaktı ama barış da her zamanki gibi değildi.
60. dakikadan sonra beşiktaş orta alanda üstülüğü ele geçirmeye başlarken penaltı galatasaray'ın imdadına yetişti. penaltı pozisyonuna kadar bir oyuncu değişikliği bekliyorduk ama feldkamp oyuncu değiştirmemekten yana kullandı insiyatifini. o sırada gününde olmayan barış çıkarılabilirdi ve mehmet topal oyuna sokulabilirdi ama kazanan her zaman haklıdır.
bir on dakikalık bölüm hariç galatasaray, beşiktaş'a oranla daha iyiydi. gol pozisyonuna giren taraf da galatasaray'dı. arda turan ayağında top tutabilen ve adam eksiltebilen kaliteli bir futbolcu olduğunu bizlere gösterdi. insiyatif alması ve liderliğe soyunabilmesi kendisinin ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu gösteriyor. bir hatasından dolayı onu asmamak gerektiği de belli olmuştur. ümit karan bugün tutuktu. nonda ise çok güçlü olmasına rağmen son noktalarda istediğini yapamadı. güzel bir galibiyet oldu galatasaray adına. umarız ki bu başarısını sion maçında da devam ettirir.
beşiktaş'ın kazanmak için hırslı göründüğü ve etkili oyun oynadığını kimsenin iddia etmediği maç. beşiktaş taraftar memnun kalmamıştır oyundan, galatasaray daha iyi oynamış, daha çok pozisyona girmiştir evet.
ama bunun hakemin verdiği kararlarla gollerin atılması ile bir ilgisi yok. tamam çatır çatır oynarsın, çatır çatır da temiz goller atarsın amenna.
ilk gol korner diye karar verilen, ama arda'nın ayağından çıkan bir topla oluyorsa, ikinci gol iki beşiktaşlının henüz arda topa hakim bile değilken topa girmesi birbirlerine çarparken aradan arda'nın zıplayarak düşmesi ile oluyorsa, evet ağlarım.
siz gülmeye devam edin gs li dostlar.
yorum yapamadığım maç. yaparsam sözlükten çok kişi ile papaz olabileceğim maç aynı zamanda. Ama aklıma galatarasay'ın bol penaltılı lig şampiyonluğu da aklıma gelmiyor değil. Tebrikler Galatasaray.
penaltı ile uzaktan yakından alakası olmayan bir penaltı ile maç kazanılmıştır. beşiktaşım hali hazırda iyi oynamadığı için yenilgi normal karşılanabilirdi ama bu galatasaray kazansın diye fazladan çaba işleri çirkinleştiriyor.
bir maçın sonucu ligin sonucunu belirlemiyor. ama son maçlardaki hakemlerin davranışı belirleyecek gibi duruyor.
galatasaray' ın 2 golü dahil 4, beşiktaş' ın tek golü dışında 1 pozisyona girdiği, ibrahim toraman' ın direk olarak sakatlamaya oynadığı, pres yapıp mücadele eden galatasaray' ın söke söke kazandığı maç.
ertuğrul sağlam' ın çift ön libero sahaya sürerek beraberliğe oynadığı, oyuncu değişikliklerini geç yaptığı, tobias linderoth ve rigobert song' un bobo' ya boş alan bırakmadığı, barış özbek, hakan balta ve volkan yaman' ın çift yönlü ileri geri çalıştığı mücadele.
24. dakikada istatistik belli;
kaleye şut:
galatasaray: 1 / 3
beşiktaş: 0 / 0
bir de gidip penaltıya laf ediyorsun. önce çık futbol oyna.
bu arada, gerçekten kimse galatasaray'ın yedek kadroyla çıkıp yendiğini de söylemesin.
zira, beşiktaş'ta da Edouard Cisse gibi bir libero, Ricardinho gibi bir oyun kurucu eksikti. beşiktaş da eksik kadroyla çıktı o zaman.
not : Galatasaraylıyım.
edit : Tamam, Lincoln ve Ayhan yoktu, kabul. Ama Linderoth, Song, Volkan, Arda, Ümit Karan, Nonda'lı bir kadro nasıl yedek kadro olabiliyorsa artık.
bazı yazarların kontakt lenslerini takmadan izlediği maçtır. penaltı pozisyonunun penaltıyla alakası olmadığını anlamak zor değildir. ancak olan olmuştur yine. beşiktaş ın ''karaktersiz futbolu'' ve ertuğrulun oyun kurucusuz futbol anlayışı devam etmektedir.
iki takımın da süper ligin kalitesine yakışır oynadığı, son haftalardaki en tempolu maçlardan birisidir. ancak fark edilmiştir ki derbilerde taraftar olmadığı zaman maçın boku çıkmaktadır.
galatasaray ın eric gerets ten sonra oyun anlayışını değiştirdiği, kafasına göre top oynamadığı, ne zaman doldur boşalt oynayacağını öğrendiği ve ek olaraktan en önemlisi inanılmaz bir pres yaptığı görülüyor. gördük ki aynı zamanda lincoln olsa da olmasa da galatasaray aynı topu oynuyor. tek değişen galatasaray normal, sıradan, 11 robotun olduğu bir takıma dönüşüyor. hakan şükürün olmaması ise iyi olmuş denebilir. beşiktaşta ise tigana faciasından sonra takımın toparlandığı görülse de yine de o 5 sene önceki beşiktaş artık sahalarda yok. sık sık kasaplığa başvuran, sert oynayarak rakibe futbol oynatmamaya çalışan bir beşiktaş var. umarız düzelirler.
hoştur ki maç hakkında en çok konuşulan şey penaltı pozisyonu olacak. 3 haftadır kıytırık penaltılardan maçı kazandığı söylenen bir takımın oynadığı futbolu arka plana atarsanız, değişimi görmezden gelip kendi döttenbacaklı maçlarda kaybettiğiniz puanların hesabını rakipleriniz maçlarındaki pozisyonlardan çıkarmaya çalışırsanız, kendinizi böyle avutmaya çalışırsanız elalem size götüyle güler.
penaltı, penaltı gibi gözükmektedir. ancak beşiktaşlılar ne kadar üzülse haklıdır. bir galatasaraylı olarak onlara hak veriyorum da; lan siz febeliler. size noluyo lan?