bugünün penceresinden bakınca, yapamadıklarımızdan veya yanlış yaptıklarımızdan çok çok daha fazla güzelliklerimiz var. gönül ister ki 86 ıncı yılda doğrularımız daha artsın, yanlışlarımız daha azalsın.
ve bugün hastalıklı zihinlerinin ürünü sakat haritalar üzerinden siyaset yapanlar bilsinler ki; cumhuriyetin sahipleri sokağa çıkarsa, başkası sığmayacak kadar daralık sokaklar.
bu ülke 70 milyonu geçti. 7 tane sokak köpeğine esir olacak değiliz. kendilerini dev aynasında görenler, tarihin ne işe yaradığı sorusundan hareketle, umarız bir kaç sayfa yakın tarih okurlar. zira, değil küçük etnik topluluklar, bizzat yardım aldıklarının yenilgisini tarih çok net yazıyor.
Milletimizin özgürlük ve bağımsızlığının simgesi olan cumhuriyetimizin 85. yıldönümünü bütün ihanet şebekelerine inat büyük bir inanç, kararlılık ve coşku ile kutladığımız gün.
sabah kalkıp yakındaki liseden gelen tören seslerini duyduğumda dahi gözlerimin yaşardığı, kendimi hemen sokaklara atıp buldugum ilk fener alayına katılma istegi uyandıran, çabbuk yuru savaş çıktı deseler tası tarağı bırakıp açılın leeen diye ugruna dalma gazında oldugum canımın için, gözümün nuru cumhuriyetimin 85. kuruluş yıldönümü. (bkz: yaşlandıkça bünyedeki vatan millet sakarya dozunun artması)
o bayrağın ifade ettiklerinin bir bir yok edilmesine sessiz duranlar neden türk bayrağından övünç duyarlar, anlamam.
bu ya körlüktür, ya şerefsizlik.
10 kasım'da saygı duruşunda bulunmayı 'sap gibi ayakta durmak' olarak niteleyenleri destekleyip,
aynı zamanda 10 kasım'da bedeni toprak olmaya başlayan atamızın önderliğiyle kurtarılmış ve kurulmuş
bu vatanın bayrağını, o güzel ay yıldızlı kırmızı bayrağı nasıl da severler, hiç anlamam.
bu ya körlüktür, ya şerefsizlik.
kemalistliği, atatürk'ün yolundan gitmeyi, atatürk milliyetçiliğini savunmayı, türk ordusuna sahip çıkmayı
faşistlik, darbecilik, jakobenistlik ile suçladılar, iftira attılar. savundukları amerikan düzeni en güzel olandı,
anayasa sivil ve renksiz olmalıydı, zaten atatürk olmasaydı da başka biri gelir, vatanı kurtarırdı.
bir milleti kalıcı şekilde ele geçirmenin yolu, onların tarihini, kültürünü, dilini yok etmektir.
ata'mızı, atalarımızı, ilkelerimizi, devrimlerimizi, anadolu kültürünü, türk dilini yaşatmazsak biz biz olmaya devam edemeyiz. başkası oluruz. kimi şerefsizlerin hayalindeki gibi.
cumhuriyet'in devamı için zaruri olan, stratejik açıdan büyük öneme sahip fabrikalar, işletmeler satıldıkça
bu ülke de satılmış oluyor. türk devrimleri uygulanmadıkça mandaya gidiyoruz. ekonomik bağımsızlığı olmayan devletler tam bağımsız değildirler. kimileri kendilerini kandıraduruyorlar. bize birşey olmaz diyorlar. amerika birleşik devletlerine ve avrupa ülkelerine güveniyorlar. içten fethediliyoruz, onlarınsa içi rahat halde. herşeyin yolunda olduğunu sanıyorlar. tuzu kuru olanların ne yapacağı belli. zor durumda zaten köpekliğini yaptığı devletler onlara sahip çıkar, alırlar himayesine. sonra da yine bu topraklara vali olarak atanırlar.
sen türk çocuğu,
türkiye cumhuriyeti'ni seviyorsan cumhuriyet'ine, ata'na, türk devrimlerine sahip çık,
padişahın kulu değil, devletin vatandaşı ol,
koyun olma, güdülme,
varsa damarlarında biraz vatan sevgisi...