28 şubat

entry247 galeri35 video5
    169.
  1. Önemli olanın liderin ne yaptığının değil, yaptığının toplum hafızasında nasıl bir fotoğraf bıraktığının olduğunu gösteren olaydır.

    Bugün çokça eleştirilen hükümet hala anketlerde üst sırada ise bu sürecin sonucudur.
    1 ...
  2. 168.
  3. şanlı türk askerinin hacı-hoca vurdugu darbedir.
    aferin askereki tehlikeyi erken gordu.
    3 ...
  4. 167.
  5. Post-modern darbenin yıl dönümü.
    1 ...
  6. 166.
  7. 165.
  8. 164.
  9. Darbe falan değildir. Siyasal islam oyunudur. Asıl darbeci kendileridir. Sonra, milli orduya kumpas kurduk diyende. Yazık lan!
    0 ...
  10. 163.
  11. Darbe falan değildir. Siyasal islam oyunudur. Asıl darbeci kendileridir. Sonra, milli orduya kumpas kurduk diyende. Yazık lan!
    1 ...
  12. 162.
  13. Artık o günler geride kaldı. Rabbimiz olan Allah'a hamd olsun.
    4 ...
  14. 161.
  15. ''namlusu millete çevrilmiş tanka selam durmam!'' (muhsin yazıcıoğlu) Türkiye Cumhuriyetine postal marifetiyle yapılan operasyonun 18. yılı.
    3 ...
  16. 160.
  17. (bkz: 28 Şubat süreci)

    ülkemizde tüm dengelerin bozulduğu bir süreçtir. turgut ÖZAL'in vefatı sonrası Türkiye'nin terazi şaşmıştır. Süleyman demirel, halka adeta sağ gösterip sol vurmuştur. tansu Çiller Başbakanlık sürecinde ki sempatikliginin altindan bi türlü açıklayamadığı amerikada ki mal varlığı halkın siyasetcilere karşı güvenini yıkmıştır. yolsuzluğa karşı çıkan ve temiz geçmişleriyle halkın karşısına çıkan demokratlar da iski yolsuzluğuyla halkın gözünde bitmiştir. sonunda adalet kavramıyla ortaya çıkan erbakan ve arkadaşlari belediye seçimlerin de birinci parti çıkarak halk desteğini arkasına aldığını göstermiştir. bu dönemde ülke yavaş yavaş ekonomik krizden çıksada halka sunulan uçuk projelerin de sayısı hiç azımsanacak kadar değildi. .

    kısaca olan gelenin çarptığı gidenin çarptığı mazlum memleketimin insanlarına oldu.

    edit: imla.

    (bkz: Madımak olayı)
    (bkz: aziz nesin)
    (bkz: erbakan)
    (bkz: tansu Çiller)
    2 ...
  18. 159.
  19. 158.
  20. eski sevgilimin doğum günün 1 gün sonrasıdır.
    0 ...
  21. 157.
  22. hiçbir geçerliliği olmadığı halde sahte delillerle, dün yaşasın ordumuz diye haykıranların bugün biz mağduruz müdahil olmak istiyoruz diye ağlaştığı, ailemden çok değer verdiğim birinin sırf bu karalama kampanyası neticesinde yapılan teatral yargılama neticesinde 1.5 yıl özgürlüğü elinden alındığı, kariyerinin bitirildiği, dönemin MGK sında bütün kararların üyelerin imzalarıyla ve usulune göre alındığı cumhuriyeti koruyucu önlemlerin tarihidir.
    0 ...
  23. 156.
  24. en güzel gün. doğum günüm iyi ki doğdum.
    0 ...
  25. 155.
  26. bu kafayla gidilirse bitmesine daha 983 yıl olan darbe...
    0 ...
  27. 154.
  28. Ağlama duvarıdır. Bununda devri bitti. Geçen gene mağduruz.
    3 ...
  29. 153.
  30. 10 yıl kadar sonra da bugünler sorgulanacak. usülsuz soruşturmalar, haksız tutuklamalar, gecikmeli başlayan kovuşturmalar... yıllar sonra geliyor olan adalet kisvesi altında iradeye, yargıya, hükümete, cihana türlü entrikalarla yön verme amacında ve gayretinde olan, bugünlerde yarattıkları kaos ortamının ardına usulca kurulmuş, lale devrinden beridir sinemize işlemiş bu oruspuçocuğu yapılanmaya; derinlere, en derinlere kök salabilmeleri adına fırsatlar yaratılacak, mevzilenmeleri için de zaman kazandırılacak. acıdır; bugün 28 şubat'ta, kck'da, ergenekon'da adam kayırmalarla, salıverilmelerdeki ve tutuklamalardaki tutarsızlıklarla oluşturuluyor olan hedef saptırıcı dalgalar nasıl ki omzumuza yükleniyor, yüzümüze yüzümüze çarpılıyor ise bugünün soruşturulacağı, vay arkadaş diyeceğimiz günlerde de yaşanılacaklar bugünkülerden farklı olmayacaktır.

    çok basit bir örnek,

    bir virüs serotipi düşünün ki kusursuza yakın bir direnç mekanizmasına sahip. bilinçsiz antibiyotik kullanımı, kullanılan antibiyotiğe karşı bu virüs tiplerinin direnç geliştirmesine sebep olacaktır.

    ya da siktiret,

    28 Şubat'ın yerine 17 aralık'ı koy. çevik bir'in yerine de fethullah gülen'i.
    0 ...
  31. 152.
  32. din simsarlarının son 10 yılda en çok nemalandıkları askeri sopa gösterme!

    yıllarca askeri darbelerde, sonralarında ve öncelerinde; ne solcusu ne ülkücüsü kadar işkence görmemişler, ezilmemişler, kırılmamışlar bu gerçek postalcı din simsarları ama 28 şubat ağlaklığı öyle bir boyuta vardı ki insan tiksiniyor bu samimiyetsiz cılkı çıkmış yumurtadan!
    3 ...
  33. 151.
  34. akp hükümetinin temelinin atıldığı gündür. adamlar 11 yıllık iktidar olmalarına rağmen hala dillerindedir.
    nasıl ki 12 eylül darbesinde oynanan filmi yıllar sonra anladıysa bu millet, 28 şubat oynunu da anlayacaktır ama zamanı muamma.
    0 ...
  35. 150.
  36. güya insanlar en büyük acıyı bu darbede yaşamış.
    bu darbede 12 mart darbesinde ve 12 eylül darbesinde insanların yaşadığı şeylerin 1000'de 1'i bile yaşanmamışken bu kadar mağdurluk edebiyatı, her yanda en acılı dönemmiş gibi anlatılması doğru mu çok sorguluyorum bunu.
    0 ...
  37. 149.
  38. On yılın özeti: Siyasal islâm'ın defin ameliyesi

    Adnan iSLAMOĞULLARI, 26 haziran 2013, yeniçağ gazetesi.

    Millî Şef Dönemi’nin baskıcı yıllarının üstüne gelen Demokrat Parti iktidarı ile içinde bulunduğu sosyal astımdan bir nebze de olsa kurtulan toplumumuzda islâmî yönelişlerin yine aynı dönemde ivme kazanmaya başladığı da bir vâkıadır.

    Yeni cumhuriyetin üzerinde yükseldiği seküler değerlerin taşraya sürgüne gönderdiği medreselerin, tekkelerin uzun yıllar sonra tekrar şehirlere dönmeye başladığı yıllardı 1960’lı yıllar. Ardından, dikkatleri pek de çekmeden şehirlerin içerisinde kurumlaşma çabaları ve bu arada aynı zamanda kalite ve keyfiyet kaygısının da terk edildiği uzun yıllar. Taşrada edinilen taşralı geleneklerin ve dini algılamadaki taşralı yorum ve tatbikatların şehirleri istilâ ettiği uzun yıllar. Ortalığa saçılan sakal-bıyık risâleleri, fantastik cennet-cehennem tasvirleri, sineğin bala yapışması gibi şekle yapışan dindarlık telâkkîleri, Peygamber’in gönderilme gerekçesi olan ahlâkın önceliğini yitirip cevhersiz muâmelâtın dinin yekûnuna dönüştürülmesi, dinî kurumlar ile siyâsetin birbirini kemirip iç içe geçen girift ve ilkesiz münâsebetinin temellerinin atıldığı yıllar ...
    Bedelinin 12 Eylül 1980 Darbesi ve ardından Özalizm’in ahlâksız serbest piyasasıyla, rüşvetin meşrûlaşmasıyla, depolitizasyonun devlet politikası hâline gelmesiyle ödendiği yıllardı.
    Yeni bir gençlik, yeni bir ekonomi, yeni bir devlet adamı tipi, yeni bir memur tipi.
    Ve’l-hâsılı her şeyin yeni baştan inşâı ...

    Dinî müesseseler ile siyâset arasında pervâsızlaşan karşılıklı menfaat ilişkileri, cemaatlerin süratle siyâsîleşmesi, aktif politikanın içinde öncelikli ve ağırlıklı denge unsuru olması, kadrolaşmaların, pazarlıkların ilk maddesi yapılması, medyanın ve finansman kurumlarının cemaatlere diyet olarak ödenmesi, palazlanan bahse konu yapıların gücün farkına vararak dünyevîleşmesi, dünyevîleştikçe iştihâlarının artması, ‘bir lokma ve bir hırka’dan ‘Müslüman her şeyin en iyisine lâyıktır’ mottosuyla sekülerizme hızlı geçiş ...

    Ve 28 Şubat kararları ...

    Son otuz-kırk yılda kazanıldığı(!) vehmedilen mevzilerin, yetişti varsayılan insan ve aydın tipinin iflâsı ve ‘siyâsî islamcılığın defin ameliyesi’.

    Bu defin esnâsında morgtan kaçıp ‘üzerimizdeki millî görüş gömleğini çıkardık, değiştik’ iddiasıyla hayat bulan AKP iktidârı. Demokrat Parti iktidârının “câmileri ahır yaptılar, ezân-ı Muhammedi’yi Tanrı uludur diye okudular” türünden argümanlarına sıkı sıkı bağlı bir siyâset diliyle hedef tahtasına Türk siyâsetinin ‘yedi uyurları’ ve arkaik partisi CHP’yi oturtup, popülizmi sanat hâline getiren ve sekülerleşmede sınır tanımayan AKP iktidârı.
    Mütedeyyin kitleleri zenginlik ve güç ile buluşturan, başörtüsünü tesettür olmaktan çıkarıp tepelerine kondurdukları deve hörgücüne benzer desteklerle ucûbeleştiren, tesettürü ahlâk ve edebinden soyarak bir marka fetişizmine, bir gösteriş budalalığına ve güçlü olana ait olmanın alâmet-i fârikasına dönüştüren, haydi tam tâbiriyle ifade edelim, siyasal islâm’ın sembolü yapan bir idraksizlik ve ihlâs dejenerasyonu.
    28 Şubat’ta bütün bu birikimlerin(!) politik temsilcisi ‘millî görüş’ ekolünün içine düştüğü ve içinde bir taraftan kıvranarak bu zilleti ‘içselleştirmeye’ çalıştığı şok dönemi.

    Hz. Musa’nın, “Rabbim... içimizden bir takım beyinsizlerin yaptıklarından ötürü bizi helâk edecek misin?” sorusunun tam da zamanıydı aslında, bir iç sorgulamanın bütün şartlarını içinde barındıran bir tecrübenin adıydı 28 Şubat.
    Zihnî ve kalbî bir ‘Tih Hicreti’nin zamanıydı.
    Zillet görmemiş bir neslin neşv ü nemâ bulma ihtimâliydi bu sorgulama ve zihnî hicret.
    Olmadı, yapılmadı ...

    28 Şubat’ın içinden bir ‘derin sorgulama’ değil, bir ‘derin islâmcı sekülerizm’ çıktı; bunun adı da AKP oldu ve islâm’ın biricik değeri olan ‘adâlet’in devletin de biricik değeri olması ihtimâline konulan ipoteğin altında ‘islâmcı’ AKP’nin imzasının bulunması, siyâsî tarihimize bir trajedi olarak kaydoldu ...

    http://www.yg.yenicaggaze...zargoster.php?haber=27247
    0 ...
  39. 148.
  40. ulusalcılar bilirler. yumuşak başlıysak uysal koyun değiliz. ama sizin gibi de mal değiliz ki gaza gelip sokakta adam kovalayalım.

    yapsak 28 şubat'ta yapardık. ama yapmadık.

    polis başörtülü hanımları yerde sürüklerken abilerimizin elinden sopayı aldı babalarımız.

    -yapmayın oğlum, sabredin, allah kerim!
    4 ...
  41. 147.
  42. zor dönemdi. baştan belirteyim emekli bir askerin çocuğuyum. 14 yaşında askeri lisede olduğum bir yıldı. siyasetten de erbakan'dan da ecevit'ten de bihaberdim. neyin ne olduğunu bilmeden, gözümü açtığımda kendimi askeriyede buldum ve çocuktum. yaşıtlarım dışarıda oyun oynarken ben askercilik oynamaya başlamıştım. birden bir süreç başladı. söylemler neydi, yapılanlar neydi bilgimiz yoktu. askeri lisede komutanlarımızın bize söylediği ''erbakan taraftarları size saldırabilirler. görürseniz onları uzaklaşın'' telkinleriydi. korkmuştuk gerçekten ve kötü gözle bakmaya başlamıştık. tatil için ailemin yanına geldiğim zaman ise evin içinde bayrakların, gençliğe hitabelerin asıldığını gördüm. sorduğumda ise durumun kötü olduğu ve mecburen astıklarını söyledi ailem. annemin başı kapalıydı, size göre türban bana göre başörtüsü. kimin ne dediği de pek pipimde de değil. evleri tek tek aramaya başlamışlar asker mensubu olduğumuz için. düpedüz fişlenmişiz. kendi mensubu olduğu çalışanları fişleyen ve ötekileştiren bir kurum. ben de sonrasında askeri liseden atıldım. üzüldüm, ağladım. neden olduğunu anlayamadım çünkü 14 yaşındaydım. babam atılacağını öğrendiği için son anda emeklilik başvurusu yaptı ve yırttı. yoksa o da o yaşta işsiz kalacaktı. yavaş yavaş antipati beslemeye başladım türban diyen kişilere. yıllarca bizi ötekileştiren, fişleyenlere karşı kızdım, söylendim. ama hiçbir zaman aklıma kalkıp bir polise, askere taş atmak geçmedi. en fazla biz zarar gördük bu ülkeden. milliyetçilik damarım diye bir şeyim kalmadı. türkmüş, kürtmüş hiç umursamamaya, insanın insan olduğundan dolayı saygı duyması gerektiğini hissettim. ama şu son direniş denen rezilliği görünce sinirlerim bir kez daha yıpranmaya başladı. benim bu ülkeyi sevmemem gayet doğal.

    sizlerin alkol yasağı da sigara yasağı da ağaç yasağı da sikimde değil. benim çevremdeki yüzlerce insanın ekmeğiyle oynandı. hanginiz çıkıp eleştirdiniz birini? pardon eleştirmek? düpedüz çanak tuttunuz, alkışladınız. işte bunun için samimiyetsizsiniz, işte bunun için at gözlüklüsünüz.

    velhasılkelam hayatı boyunca hiç oy vermemiş bir birey olarak bu sefer gidip en demokratik olan hakkımı kullanacağım. siz ve sizin gibi yüzsüzler için.
    5 ...
  43. 146.
  44. 145.
  45. geleneksel 28 şubat davaları gündeme gelmeyen gündür. hayırdır ?
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük