Gücü eline alan dincilere koyulan gündür. Buna rağmen günümüzde dincilerin bulunduğu konum ortadadır. 28 şubatta alınan kararların yeniden alınması gerekir. Hatta daha sert kararlar alınmalı ve uygulanmalıdır..
bu ülkede güya demokrasiyi savunan kişilerin!!! iş din ve vicdan hürriyetine geldiği noktada laikliği bahane edip insanların farz olan ibadetlerine örtünmesine ve davranışlara karışmasının bedelini chp halen ödüyor merak etmeyin.
yıl olmuş 2020 kemalist yobazlık anlamında helen değişen bir şey yok.kemalistlerin halen yarısı 28 şubatı ve kamuda başörtü yasağını destekliyor ne diyeyim ki valla.
ülkenin gırtlağına çökmüş, her köşe başını tutmuş sabetayist kemalist çetenin son hamlesiydi.
3000 ailelik bir çete. örümcek ağı gibi sardıkları anadolu ve ellerinde "asker" sopası.
size tanıdığımız haklar kadar varsınız dercesine şımarıklığın had safhası.
her türlü çirkinlik, kahpelik, hainlik ve şerefsizlik bu atatürk kalkanı ile korunan sabetaycılarda.
çünkü bunlar kahpedir. alaşağı edilince de çingene yaygarası koparırlar. o conolarda gördüğünüz çirkefliğin bürokratik tavrını sergiliyorlar yıllardır.
ama o günler geçti gitti!
müslüman anadolu halkı hak ve halk düşmanı korkak ve kahpe dönmeleri ezdi geçti!
islama düşman dönemin kemalist kesiminin iltica geliyor laiklik gidiyor gibi safsatalarıyla dönemin genelkurmay başkanı tarafından internet üzerinden yayılan bir bildiriy sonucu erbakana hitaben ya sen istifa edersin ya da biz darbe yaparız örtülü tehdidi sonrası istifa eden necmettin erbakanın yokluğunda yaşanan ve o dönemde ardı arkası kesilmeyen islam düşmanlıklarına şahit olduğumuz kara günlerin başlangıcı. Bak bak başörtü takınca belli bir kesmi temsil ediyormuş. Bu da laikliği zedeliyormuş. O halds kadın Etek gitince de bana göre kemalist kesmi temsil ediyor. Ne yapıcaz. Biz de anayasadaki hakkı sınırlandırma sebepleri ölçütü olan genel ahlağı bahane ederek etek ve dekolteyi mi yasaklayalım?
Bu kemalist kişiler sözde özgürlükçü ve liberal. Biz de yedik az ileri de bir yerde oynayın.
Bu süreç fetöcülere ve onun yardakçilarına karşı yapıldıysada bu onların daha da güçlenerek ülkemizin başina bela olmalarına sebebiyet vermiştir.
Böylelikle 15 temmuz un önü açılmıştır.
Tabandaki halk kitleleri her olaydan sadece mağduriyeti ön plana çıkararak işin en kolayına kaçmıştır.
1980 darbesi 28 şubat ve 15 temmuz aynı zincirin halkaları gibiler.
Allah akıl fikir versin.
Haksızlık adaletsizlik herzaman var,28 şubattan daha içerde olanlar var ve bunlar bizi bırakın demiyor yeniden yargılayın diyor hükümetten tık Yok.enson Salih mirzabeyoğlu bırakıldı oda bir sene yaşadı öldü.
28 şubat sonrası kimse gözaltında işkence görmedi..
kimse gözaltında kaybolmadı..
kimse cezaevinde ölümcül bir hastalığa yakalanmadı..
elbette bazı haksızlıklar ve despot uygulamalar yaşandı, yaşanmıştır (ve de bunlar akabenin bu kadar güçlenmesinin önünü açtı malesef.) ancak mağdur edebiyatı alanında doktoralı dinci kesim ve içi askeriye düşmanı ve cihangir solcusu dolu türk medyası bunları bire bin katarak anlattı, ballandıra ballandıra bitiremedi. akabenin bu kadar güçlenmesinin önünü açan da şüphesiz bu medya faktörüdür..
dinciler iktidarı ele geçirdi de ne oldu ?
ülke şu anda pek çok noktada (yolsuzluk rüşvet israf rekortmenliği, dudak uçuklatan günlük saray israfı, utanç tablosu dışa bağımlı türk tarımı, hiçe sayılan halk sağlığı, rant amaçlı hunharca katledilen doğa ve talan edilen doğal ve tarihi miras, çölleşme yolundaki türkiye, ihmal kaynaklı iş cinayetlerinde dünya ikinciliğini kapmamız, yabancılara teslim edilen sermaye, gülen cemaati gibi yılanların devlette oluşturduğu yıkım, akabe hükümetinin bop adı altında abd ile birlikte ortadoğunun karışmasına ve islamcı terör örgütlerine verdiği destek, surisinden zencisine afganından çekik gözlü adamlarına kadar binbir milletten insanın ülkeye doluşması.) dibi görmüş durumda.
ekonomik kaynaklar, medya, ysk, yargı dört elden kuşatıldı; insanlar satın alındı.
2002 yılında 71 yaşında sıradan bir yurttaş, kanser bir kadın, tedavisi geciktiği için normalden daha erken ölmüş. ak medya/ dinci medyası bunu bile 28 şubat 1996'ya bağlayarak sunmayı başarıyor.
peki ya şunu sormak gerek; akabe hükümetinin iftiralarla kumpaslarla hapse attığı, bu uğurda kimi bunalıma girip yaşamına son veren, kimi cezaevinde hastalanarak ölen o kadar insan ne oluyor ?
edit : unutulmaması gereken, 28 şubat sonrası yaşanan ve 12 eylülün yanında çok sönük kalacak olan (12 eylülün tümüyle haksız olduğunu da savunmuyorum.) gözaltı ve hapis cezalarının, çok büyük ölçüde hakedildiğidir. yargılanıp hapis cezasına çarptırılanlar, islamcıların abd destekli tehlikeli kadrosunu oluşturuyordu.. ismi bombalı suikastlerle anılan mirzabeyoğlu da bunlardan bir tanesi..
21. yüzyılda gülen cemaati gibi hükümetler eliyle palazlandırılmış bir yılanın devlette yarattığı yaklaşık 10 yıl süren bir yıkım ve bir sürü nahoş olay yaşadık.. "hakedene hakettiği şekilde muamele etmek." de işin gereği oluyor bu durumda.
-bir gecede yüz binlerce insan dini inançlarından dolayı işinden-okulundan edildi.
-laik-kemalist köpekler ağızlarından salyalar akarak bu deyyusları alkışladı.
-bu totaliter devlet uygulaması o gün bazılarının dini oldu ve bu dine tapmaya devam ediyorlar.
milli görüş ve fethullahçı atmıklarının ülkeyi getirdikleri hale bakınca kıymeti anlaşılmakta. bir günde iki habere bakmak yeterli. ak partiye oy vermeyeni allah çarparmış. başı açık hemşirenin bulunduğu odaya ise melek girmezmiş.
görüldü ki darbe daha önceki örneklerde olduğu gibi dini nitelikli ve abd referanslı politik bir gruptan geldi, nihayete erseydi fethullahçı çete 15 temmuz'u yapacak kudrete erişemeyecekti. kötü gidişatı doğru değerlendirmiş kimi asker, bürokrat ve sivillerin ellerini taşın altına koymalarıdır 28 şubat. kıymeti bilinmedi.
bu dönemde fethullahçı hücre evlerine baskınlar yapılıyordu atlanmasın, fethullah gülen ise abd'ye kaçmıştı. sonraki yıllarda yani fethullah gülen- tayyip erdoğan ittifakındaysa 28 şubat kötülendi durdu. dini bütün müminler başörtüsü edebiyatı yapmaya devam etsinler, fethullahçı orospuların alayı türbanlı çıktı gördük.