18 li yaşlarımın üzerinden, 10 yıl geçmiş. Daha dün, nokia 6600 telefon kullanıp, ultramp3 programını telefona kurup, lise masalarında müzik dinlerdik. Böyle düşününce, zamanın ve dünya kavramının yalan olduğunu düşünüp, hüzünlenmeme neden olan duygu ve bütünlüğü.
gençliğin, biraz oturmuşluğun, yapacaklarını yapmak için belki de son ya da en iyisini yapmak için en iyi ortamın oluştuğu yaşta olmaktır. hani ne çok genç , ne de çok geç. daha doğrusu hiçbir şey için geç kalınmadığının farkına varmak adına en uygun yaş diyebilirim.
sekiz yaşındaysanız ve aşıksanız hayat çok güzel. peki ya yirmi sekiz yaşında ve evliyseniz? hatta yirmi sekiz yaşında, evli ve bir çocuk babasıysanız? hatta ve hatta yirmi sekiz yaşında, evli, bir çocuk babası ve hala çocuksanız?
Tam olarak bir sene sonra gireceğim yaş. Evet bugün doğum günüm. 2 banka mesajı dışında kutlayan kimsenin olmadığı doğum günüm. Normalde sevmem böyle tripleri de keşke hatırlayan 1 2 kişi falan olsaydı
hangi yaşa bassam olumsuzluğu yazılır. benimde kaderim herhalde. 28 biter, 29 yaşında olmak ile ilgili kederli entryler falan filan komiklikler hüzünler işte.
30a yaklaştığın için, hayatı sorgulattıran bir yaştır.
başarılarını, ama daha çok başarısızlıklarını,
aşklarını ama en çok kavuşamadığını,
iyi ki dediklerini ama daha fazla pişmanlıklarını sorgularsın.
30 yaşın miladın olacağına inandırırsın kendini, sanki o zamana her şey farklı olacakmış gibi.